suyun intiharıdır şelale

entry6 galeri0
    1.
  1. her şeyin bir başlangıcı ve sonu olduğunu sende gördüm ben. sende gördüm hiçbir şeyin yokluktan varolamayacağını ve varlıktan yok olamayacağını.
    sende gördüm tanrı'nın güzel yüzünü. sende gördüm ellerimden kayıp giden yıldızların milyon yılda gerçekleşebilen nadir olaylardan birisi olduğunu.

    sende gördüm, varlığına nedensizlikten çıldıranların aslında ne kadar cesaretsiz, sevgisiz, ümitsiz yaşadıklarını. ve, tozlu roman sayfalarına mahkum olarak yaşamak zorunda kalacak hayali karakterler olduklarını.

    sende gördüm, yeni çıkan simidin kokusunun cisimleşmiş şeklini. sende gördüm onlarca boyutunu hayatın. sende gördüm...

    suyun intiharının şelale olduğunu sende gördüm...
    8 ...
  2. 2.
  3. ben derim ki bu muhabbete, muhabbet eyleyelim gel aman, sofralar kuralim, akalim akalim birbirimize, su gibi aziz ol. gözlerim kis mevsiminde su sira, akalim birbirimize aman, sazi al eline, biz söyleriz agir agir, sen al da sazi eline bir söyleyen olur elbet. söylemeden edilir de, söylenmeden olur mu? sen söyle söyle de bir caglayan olur elbet. kayikciya özlemimden söyleyemedim ne zamandir, sen al da sözü eline, bir akan olur elbet.
    vakit o vakit ya iste, simdi gözyasim da düserse yere, intihar mi etmis olur? o zaman icimiz cehennem yeri aman!
    5 ...
  4. 3.
  5. sirasi gelmisken, usta, sirasi gelmisken, ölüm falan dedik icimiz kapkara. ben ölüm bilmem usta, hadi oradan derim ölüme, al fadimem derim ben, bal fadimem derim, yanaklari gül fadimem derim. benim fadimem ölmez ki usta? ben iblis makamindan söylerim, fadimem hic de ölmez usta. ama aklima da gelmiyor degil, -doldur ya dolur tabi saki, biz seni allah'tan emanet almadik mi? - sabah olur da, ben uyan dersem, uyan fadimem dersem, al fadimem bal fadimem dersem, uyanmamazlik da bilir mi fadimem usta?
    usta sazi verdiysek eline, söyle diye verdik, sana, böyle de, diye mi verdik?
    2 ...
  6. 4.
  7. usta, bak, sen kötü söyledin simdi, olmadi. saki alindi, sakiye iyi etmedin usta. yillarin sakisine sudur budur dersen. sen böyle demeyecektin usta. saki der ki, ulan siz beni baya baya katil ettiniz. bu su ki icinde dyonsos cimmis vakt-i zamaninda. biz evelallah, ellerimizi yikar da, öyle koyuluruz ibadete. siz, agustos orucu tutmus köpekler gibi oturmussunuz masama, siz nereden bilesiniz aman. suyun döküldügünü mü, peygamber kani elhamdülillah, aman halaluya, siz nereden bilesiniz suyun camla meskini, hicaz yolunda ölünür ya ölünür de, katil miyiz ulan.
    sarabima ölü diyen, arap olsun!
    1 ...
  8. 5.
  9. ben derim ki bu muhabbete, muhabbetiniz bol olsun, arzular selale, aman!
    1 ...
  10. 6.
  11. iNTiHAR GÜNLERi

    I

    Sana böyle akmaktan çok korktuğum için

    oldu herşey

    şelaleler de bu yüzden ilgilendiriyor beni



    ...dünya çok üzücü bir yerdi savaş filmlerini ve

    samurayları eskisi gibi sevmiyordum.. bir boşluktan

    aşağı mı bırakıyordum kendimi.. teller tenimi çizip

    canımı mı yakıyordu.. mutsuzluğumamı alışıyordum

    seni severken, yoksa kan kaybından mı ölüyordum..

    daha fazla parçalanacak parçam yoktu..



    neyse,

    sevgilim telefonun öbür ucunda ruffles yiyordu.



    Ben meleğimin kanatlarını kırdım, ordan geliyorum

    siz yine de ikiz bardakları kırmayın

    bir deliydim, elemetlerin de ruhları olduğuna

    inanıyordum,



    aklıma suyun intiharı geliyordu hep

    şelale deyince

    divaneliği söylüyordum



    sana böyle akmaktan çok korktuğum içindi

    şelalenin sinirini bozdum az önce

    ordan geliyorum



    II

    elveda ırmak hoşçakal alacakaranlık

    geçtim yıllar sonra anımsanacak alınganlıklardan

    silahlar ve bellek gerektiren aşkın seramik

    teninden, itinalı ve alıngan

    yüzümün gürültüsünü unuttum

    şüpheci ve med-cezir aşkından oldu böyle

    acemi düştüm, yüzünün kayganlığından utanıp,

    saçlarının ritminden kaçacak kadar.



    şimdi benden bu uzak yol seslerini alsalar,

    hazin öyküleri ve yüzünü özlediğim zamanları alsalar

    -‘ormandı, yağmur sonrasıydı, tazelenmiş yaprakların

    üzerinde su damlacıkları tutunuyordu, sanki geç bir

    vakit eve dönüyordum, yüzümü Heidi’ye ısmarlamıştım,

    annem lastik tokalarımı yakıyor,

    annem beni rüzgara bırakıyor bu yüzden’ gibi olmayacak

    şeyler söylerim sana



    anımsadıklarımın yanlış olduklarını, yine de hepsinin

    bir deprem olduğunu kim bilebilir?ikimizin arasında

    duran şuboydan boya ırmak, şu boydan boya alacakaranlık

    ikimizin arasındaki şu depremin bir bellek uykusu

    olduğunu kim bilecek?



    eskiden olsaydı tuzlu düşler anımsardım

    ağzımda eriyip yokolan tadını güneşin, alevin ipekle

    savaşını, saçlarının altında akan ırmaklarda

    yıkandığım sabahları anımsardım.

    tenine dokundukça bıçak sırtı bir nefeste susan,

    felç olan sözleri anımsardım.

    elveda ırmak,

    hoşçakal alacakaranlık.

    şiirinin çok yakıştığı başlıktır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük