2 sene önce bu aylarda sôzlüğe katılmıştım. O yılın, yaz ayının bitiminde konuşmaya başladık. Ara sıra girer, bazen girmezdi. Girince anında cevap yazan, online iken muhabbetine doyum olmayan bir insandi... Bayağı konuştuk.. bayağı samimiydik.
.. Kendisinden bircok şey öğrendiğim bir insandi. 2 senedir sözlükte yazarım. Sanırım çok az kişi için böyle entry girdim. Neyse, yıllar sonra bu entariyi girmek istedim çünkü söylemem gerekiyordu. Teşekkür edememistim kendisine..
Yılardır bu sözlükte yazdım pek çok kişi ile muhabbetim oldu ama dostluklar hep sanal olarak kaldı, ve zamanlada yalan oldu. Ta ki dün akşama kadar. Sanki yıllardır tanıyormuşcasına karşıladı. Kıpır kıpır fıkır fıkır bir kız. Muhabbetinin her anından keyif aldığım enerji dolu bir hatun. Sözlükten edindiğim gerçek dost. * sevdim seni iyi ki varsın iyi ki tanıştık. *
O kadar duyarli kulturlu ki bize ibne demekten cekinmemekte sagolsun bizim gibilere aciyip sokaktaki kediye gosterdigi sevgi ve anlayisi insanlardan esirgememektedir, sevecen yazar.(!) https://galeri.uludagsozluk.com/r/1435021/+
Bunlar herhalde bir ateşkes çağrısı, kabul ediyorum. Swh.
Merlin diye bir dizi izliyorum bu ara. Bu ara dediğim başlayalı 1 hafta olmadı 5.sezondayım. bitmesine çok üzülüyorum da onun etkisinde kalıyorum bazen assdffhskskaka. *
(bkz: merlin)
Kesinlikle izlemelisiniz hatta sonra burda konuşmalıyız çok aşırı süper bişiy.
Güzel haberlerden kasıttaki mesajı almış yazardır. Böyle insanları seviyorum işte, çünkü ben böyle yetiştirildim. Fikren bir insanla aranda uçurumlar da olsa ona saygı duymayı ve insan olduğu için sevgi göstermeyi. Büyüğümsün koparanus sofi, saygılar... sanırım ben de sizin gibi davamdan vazgeçmeyeceğim.
Edit: bu entry mi komik bulanlar olmuş. Daha doğrusu bulan olmuş. Sen aç da kendi kıçına gül. Bu ikimizin arasında, anlayan anlıyor. Sana ne hadsiz?
Hiçbir sözlük kızıyla mukayesesini kabul etmeyen yazardır. Ben seni de yaşanan olayı da çok net hatırlıyorum. Sözlükten reelde de görüştüğüm bir çok dostum var lakin seni izmirde misafir edememiş olmam, senin tabirinle "icraat"a geçememem bu şekilde bir yorumu kabul edeceğimi göstermiyor. Kimse hayatını size göre şekillendirmek zorunda değil, o an bir işim çıkmıştır -ki öyle de oldu- kontrolüm dışında, hayatımda bir gelişme olmuştur ya da hayatı uyuşturucudan ibaret sanıyorum ya ben, bi yerde kafam güzel bayılıp kalmışımdır gelememişimdir. Bu kadar basit.
Ayrıca benim hayatı neyden ibaret sanıp sanmadığım kimseyi ilgilendirmez. Uyuşturucudan ibaret sansam ne olacak amk? Sizin içine girdiğiniz hayat mücadelesine girmek zorunda mı herkes? ince ince okuyoruz üniversitemizi, istediğim kadar parayı da, en azından hayatı uyuşturucudan ibaret sanacak kadar parayı da annem babam bana veriyo zaten, ömür boyu da vericekler. Seksmiş bi de. Benimle ilgili seks ve uyuşturucuya niye bu kadar takılınıyo hacı, hepiniz kendi hayatınıza baksanıza.
