Yokluk gelip çattığı anda, susmak ve güzelce sabretmek, sanki lisanı halle ümid ederek beklemek ve fiili olarak dua etmek gibidir. Zaten Yaşanacak olan ne varsa yaşananacak. Başa gelen çekilir. Hiç olmazsa bari çekilen çilenin sonunda sabrın karşılının semeresi alınmış olur. En nihayetinde, zahmet olmadan rahmet olmaz. Zahmetsiz ele geçen nimetin kadri kıymeti bilinmediği gibi ömrü de az olur. Zülcelali vel ikram. Cenabı hakkın esma-ül hüsnada geçen isimlerinden biri. Duymuşsunuzdur. Celali (zorluğu, güçlüğü, sıkıntı ve meşakkati) yaşamadan cemale (nimete, ikrama, ihsana) eremez, kavuşamazsınız. Ve buna ilaveten de, her zorlukla birlikte bulunan mutlaka bir kolaylık da vardır.
Bu meyanda Susmak sabrın anahtarıdır. isyan etmeden Şikayet etmeden içinde bulunduğun hale rıza göstermek de sabırlı olmanın alametidir. Üstelik Bu durum, o halin düzelmesi için hakdan istekte bulunmaya, ümid etmeye, dua etmeye, gayret sarfetmeye, çalışıp çaba göstermeye engel de teşgil etmemeli. Aksi taktirde sabretmemiş olursun ki ele geçecek olan nimeti de elden kaçırırsın. imtihanı da kaybedersin. Sebeplere yönelmek de sabrın içindedir.
Unutma ki her güzel nimet sabırla ele geçer. Sabretmeyen sefa bulmaz. O halde sen güzelce sabret. Sus. işin sonunu bekle. Sabrın sonu selamettir. Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler..