Benim için başlık açıp seri eksilenmis koca yürekli yazar. Benim uğruma resmen birkaç dakika içinde silahla taranmış kadar oldu.. ama güldük yani bize de malzeme oldu bu durum. Neyse en yakın zamanda bir kalıp pasta yiyeceğiz ikimiz. Çaylar ondan.
Edit: beni de buradan eksiliyorlar. Arkadaşlar biz size ne ettik? Bu poncik kalbim bu kadar eksiye dayanamıyor artık.
içten içe muhabbet duyduğum nadir kadın yazarlardan. ithaf edilmiş yazılarda pek iyi olmasam da; beni anladığı ihtimali gülümsetiyor. Yazmaya devam ediniz hemşire bir hayli memnun oluyorum okurken.
SARIŞIN, AFET- i DEVRAN, ŞUH, GÜZEL, EN GÜZEL, BiRAZ FETTAN, * BiRAZ KÖTÜLÜK, BiRAZ ŞEHVET, ELiNDE UPUZUN AĞIZLIKLI KADIN SiGARASI NiHAHAHAA ŞEKLiNDE KAHKALARI OLAN SiNEME SANATÇISI. BURADAKi SUZAN AVCi YA MÜTEMADiYEN TAVSiYELER;
1) BU SÖZLÜĞÜN ERKEKLERi KADINLARI ÇOK SEVER
2) BU SÖZLÜĞÜN ERKEKLERi SARIŞIN KADINLARI ÇOK SEVER. *
3) BÖYLE KADIN KADIN YAZMA, LiNÇ EDERLER ALiMALLAH. **
4) SEN BiLiRSiN NE HALiN VARSA GÖR. *
doğum günüm için yazılan mesajlardan sonra 60 yaşımda demiş bana. kendisine özelden bir şey yazmak istedim ama arkadaşlarından mesaj alıyor deyince hemen cevap vereyim buradan dedim.
60 ayır sonra 6+0= 6 altıyı yine 6yla çarp ve 6 çıkar.
7 Yılı birkaç ay ile devirmişiz.
Saçma bir adriana lima ile alakalı entry'de kesişmiş ilk düşüncelerimiz ve ilk mesajı atmışım.
böylelikle başlayan muhabbetlerimiz bazen yoğunlaşmış, bazen aralara yıllar girmiş ama hep sabit kalmıştır aklımda. Uludagsozluk benim için sayın yazar arkadaşımız olmuş çoğu zaman. ergenler gibi yazmışım, onlar gibi cümleler kurmuşum ama hep seviyemizi ve çizgimizi korumuşuz. kısacası güzel günlermiş.
sayın yazar arkadaşımla iyi ki zamanında tanışmış, güzel muhabbetler kurmuşum diyebiliyorsam, eski günleri, 18'li, 19'lu yaşlarımızı çok özlediğimdendir son günlerde belki de.
Neyse halka açık hatta tv'de rating sıralamalarında sonuncu olan programın yarışmacılarının da dediği gibi ben de '' 75 milyon'un '' * önünde tekrardan kendisine teşekkür ediyorum beni eski zamanlara yazıştıklarımız sayesinde götürdüğü için.
çok iyi bir yazar olduğu kadar, kalbi de çok güzeldir. onu da söylüyeyim. *
bir insan belki birkaç yüz belki birkaç bin harften ibaret bir yazıyla nasıl tarif edilir
onun hakkında düşünülen hissedilen her şey bir çırpıda hangi kelimeler art arda sıralanarak ifade edilebilir ki? *...
aslında burada kocaman bir paragraf girişi vardı fakat baktım ki ondan çok kendimi anlatmaya başlamışım "o"nun olan bu entryde o satırların yeri yoktu ve artık yoklar. onun yazdığı her satırı okumak düşlerime dokunabilmek gibi, bunun yazdığı cümleler, kullandığı kelimelerle alakası olduğunu sanmıyorum, bir kelimeyle "hey" demesi bile okunduğu anda insanın yüzünde mutluluk ifadesi oluşturmaya yetiyorsa birinin, burada, onda, ona ait başka bir "şey" var, tarifi zor, alengirli benzetmelerle zorlama tanımlar yapmaksa anlamsız. karşısındaki insanın daha ilk andan itibaren yüreğine, zihnine dokunmaya muktedir, içinde dolup taşan, yaşadığı, düşündüğü, düşlediği her ne varsa en güzel ve sade bir şekilde dile getirebilecek kadar açık yürekli, anormalliğin normalleşmeye başladığı şu dünyada maddi varlıklardan sıyrılabilen sevgi anlayışıyla, yaşadığı duygularla, özlenen, düşlenen, az bulunan kişilerden olmayı başaran;
O, işte...
Hayatta yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız, beklentilerimiz ile onları gerçekleştirmeye yönelik cesaretimizin kesiştiği yerde var oluyor, "o"nun cesaret yönünden hiç eksiği yok, hayat yolunda tek değişkeni beklentileri, dilerim cesaretle yola çıkarak gerçekleştirdiği her düşüncesi, yaşadığı her an, ona tarifsiz mutlulukların ve güzel bir hayatın kapısını açsın...
şarkı konusunda çok düşünemedim, aslında gerek de kalmadı bir yandan, bu entryi yazmak için ilk harfe tıkladığım andan itibaren aylardır dinlemediğim bir şarkı düştü aklıma, şarkıyı değil bir dizesini armağan etmek isterim ben de;
"I know someday you'll have a beautiful life, I know you'll be a star..."
kiraz çiçeği gibidir. ya da baharda meyva ağaçlarında görülen, pamukumsu, beyaz ve pembe renkte çiçeklerin tümü gibi. ben kendime bile onca uzakken, o bana nasıl bu kadar yakın olabiliyor ve beni bu kadar iyi tanıyabiliyor, tanımlayabiliyor dediğim insan. sezen aksu nun dediği gibi, adeta deli kızın türküsü gibi birşey. yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi her renk her ahenk, ama huysuz/tatlı kadın.
okudugum entrylerinden anladigim kadariyla hislerini kolayca yaziya dokebilen, yazma yetenegi olan iyi yazar. besinci nesil olmasina ragmen ilerleyen zamanlarda yildizi parlayacak gibi. hosgelmis.