Şu sözlükteki bazı insanları hiç anlayamayan yazardır. Bence biraz kitap okuyun da insanları rahat bırakın, bakış açınız genişlesin.
türkçe güzel bir dil, okumayı ve anlamayı bildiğinde...fakat görüldüğü üzere arkadaşın gözünü öyle bir saldırma hırsı bürümüş ki ya bu yüzden okuyamıyor ya da çok daha yüksek ihtimal okuduğunu anlayamıyor. babamın özel yatı olduğuna dair en ufak bir şey söylemedim ki zaten yok, yazdığım tek şey türkiyedeki en büyük özel yatlardan birinde kaptan olduğu. şimdi bu kadar ufak bir detayı bile sırf laf sokma, can sıkıntısından sözlükteki 'kezbanlara' sataşma derdinde olduğu için algılayamayan bir insana laf anlatmaya çalışmak benim aptallığım olacak ama olsun...
kafede çalışmış olmamla ilgili bir problem yok neden biliyor musun çünkü konumuzun tamamen dışında. bahsedilen bu hayatın kafede çalışmakla yaşanılamayacağını herkes az çok bilir. ama benim o zamanlarda da buna yakın yaşadığım, sadece yakın şartları yatarak değil çalışarak elde ettiğim, eğlence anlayışımda bir değişiklik olmadığı apaçık ortada. dikkatli okumadığın için yine kaçırdığın bir yer olmuş, ailemle aram bozuk olmadığı sürece diye bir tabir kullanmışım. onlardan beş kuruş para almadığım dönemlerde kafede çalışmam kadar normal bir şey olamaz. fakat hayatımda bir çok şeyin iletişim kurmadığımızdan dolayı değiştiğini fark edemediğinden gelip de burda 'salak', 'götü kalkmış' 'sürekli gösteriş altmetinli entryler giriyor' şeklinde ifade edemezsin. böyle bir hakaret etme hakkın asla yok. hala daha tutmuş uyuşturucu içmekle övünmek diyorsun, kimsenin bununla övündüğü yok. bir şeyle övünmek için onu hayatın bir ekstrası gibi görmek gerekir, benim içinse hayatın akışı. hep öyleydi, öyle de olacak. bu yüzden hiçbir zaman bununla övünmem mümkün değil sadece denk gelirse olan bir şeyi anlatmış olurum, ki bu da gayet normal.
evi kiraya verme, kasadan para çalma meselelerine gelelim. bilindiği üzere bu hayatta aptallar olmasa zekiler para kazanamaz... 'kasadan para çalma' eylemini hayal edildiği şekilde bana yapıştırma lüksün yok. biz sadece her kafede el altından kendi ekibimizi kurup, gerek bar gerek servis olarak birbirimizi destekleyip, sistemlerin açığını bulup, olmayan şeyleri olmuş gibi gösterip, sayımlarımızda bazı bahaneler üretip patronların da aptallığını fırsata çevirip hakettiğini bir şekilde alan akıllı kişilerdik sadece. yoksa kimsenin gidip 'kasadan para çaldığı' yok. ha bi de şu var, çamurun içinde büyüdüm zaten ben. hala daha öyle yaşıyorum, öyle de öleceğim. bu şekilde saldırmana anlam veremedim. olay parasızlıktan dolayı çalmak değil çünkü önündeki imkanları fırsata çevirmek.
boy ve kilo ile ilgili verdiğin dipnota da 'göz var nizam var ya hu ayıp cahilcim, sende bu 160 sataşıp kezban yaftası yapıştırdığın kızlara verdiğin standart ölçü olmuş herhalde?' diye bir soru yöneltmek isterim. bir de bunu aşağılık kompleksiyle bağdaştırmışsın.hahaha... güldürdün. başkası söylese anlarım da sen diyince komik oldu. çünkü sen dahil beni birazcık tanıyan herkes dış görünüşümle ilgili en ufak bir kompleksim olmadığını bilir. 14 yaşımdan beri makyaj yapmıyorum yavrum ben, daha saçıma bi gram boya değdirmedim, alemsin...
şimdi geleyim en çok sinirlendiğim son konuya: sevgili parası yemek. bir insan ancak bu kadar okuduğunu anlama özürlü olabilirdi. çünkü sırf öyle olmasın diye maddi durumumdaki değişikliğin ailemden kaynaklandığını diğer yandan da o benim parami yiyormuş gibi gözükmesin diye * onun da benimle aynı şartlarda olduğunu belirttim. ama sen gitmişsin beni bir de neyle etiket etmişsin. bence kompleks bu tarz bi şeydir. nasıl ve nerden sataşacağını bilmemek. boyla ve kiloyla, kaş rengiyle göz rengiyle kesinlikle alakası olduğunu zannetmiyorum... ha bi' de, ev, araba konusunda da neymiş efendim ' sevgilimin bile olmayan bi şeyi kendime aitmiş gibi' göstermişim. sen cidden ya okuduğunu anlayamıyorsun ya da ciddi psikolojik sorunların var. diyorum ki: bizim. bize ait. ikimizin. biri onun ailesi tarafından biri de benim ailem tarafından bize hediye edilmiş şeyler. daha da anlamadıysan memur kafası açıklıyayım: resmi olarak bize ait olduğu belgelenmiş yani tapusu ve ruhsatı üzerimize olan mallar.
