susurluk olaylarında hani ışık söndürme eylemi yapmıştınız ya solcular(!), hani karanlıkta bırakmayın demiştiniz milleti, hani pek bi özgürlükçüydünüz, faşist çatlı nın piyonu olduğu büyük derin yapıyı deşifre edin, türk halkı kendi kaderini kendi çizsin demiştiniz. türk halkının kaderi faşistlerin eline geçemez demiştiniz.
işte o zaman dava başlamıştı, sonra ne oldu peki? dava uzadı, kirli ellere, karanlık odalara yaklaştı devletin cesur hakim ve savcıları. hani ışık söndürme eylemi yapmanızın nedeni olan karanlık odalar vardı ya, işte onlarda ışıklar asla açılmasın istedi kanlı eller. ve hsyk mahkemeye hakim atadı durdu. sonra ileri yönelik gıdım adım atıldı mı atılmadı tabbiki.
pek dün susurlukta aydınlanalım, cesur olalım, sen yanmazsan ben yanmazsam, nasıl çıkarız aydınlığa diyenler, şimdi çatlının yoldaşları ile can ciğer kuzu sarması mı oluyor.
çatlının yoldaşlarını deşifre etmek isteyen mahkeme de atamalarla işleri sürüncemeye götüren hsyk bağımsız mı oluyor.
yoksa susurluğu mu önlediniz.
susurlukcuların suçu halkın iradesine ipotekti, halkın haklarına tecavüzdü, ben dünde karşıydım bu tecavüzlere bu günde. yoksa dün susurluğa karşı çıkıp, bu gün susurluk davasının örtbas edilmesine neden olan hsyk nın bağımsız olduğunu savunanlar, siz tecavüzden zevk almaya mı başladınız, yeni susurluk özlemleri ile mi yanıp tutuşuyorsunuz?
küçük bir not: susurluk davasın da Son kararı veren hakim şimdi bir Ergenekon sanığının avukatıdır...
