uyanılmış, gözler ovuşturulmuş, karındaki sancı farkedilmiş ve soluğu klozette almışındır. uykuyla uyanıklık arasında, ne var ne yok bırakmışın. kalkma hazırlıkları yaparken, taharet musluğunun iş görmediğini farkedersin. musluğun o an için şaka yaptığını sanarsın. musluğa derin anlamlar yükler, kafandan onun bir an için çalışmamasına sebebiyet verecek milyonlarca neden geçirirsin. "ulan bildiğin musluk işte, akmıyorsa kesilmiştir" demezsin durumun vahimliğinden. sonra çareleler ararsın. tuvalet kagıdını normalde dört parça kullanıyorsan, on dört parça kullanırsın bu kez. sonra kalkar, rezervuarı kontrol edersin, neyse ki tamamen doludur. ellerini yıkamak için lavabo musluğuna atarsın son bir şans deneyip. hala taharet musluğunun sana şaka yaptığını düşünürsün çünkü. e yine sonuç aynıdır. tuvaleti terk ettiğinde tamamen ayılmış bulursun kendini, on fincan kahve içsen o an için bu ayıltmayı başaramaz. ellerine ıslak mendil, kolonya banyosu yaptırdıktan sonra normal hayatına dönersin ama seni derinden etkilemiştir günün ilk volesi. içine öyle oturmuştur ki sözlüğe bile yazarsın.