dediğim gibi türkçe güzel bir dil, okumayı anlamayı bildiğin sürece...
sözlükte yıllardır kaçırmadığım bir olay denk geldiğim olgu var:
böyle haddini bilmez şahsiyetleri mıknatısla toplu iğne çeker gibi bulabiliyorum.
arkadaş, babamın özel yatı var zengin zengin zengin zenginiz vurgusu yaparken (sadece kaptanlık yaptığını belirtmekte fayda var),
harçlığı yetmediği için evini kiralayan, cafede işe girip kasadan para çalan biriyken, zenginiz zenginiz uyuşturucu kullanıyoruz kafasına sahip gösteriş temalı vurgusu absürt kaçıyor.
1.60 boyunda takriben 70 kiloda olan kısaca sokakta görsen siklenmeyecek birinin sözlükte fink atması bildiğin aşağılık kompleksidir.
yeni nesil kısaca bu z kuşağı (ya da z nesli) hiçbir şeyi tam bilmeden cin olmadan adam çarparım derdinde.
olm bir insan uyuşturucu kullanmakla övünebilir mi aklım almıyor ya. ahaha. sanırsın trüf mantarlı kek yiyor. uyuşturucu lan bu elini sallasan bulabileceğin bir şey ama sürekli kafam uçuk diye gösterişe vurgu yapması ergenliğin dibi.
daha yolun başında zaten bir evimiz ve bir arabamız var, önümüzdeki yaz da kendi yazlığımıza geçmiş oluruz diye planlıyoruz.
--spoiler--
>>>buradaki trajikomik durum sahneleri ferhan şensoy oyunlarında bile yok. (bkz: gold digger)
sevgilimin parasını yiyorum desene şuna.
mına koyum sevgilisinin ailesinin varlığını kendi varlığı gibi göstermiş. kendisinin değil, sevgilisinin hiç olmayan bir şeyi bu saf bizim evimiz var diye belirtiyor.
bu olay psikolojide aşağılık kompleksi diye geçer.
psikoloji demişken dunning kruger sendromuna da göz atılması gerekiyor. dünya'yı kendi etrafında döndüğü sanıyor.
yeni yetme kendini o kadar akıllı zannediyor ki, uyuşturucu kullanıyoruz diye hava atmaya çalışıp zenginiz yeaa biz kafası yaşarken, parasız
kaldığı günlerde eşini dostunu sikme derdinde. çünkü çorba parası da olsa cebe bir şeyler girmesi lazım. sonra sen gel zenginiz yeaaa diye haykır.
tamam ufaklık sen çok zenginsin sevgilinin de rezidansı falan olsun folkart konutlarında. hep zengin olun ama tamam mı? harçlık çıkarmak için cafenin kasasında para çalarken de zengindin zaten. elindekileri arkadaşlarına satıp karnını doyurmak için de zengindin zaten.
kendisinin muhtemel cevabı:
"hayatta sahip olmayacağın şeye ikinci kez bakma. profilimden çıkabilirsin." desen de şaşırmam ama.
daha önce de sözlükte buna benzer bi kız vardı. rezidansımız var diye hava atıyordu. sonradan anlaşıldı ki, babası at yarışında yüklü miktarda para kazanıp lüks daire almış, kız da rezidansta yaşıyoruz diye millete hava atıyordu.
mesela geceleri bornova sokağı'nda falan at gibi travestileri gördüğüm zaman tıp çok ilerlemiş böyle bir vücut olamaz diyorum. ama ergenlerin yaşadığı ve hayat boyu çekeceği ızdırap ve gerçek dışı algılar için tıpın yapabileceği bir durum yok maalesef.
sözlükte uğraşabileceğinin olması güzel şey. kezbanlar oldukça muhalefet bitmez.
son söz: üç günlük seyisliği var on yıllık at siker.
benim çağdaşlığım iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz yobazlara düşmeyeceğinden o konunun üstünde bile durmuyorum. benim için önemli olan alttaki entry.
