sevgili amerikan filmlerindeki kuuul abi sözüm sana...
sabah kalkıyorsun gözlerindeki kafam kadar çapağa bakmadan yanındaki hoş hatunun yanağına bir öpücük konduruyorsun ya çok içerliyorum ona. evde yalnız kaldığım zamanlar pikemin altına girip yastığıma sarılarak ağlıyorum hönküre hönküre. nedennnn nedennnn diye diye doğal gaz borularına asılıyorum, fayanslarda debeleniyorum. vıcık vıcık ter yapıyorum fayansları.
ama konumuz başka...
yataktan afedersin dal daşşak kalkıp duş bataryasının altına lark * diye giriyorsun ya. o zaman filmi yirmi kez geriye sarıyorum. acaba diyorum suyu ılıştırdığı yeri ben mi kaçırdım ? suyu ılıştırmış olmalı.
o duş bataryasının altına öyle fütursuzca nasıl dalıyorsun abi ? bizim evlerimizde on saniye önce soğuk verdiği suyu on saniye sonra eti kemikten ayırırcasına kaynar şekilde veren anam babam usulü şofbenler var abi biz gelemeyiz böyle şeylere.
fakülte yıllarında ev arkadaşım hamdi vardı. çocuğun suyu ayarlamadaki hassasiyetini farkedip nasada bilim adamı yaptılar. senin benim güzide ülkemdeki beyinlerin göç etmesine sebep olmaya ne hakkın var ?
aeeaenneeaaağğğğğ su soğudu yine şu şofbene bakın amk (ünlem) *
topsun abi.
Ölmeden önce en çok yapmayı istediğim şeylerden biri. Evet, bir turlu olmadı. Yapamadım. Hep suyu ayarlamak zorunda kaldım. 3-5 saniyede ya çok soğuk ya da çok sıcak oluverdi hep. Buradan yetkililere sesleniyorum. Tamam tamam seslenmiyorum.