iş yeri dışında aşırı sosyal olmasından şüphelenilen çalışan, işyeri sınırları içindeyken iş arkadaşlarını muhabbete boğar.
muhabbet iyidir deyip geçilmez. her şeyin fazlası zarardır demişler, doğru demişler. sonuçta iş yeri bu; arasıra çalışmak da lazım. en azından patronlara gösterebilecek somut bazı sonuçlara ihtiyacınız var.
ben de ''ulan bu adam nasıl kovulmuyor'' diye düşünüyordum, bir geveze iş arkadaşı gördüğümde. ilk önceleri süperdi bu adam. bütün gün gelsin iğrenç espriler gitsin karı-kız muhabbetleri... ben ise sadece dinliyordum. ne kadar kötü olabilir ki sen çalışırken birinin de yanda fon yapması. evet, açıkçası söylediklerini pek siklediğim söylenemezdi. zaten üç boyunca konuştuklarını toplasan yarım saatlik mantık bulamazdın.
ancak bir gün bu sevimli adamın burada nasıl başarılı olduğunu öğrendim. adam yıldırma taktiğiyle savaşıyor. bütün gün dırdır edip en sonunda pes etmenizi sağlıyor. ulan yıllardır duydum-gördüm iş hayatında herkesin birbirinin arkasından kuyular kazdığını da böylesine bir taktik görmedim.
açıkçası biraz da hayran oldum taktiğe. saygı duyuyordum artık iş arkadaşıma. o beni alt etmek için dırdır ederken ben ''ulan helal olsun bu hırsa'' diyordum. neden sonra fark ettim ki bu da taktiğin bir parçasıymış. neden sonra mı dedim?
bir gün sabah erkenden başlayan geyik muhabbeti öğlene doğru doruğa varmışken patron yanımıza geldi. geveze iş arkadaşı; o kocaman, o bıyıklı, o göbekli adam elleriyle ensesine destek yapmış tek ağağını masanın kenarına uzatmış, göbeğini kucağına almış miskin miskin oturmuşken patron ''hayırdır ne konuşuyorsunuz beyler'' dedi haklı olarak. ben ''ahan şimdi boku yedi ipne, patron şimdi ağzına zıçacak bunun'' derken, geveze arkadaş ''efendim poke bir şey sordu da ona yardımcı oluyordum'' demez mi? der.
anında bütün gözler bana çevrildi. vay homuna koyim dedim. allahtan bunu dışımdan söylememişim.
patron ''biraz da işle ilgilenin'' deyip, aba altından sopayı göstererek gitti. ben adamın ağzını sıçılacak derken, adam olayı nasıl çevirdi, olay nasıl benim üstüme döndü, o aralar bir muhallak!
artık kendisini dikkatle takip ediyorum. bu adamın gizli bağlantıları var. kesin var. ben bu gizli bağlantıları çözünce yine buradan bildiririm.
neyse şimdi beni yanına çağırdı. bir şey anlatacak heralde. çok matrak adam yahu bu adam. bir de puşt olmasa.
hani bir uzaktan kumandası olsa ve hiç açmamak üzere kapatsanız diye düşündüren; o da olmadı bi sus da motorun soğusun cümlesini içinizden bin defa geçirmenize sebebiyet veren, konsantrasyon ve sessizlik kavramlarını geride bırakmanızın tek sorumlusu, sinirlerinizi aldırmak isteme nedeniniz o da olmadı katil olma gerekçeniz.