öncelikle bana salak diyebilecek bir insanın hayatında her konuda benden daha üstün ve başarılı olması lazım. dandik bir liseden, dandik bir üniversitenin dandik bir bölümünden mezun olmuş, mezun olduktan sonra bir iki sene bir iş sahibi olamamış kpssye hazırlanıp zar zor 'devlete kapağı atmış' bir insan, saydığım tüm bu mercilerde ve sayamadığım daha bir çok alanda benden daha aşağılarda olduğundan salak deme hakkını nerden bulmuş merak ediyorum.
uzun zamandır tanıdığım, sözlük dışı bolca iletişim kurduğum bir insanla diyaloğumuzun bu duruma gelmesini istemezdim ama o istemiş ki tamamen komplekslerinden kaynaklanan bi saldırıda bulunmuş.
ergen temalı, gösteriş altmetinli entryler girmekle kezbanlık arasında bir bağlantı da kurmuş arkadaş.
yoğun alkol ve uyuşturucu tüketimimi sözlükte rahatça ifade etmem ergenlikse, ergenim. problem yok.
uyuşturucu ve alkol tüketimi maddiyatla alakalıdır kimse inkar edemez. parası olmayan devamlı uyuşturucu ve alkol içemez. parasız oldukları halde içenlerin de çevrelerinde hayırsız insanlar olarak tanındıkları aşikar. bunlar hayattan zevk alma şeklidir arkadaşlar, yaşam biçimidir. sen arkadaşlarınla denize gidip kumsal keyfi yapmayı seversin, ben araba tepesinde bütün izmiri dolaşırken alkol tüketmeyi, uyuşturucu içip gezmeyi severim. buna da kimsenin gösteriş budalalığı deme hakkı yoktur. entryi giren kişi de ailemle aram bozuk olmadığı sürece ne kadar güzel şartlarda yaşadığımı nasıl bir hayatım olduğunu bilmekte, beni şaşırtan nokta da bu zaten.
ha bir de bu sene biriyle hayatımı birleştirdim, annem bir tane de bana dükkan açtı kendi dükkanının şubesi olarak. tüm gelirleri direkt benim hesabıma geçiyor. babamın türkiyedeki en büyük özel yatlardan birinde kaptan olması tamamen benim maddiyatımın dışında olduğundan bunu söylemiyorum bile. sen memur maaşınla bir arabayı yıllarca taksitle nasıl alırım diye düşünürken bizim sevdicekle daha yolun başında zaten bir evimiz ve bir arabamız var, önümüzdeki yaz da kendi yazlığımıza geçmiş oluruz diye planlıyoruz.
sen günde 8 saat çalışmaya mecburken benim tek derdim ne biliyor musun? eğlenmek, gezip tozup günümü gün etmek. dilediğim kadar alkol uyuşturucu tüketip alabildiğim tüm zevki almak. benim çalışmaya mecbur olmadığım gibi hayatımı birleştirdiğim kişi de dükkan işletip ticaret yaptığından, yapması gereken tüm işleri yapan birileri olduğundan o da mecbur degil. haliyle her konuda bana eşlik ediyor ve alkol uyuşturucu eşliğindeki hayattan zevk alma oranımı geçirdiğim her anın güzelliğini onunla beraber kat be kat katlıyorum.
hayatın herkese eşit şartlar sunmadığı bir gerçek ve ben hiçbir zaman bunları bir eziklik ya da üstünlük olarak görmedim. beni tanıyan tanır, bilen bilir. bildiği halde bir takım kompleksleri olanlar da bok atmaya çalışır.
bu entrymi yazarken bile her şeyi açık seçik ortaya dökmekten çok rahatsız oldum, karakter anlayışıma ters çünkü.
fakat sahip olunmayıp tecrübe edilemeyen bir şeye tutup da ergenlik, gösteriş meraklılığı gibi sıfatların yakıştırılmasından, özellikle daha düne kadar * kendi evime içerim diye aldığım yaklaşık 500 liralık uyuşturucunun 100 liralık kısmını rica ettiği için sattığım insanın şimdi gelip bu duruma değişik sıfatlar yakıştırmasından tabii ki rahatsız oldum, sinirlendim ayrıca çok komik.. bir gecelerini kafaları güzel eğlenerek geçirmek için bunu yapabiliyorlar ama benim zaten hergün yapabildiğim bu aktiviteye ya da yansıttığım binde birlik kısma gelip burda bok atılıyor.
yaşadığım yaptığım şeylerin binde birini sözlüğe yansıtmazken bu aptalca yargılama beni çok sinirlendirdiği için belki de çizgimin dışına çıktım ama olması gerekeni yaptığımı düşünüyorum.
umarım bir nickaltı daha girip bu diyaloğu uzatmazsın. hala daha söyleyecek bir şeyin varsa da özelden mesaj atabilirsin.