bu adamların bir madison square garden performansları vardır ki gerçekten de insanı feci koparmaktadır. sergiledikleri 2 saatlik performans gerçekten çok kalitelidir, insanı çok pis gaza getirir ve de kişiye bu adamlar bu işi biliyor aga dedirtir. *
take one isimli belgeselde kendilerinin küçük gece kulüplerinden bu noktalara nasıl geldiğinden bahsedilmektedir. adamlar paranın dibine vurmuşlar jetler,yatlar vs vs., performanslarına binlerce insan gidiyor, bu kaliteli müziğe helal-i hoş olsun.
Axwell'in en başarılısı olduğu konusuna biraz şüpheyle yaklaşmak isterim. Zira ortada, ''one'' gibi bir parçayı yaratmış olan Sebastian ingrosso realitesi var. Steve Angello belki hip hop ekolünden geldiği için karşılaştırılamaz ancak, ben Seb.in de Axwell kadar yetenekli olduğunu düşünüyorum. Zira o da çok üretken. Şuralardan deneyebiliriz:
Üç başarılı dj'in biraraya gelerek mükemmel şarkılar oluşturdukları gruptur. Özellikle Save The World ve Greyhound çok iyi parçalar, ve tabiki klipleri de bir o kadar mükemmeldir.
şarkılarını ve üyelerinin yaptıklarını genellikle dinlerdim. son zamanlarda beni kendilerine bağladılar. son turlarını yapıp dağılacaklar ve turda türkiye yok. iç burkan anlardan biri oldu bunu öğrenmek. çok sağlam şarkı yapıyorlar. david guetta ile beraber saygı duyduğum isimlerden. hiç tarzım değildir tarzları ama iyi olan her şey dinlettiriyor kendini.
son 2-3 konserlerinden birisine ushuaia ibiza'da şahit olmuş birisi olarak söyleyeceğim tek söz dağılmaları bizim gibi müzik severler için son derece kötü, öyle sanıyorum ki kendileri için ise son derece iyi olmuş topluluk.
sahneleri muhteşemdir, güzel olmayan kafayı bile güzel yapma etkisine sahiptir.
über house müzik yapan, çalışmalarıyla kopartan grup. geç keşfetmeme üzüldüm. zira canlı performanslarını izlemek isterdim ama dağılmışlar. umarım solo performanslarında da grupta yaptıkları kadar ses getiren parçalara imza atarlar.
dağılmaları kötü oldu falan da aslında gayet normal olan trio. üç adam bir mixerin arkasında tepinip duruyor zaten işin prodüksiyon harici kısmı mantıklı düşününce başlı başına saçmalık. onun dışında bu abiler artık aldılar gittiler. eskiden swedish house mafia olarak headliner olabildikleri organizasyonlarda bireysel olarak da kafada yer bulabilir oldular. her ne kadar 4 senede bireysel işlerinin hiç biri gurup olarak yaptıklarının kalitesine yaklaşamasa da bu üç işi başından aşkın meşgul amcanın artık bir araya gelmesi onlar için çok ekstrem bir yorgunluktu. kendi aralarında bir çekememezlik durumu falan olduğunu sanmıyorum. bu adamlar hadi grup kuralım adı ne olsun tarzı bir araya gelmiş değiller. eskiden beri eric prydz ile birlikte swedish house mafia diye anılırlardı. o zaman birlikte olup daha büyük kitleye kendilerini tanıtmaları gerekiyordu, tanınttılar. şimdi daha çok zamana ihtiyaçları var ve dağılıyorlar.
çok yakın arkadaşlar olmalarının yanında elektronik müzik açısından gerçekten birbirini inanılmaz tamamlayan üç adamın bir araya gelmesiyle oluşmuş house müzik triosu. steve angello gibi bir producer, axwell gibi bir remixer ve sebastian ingrosso gibi studio başarısının yanında yarmış geçmiş bir canlı performans adamının bir araya gelmesiyle inanılmaz işler ortaya çıkmıştır.
yeni albumunun çıkması fakat youtube dahil hiçbir yerde yeni şarkısını tanıtımı dışında dinleyemediğimiz, "one" şarkısıyla bizi kendine hayran bırakan grubun ismidir.
kendilerini kuruldukları andan beri takip ettiğim house müziğin duayenleri miami'yi sallayan dj üçlüsü. Daha önce kendilerinden hiç haberdar olmamış olanlar leave the world behind, miami 2 ibiza, one'ı dinlemelidirler. Ek olarak Steve Angello'nun 'Monday' adlı solo'su da mükemmeldir.
elektronik house müziğin, tabiri caizse ''los galacticos'' ünvanını sonuna kadar hakeden dj grubu... Ülkemize gelmeleri durumunda (ki bu olay pek gerçekleşecek gibi durmuyor ibiza,miami arası mekik dokuyor herifler ) koşa koşa konserlerine gideceğim grup. ayrıca ülkemizde bir adet benzeri bulunmakta kendilerine (bkz: ''The House Mafia'') ismini takmışlardır. bari turkish house mafia yapsaydınız'da tam olsaydı. acı ama gerçek napalım...