kirklar daginin duzu
karanlik basti bizi
kor olasan (suzan suzi x3)
ziyaret carpti bizi
koprualti kapkara
ana gel beni ara
saclarima (kumlar doldu x3)
tarak getir de tara
gazi kosku serindir
dicle suyu derindir
aglama sen (garip anam x3)
kadir mevla kerimdir
seklinde olan tadindan yinmeyen turku.
hikayesi:
Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle Nehri kenarında, Kırklardağı vardır. Bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar Ziyareti vardır. Çocuğu olmayanlar, buraya gelip dilek dilerler.
Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. Kadın, Kırklar Ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış. Bir kızı doğmuş. Adını Suzi (Suzan) koymuşlar. Her yıl doğum gününde, annesi onu süsler, giydirir ve Kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş. Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp, güzel bir genç kız olmuş. Müslüman komşularının oğlu Adil'le, birbirlerine aşık olmuşlar. Yine bir doğum yıl dönümünde, annesi Suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere, Kırklar Ziyareti'ne göndermiş. Arkalarından habersizce Adil de gelmiş. Hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan Suzi, Adil'le beraber, dağın arkasına dolanmışlar ve orada sevişmişler. Kırklar Ziyareti, bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret Suzi'yi çarpmış. Kız On Gözlü Köprü'nün orada, Dicle'de boğularak ölmüş. Suzi'nin ölümünden sonra, Adil de aklını yitirmiş.
en büyük ününü ekmek teknesinde suzan adlı bayanın oynamasıyla dizide geçerek kazanmıştır. duygusal anlarda insanı kendinden geçirmeyi başarabilen bir türkü.
yavuz bingöl' ün enfes yorumladığı oldukça hazin bir hikayesi olan türküdür. hele bir de suzan ismine ya da o isimde birine zaafınız varsa her dinlenildiğinde sizi sizden alıp götürmektedir.
dicle'nin kenarındaki, kırklardağı'nın arkasında, "kırklar ziyareti" varmış (halen de vardır, inanmayan gidip görebilir). çocuğu olmayanlar, buraya gelip, dilek eder, adak adarlarmış.
olay böyleyken, çocuğu olmayan zengin, süryani bir ailenin kadını, gelip dilek dilemiş, adak adayıvermiş. neticesinde bir kız çocuk sahibi olmuş ve onun adını da suzi (suzan) koymayı uygun görmüş. annesi her doğumgününde, suzi'yi süzler, kırklar ziyareti'ne götürüp, kurban kestirirmiş.
zamanla, suzan çareyi büyümekte bulmuş ve büyümüş, serpilmekten de geri durmamış; tam serpilirken de, müslüman komşularının evladı adil'le aşık oluşmuşlar. yine bir doğum gününde, annesi suzi'yi, kurban kesilmesi için krıklar ziyareti'ne salmış. adil de, bunları takip edivermiş sinsice. hizmetçiler kurban keserlerken, aralarından sıyrılan suzi, adil'le kuytuda yiyişmiş, boşalmış. bu saygısızlığa tavır koyan kırklar ziyareti, suzi'yi oracıkta çarpmış, çarpılan kız, dicle'ye düşmüş ve boğularak ölmüş, adil de, "hasktir" diyerek aklını kaybetmiş.
her dinlediğim de ağlıyorum bu türküyü. doğu motifleri taşıyor. (diyarbakır türküsüymüş zaten) hikayesini sonradan öğrendiğim ilk ekmek teknesinde duymamla ara ara dinlediğim türküdür.