Dakota johnson başrolünde, 2018 yapımı, uzun soluklu korku/fantastik filmi.
Her korku filmi kadar saçma olsa da iki thom yorke parçasını dinlemek için sinemada izlemek istemiştim.
Dans sahnesinde dakota gibi bir oyuncunun ne işi vardı.. https://youtu.be/BTZl9KMjbrU
Henüz tam izlemediğim bir film, 7-8 yaşlarındayken televizyonda bu filme denk gelmiştim lakin hangi kanal bilmiyorum ve yıllardır aklımdan çıkmayan sahneleri vardı; adını, yönetmenini bilmezken az evvel maxime chattam'ın kötü ruh kitabını okurken, 162. sayfasında david argento'nun phenomena filminden bahsettiğini görmemle daha önce hiç bilmediğim bu yönetmeni araştırmam bir oldu ve yönetmenin filmlerine bakarken "suspiria"nın imbd puanı dikkatimi çekti, trailer'ını izleyeyim dedim ve evet yıllar önce çok korktuğum için izleyemediğim bu filmi alışılagelmemiş tesadüflerle bulmuş oldum.
Not: en yakın zamanda izleyip değerlendirmemi de entryleyeceğim.
zaten sözlükte çok kişi yok, bence oturup aynı anda bu filmi izleyelim arkadaşlar. gerçekten muazzam. bence beni kırmayın. izleyenler ve izleyecekler seri mesaj atsın. teşekkürler.
nesnellikten uzak yorumum, dünyadaki en iyi filmlerden biri olduğu yönünde. gerçekten bu kadar övüp beklenti yükseltmek istemiyorum. lütfen izleyin, lütfen.
yalnızca dekor, ses efekti ve müzikleri için izlenebilecek film. ayrıca filmi eleştirirken, yapım yılına dikkat etmek gerekir. "yayınlandığı tarihte izlesen altına sıçardın" derker adama.
--spoiler--
13-14 yaşındaki kızlar için bir bale okulunda geçer film.
Okulun müdiresi, aslında bir cadıdır. Tüm okul da,
bu cadının "operasyonları" için bir kamuflajdan ibarettir.
Filmin kahramanı olan genç kız (tam yetişkinliğe geçişin eşiğinde bir bakire)
birbiri ardında işlenen korkunç cinayetlerden "dışarı doğru"
kaçamayacağını anlayınca, kötülüğün merkezine gitmeye karar verir.
Psikanalitik metaforlarla arası pek iyi olan, muhtemelen bunları
bilinçli kullanan Argento, bu ilerleyişi bir spiral şeklinde kurar.
Genç kız spiral bir koridordan merkeze, cadının inine (rahme) doğru ilerler.
Oraya vardığında bulduğu, son derece yaşlı, kötü bir kadındır;
bir kocakarı, evrensel kötü anne, kendi geleceği, "öteki"si, gölgesi.
Onu öldürdüğünde "Karanlığın Kalbi" tüm gövdesini de yanına alarak yok olur.
Genç kız yanmakta olan okuldan çıkar ve yağmurda uzaklaşır.
Yüzündeki ifade bir yetişkin ifadesidir. Ergenlik ayinini geçmiş,
bir yetişkin olmuştur artık; öldürdüğü cadı (anne, gölge) gibi bir
kocakarı olma yolunda en önemli adımı atmıştır, üstelik her genç kız gibi
bu adımı kanla mühürlemiştir. Suspiria örneği,
bizi ortaçağ romansından modernist romana kadar hep
erkeğe ait bir uğraş gibi görünen "quest"in dişil yanıyla tanıştırır;
bunu yaparken de onun örtük anlamlarından birini ele verir:
Filmdeki genç kızın "quest"i kadın olmak, yetişkinliğe, doğurganlığa
adım atmaktır aslında. Bunu başarmak için ise,
kendindeki cadıyı (doğurgan olmayan kocakarıyı) öldürmek zorundadır.*
--spoiler--
1977 yapımı dario argento filmi. genelde "argento'nun en iyi filmi" kıyaslamalarında profondo rosso'dan sonra yazılır adı, fakat bana göre profondo rosso'dan daha iyi bir filmdir. sanat yönetimiyle, atmosferiyle, sonuyla bir tık öndedir. tabi bu kişisel yorumum. birisi çıkar "ikisinin de sıçam sıfatiye, bence en iyi argento filmi tenebre" der, ona da saygı duyarım.
rahatsız edici ortamı, masum yüzlü suzy bannion rolündeki jessica harper' ın iyi oyunculuğu, mükemmel görüntü yönetimi ile renk müzik kadansları ve çekildiği dönem teknolojisine göre oldukça başarılı görsel efektleri ile suspiria korku-gerilim filmlerinin en büyüklerindendir. klasikleşmiş dikenli tel ve kırmızı fonlu uyku sahneleri sinema tarihinde önemlidir. gösterildiği tarihte hamilelerin izlemesinin tavsiye edilmediği ve sinema salonlarında sık sık bayılma olaylarının vuku bulduğu hatta yasaklanmasının gündeme geldiği rivayet edilir.