suçun ortaya çıkış nedenleri incelenerek erken müdahaleyle önlenir. suçun ortaya çıkması bir sorun değil sonuçtur. dolayısıyla o suça gidene kadar bireyler süreçten geçer. işte bu süreci iyi takip edip daha başlamadan yıkarsan suçu önlemiş olursun.
suçluyu ortadan kaldırmak hiçbir zaman suçu ortadan kaldırmak olmaz. suç çünkü sistemdir ve o sistemi yıkmak lazım. bunun altında olan sebepleri de sosyologlar araştırır artık.
ayrıca suçu toplum hazırlar birey işler kafasındayım ben de.
Caydırıcılık suç önlemede sıkça kullanılan bir yöntem olsa da bence anne-çocuk eğitimi ön planda olmalı.
Bütün insanlar suçsuz doğar aslında, çevre onu bi biçimde suça iter.
CiNAYET VE TECAVÜZLERiN ÇOĞU
ALKOLLÜ iKEN iŞLENiYOR
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) geçtiğimiz yıllarda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 30 ülkede yaptığı, alkolün suçlar üzerindeki etkisi araştırmasında çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Alkol bağımlılarında suç işleme oranı yüzde 68 iken, alkol bağımlısı olmayanlarda bu oranın yüzde 37 olduğunun vurgulandığı araştırmaya göre, cinayetlerin yüzde 85’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 60’ı ile hırsızlık ve yankesiciliğin yüzde 71’i alkollü iken yapıldı.
iNTiHAR EDENLERiN YÜZDE 90’I ALKOLiK
Türkiye ve dünyada milyonlarca kişinin alkol kullanmaya meyilli olduğunun kaydedildiği araştırmada, intihar edenlerin yüzde 90’ının, mala yönelik suç işleyenlerin yüzde 77’sinin, eşine şiddet uygulayanların yüzde 70’inin, akıl hastalarının yüzde 60’ının, boşananların yüzde 80’inin, tutuklu olanların yüzde 78’inin ve işe gitmeyenlerin yüzde 60’ının alkol kullandığı saptandı. Alkole çözüm suça çözüm galiba.
caydirici cezalar bence en son care olmali. oncelikli olarak insanlarin işledikleri suclarin temelinde yatan ortak neden ortaya cikarilip o neden uzerinde yogunlasmali devlet.
Cezalarin caydiriliği elbet bir nebze işe yarayabilir ancak adamin, yani suçlunun içindeki suçu yapabilecek canavari öldurmediğiniz muddetçe o hep potansiyel olarak bir yerde duracaktir. O yuzden eğitim.
eğitim düzeyi ve gelir seviyesinin artması, muhtaç kişinin kalmaması ve sosyal adaletin sağlanması ile bireysel suç oranı azaltılabilir. organize suçlar için (bkz: devlet politikaları)
cezaların ağırlaştırılmasından ziyade gelir ve refah düzeyinin artması ile suç oranı düşer. ama tabi her şeyden önce insanların kafa yapısı ve eğitim düzeyi iyileştirilmeli.
Suç denilen kavram, ta insanoğlunun ilk zamanlarından beri süregelen bir fiil olmasından mütevellit yok edilemez bir dürtüdür aynı zamanda.
Yıllardır uygulanan idam, zindan, hapis gibi cezalar bir nebze de olsa suç oranını düşürmüştür kullanıldığı yere göre, lâkin yok denecek seviyeye getirmemiştir bu tür cezai sistemler.
Kısacası, devlet sistemi olan toplumlarda suç oranının düşmesi gibi birşey söz konusu değildir. Sadece kontrol altında tutulabilir.
Ayrıca şöyle ütopik birşey de var
(bkz: the purge)
Hırsızlığı örnek alırsak insanların çoğu ihtiyacı olduğu için mecburen çalıyor bunun sebebi de sosyal devlet anlayışının tam olarak uygulanmaması.insanları bu duruma mecbur bırakan sistemin toptan değişmesi lazım.insanlar ihtiyaçlarından fazlasını biriktirmesinin mantıklı bir amacı olamaz.
ikinci husus ise acilen tüm dünyada nüfusun azaltılması lazım yoksa dünya bu duruma çok dayanamayacak.
insanlar başlıca tarım alanları olan ovaların üstüne metropol şehirler kurdular verimli topraklarda kendimiz ve hayvanlarımız için yiyecek üreteceğimize üstüne asfalt döküyoruz bu da doğanın yapısı bozuyor.Temiz suları kaynaklarından çıkar çıkmaz alıyoruz ya da kirletiyoruz.insanlar kendi kendilerinin sonunu hazırlıyor ve bu da beraberinde her türlü suçu doğuracaktır.
Evet arkadaşlar. Günümüzde dünyanın ve ülkemizin en büyük sorunlarından birisi de işlenen suçlardır.
Bazı ülkeler suç oranını düşürmek için caydırıcı cezaları, ve katı kuralları tercih ediyor.
Dünyanın daha modern ve gelişmiş bir yer olarak iddia edilmesine rağmen oldukça fazla suç işleniyor. Bu da dünyanın aslında pek de gelişmiş bir yer olmadığını gösteriyor.
Böyle bir dünya da en önemli konu eğitimdir. Fakat matematik, edebiyat veya dil anlatım tarzı eğitim değil.
Vicdan eğitimi olmalıdır.
