Ceza kanunun ihlali yönündeki, savunma veya mazeret olmaksızın yapılan ve devlet tarafından ağır veya hafif suç olarak cezalandırılan kasıtlı bir hareket.
toplumdaki marjinal davranışlar, toplumsal dayanışmayı bozar gibi gözükse de bunlar sosyal, normal ve gereklidir. bireylerin topluma katılmasını sağlar. *
farklı görüşlerin ortaya çıkmasına imkan verir. önemli olan, bu suça neden olan suç oranı değildir, önemli olan,suça neden olan faktörlerin ortaya çıkarılmasıdır.
doğuştan gelmez. dolayısıyla ırk, din, mezhep, renk ve cinsiyet farklılığı suç değildir. buna suç diyen varsa, o kişi allah'ı suçluyordur.
doğuştan gelen özellikler insan tarafından belirlenmediğine göre bunlar suç olarak sayılamaz. insan için suç, sadece insanın yaptıklarıdır/yapmadıklarıdır.
insanların koyduğu kuralların, başka insanlarca yanlış bulunması sonucu ihlaliyle oluşan eylemlerdir.
böyle bir tanım yaptım çünkü suç kavramı yıllar geçtikçe değişim göstermiştir. daha önce suç olan şeyler suç olmamakta, suç olmayan şeyler suç olmaktadır. eee şimdi sormak gerekir neye göre kime göre suçtur ve ileride bu suç kalır mı? böyle bir durumda idam cezasından bahsetmek de yanlış olur tabiki. çünkü ileride işlediği suç, suç olmaktan çıkabilir.
harikulade rap şarkısı.
her şeyiyle saian ürünüdür.
çocuk astı cunta aralık 13, 1980
darbeden akan en masum kan erdal eren
toplum aç açıkta kaldı sen seyrettin
gene bi günah keçisi buldun astığın şeyh bedrettin
memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak
nazım hikmet ran kanıyla beslenen aç kurtlar
kostümlerine bakmadan temaşa eden erkan
buhrana göz yuman kaçak vahdettin paşam
menemende kubilay bak sivasta aziz nesin
24 ocakta uğur mumcu bu ne imtihan
solingente yanan çıplak etler hepsi bizim
adına mumlar yaktığımız onursuz katliam
[nakarat]
çaldılar, çocuktum elimden aldılar geçmişimde çatlaklar yalanlarla sardılar
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
kırgınım, şimdi bir çocukça kırgınım küstürülmüş eski bir şair biraz yorgunum
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
...
şimdi bütün bunlar neden saklanmakta bizden
tarih sade destan ihtiva etmez ki yekten
elit entellektüel aydınlar zaten
en büyük destanı yazarlar gazetelerden
elimden aldın bütün değer yargılarımı ver
bana patenti siyasal bi partiden tarih yemez
inkılaptan başına güneş geçmiş devletin
fitne koalisyon bazlı hökümetin milleti
soylu sınıfı tekmil harp zamanı teslim
kapütülasyon gitti ambargolar geldi peki
amerikan piyade gemisi hoş geldi boş gitsin
bezgin bekir 1968 tertip
[nakarat]
çaldılar, çocuktum elimden aldılar geçmişimde çatlaklar yalanlarla sardılar
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
kırgınım, şimdi bir çocukça kırgınım küstürülmüş eski bir şair biraz yorgunum
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
özgürlük ile direkt bağıntılı bir kavramdır. şöyle ki ; özgürlük ve suç bölünmez bir aeronun hızlı hareketi gibi birbirine baglıdır. aeronun hızı sıfır olunca hareket edemez. insan da böyledir. özgürlüğü sıfır olunca suç işleyemez. bu açıktır. insanı, dolayısıyla toplumu suçtan kurtarmak için önce onu özgürlükten kurtarmak gerekir.
tehlikeli kesikti. tehlikeli kesikler gibi sevişirdi. eve bir giyotin almak isterdi hep. fazla arkadaşlar için. fazla gözyaşları için. fazla laubalilikler için.
...
Suçu benim üstüme at: Biz, biraraya geldiğimizde anlamlı bir kelime oluşturan iki heceydik -- bunu itiraf etmem. Suçu benim üstüme at: Evet, aramızda kronolojik bir sıralama vardı duygular açısından. Şiddetin yol açtığı her türlü maceraya düşkündü o. Yara kabukları biriktirirdi. Açıksözlülük biriktirirdi -- ağzımdan alamazlar. Suçu benim üstüme at. Suç beni bağlamaz. Suç bana çarpmaz.
ayrıca suçun karanlık yüzü ( dark figure of crime ) diye bir tabir vardır ki bu da işlenip açığa çıkmamış suç potansiyelini işaret eder.. kocam bu sever de döver de mantığındaki fail koca bu suçu en çok işleyen kişidir.. tabi bunlar hep suçun karanlık yüzü olarak saklı kalır..
çocuk astı cunta aralık 13, 1980
darbeden akan en masum kan erdal eren
toplum aç açıkta kaldı sen seyrettin
gene bi günah keçisi buldun astığın şeyh bedrettin
memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak
nazım hikmet ran kanıyla beslenen aç kurtlar
kostümlerine bakmadan temaşa eden erkan
buhrana göz yuman kaçak vahdettin paşam
menemende kubilay bak sivasta aziz nesin
24 ocakta uğur mumcu bu ne imtihan
solingente yanan çıplak etler hepsi bizim
adına mumlar yaktığımız onursuz katliam
çaldılar, çocuktum elimden aldılar geçmişimde çatlaklar yalanlarla sardılar
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
kırgınım, şimdi bir çocukça kırgınım küstürülmüş eski bir şair biraz yorgunum
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
şimdi bütün bunlar neden saklanmakta bizden
tarih sade destan ihtiva etmez ki yekten
elit entellektüel aydınlar zaten
en büyük destanı yazarlar gazetelerden
elimden aldın bütün değer yargılarımı ver
bana patenti siyasal bi partiden tarih yemez
inkılaptan başına güneş geçmiş devletin
fitne koalisyon bazlı hökümetin milleti
soylu sınıfı tekmil harp zamanı teslim
kapütülasyon gitti ambargolar geldi peki
amerikan piyade gemisi hoş geldi boş gitsin
bezgin bekir 1968 tertip
çaldılar, çocuktum elimden aldılar geçmişimde çatlaklar yalanlarla sardılar
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
kırgınım, şimdi bir çocukça kırgınım küstürülmüş eski bir şair biraz yorgunum
şimdi suçlularda bir ihanet hüznü bakın suçlular kapatmış elleriyle yüzünü
Kapitalizmin bireylere vaad ettiği zengin olma hayali, ekonomik yönlü suçlara büyük kaynak. Buna bağlantılı olarak yine sistemin, zenginliği belirli bir zümrenin eline veren anlayışının yoksullaştırdığı insanların hayatta var olması için suç işlemesi gerekliliği de karşımıza çıkıyor. ilk cümlede bahsettiğim kişilerin girişimleri suç teşkil etse de, var olmaya çalışan bir insanın yaptığı eylem suç olarak değerlendirilmemeli. Kanunlar, en azından ekonomik yeterlilik seviyesinde kazanan insanlar için geçerlidir. Zenginlerin lüks tüketim arzusu, yoksulların ihtiyacı olanı ellerinden alıyorsa, o zaman suç yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmeye çalışan kişinin giriştiği eylemden ziyade daha farklı bir arenada aranmalıdır. Bu noktada "görünen suçun" bir aldatmaca, esas suçun ekonomik gelir dengesizliğinde ve bu sistemi savunan insanlarda olduğu açıktır.