vize ve final haftasında saatlerce dil dökülüp (olmadı ortama sokulup kendini bi bok sanması sağlanarak) derste tuttuğu notlar ele geçirilebilir. kızdır bu öğrenci; evet gayet de kızdır yani.
hoca gözünde haklı olduğunu bildiği için, konuşanlara yönelik değil de hocanın duyacağı tonda söyleyen işgüzardır.
yalamaya erken yaşta başladığı için, askerde, iş hayatında, sosyal ortamlarda yemeden içmeden yalamaya devam eder. bazılarının öldüklerinde dillerinin kayış gibi olduğuna dair rivayetler vardır.
öğretmene, 'hocam! bazı arkadaşlarımız konuşup beni rahatsız ediyor. lütfen onları dışarı atar mısınız?' demek yerine, öğretmenin daha çok ilgisini çekmek için bu şekilde salak triplere giren öğrencidir. genelde kız öğrenci olur bunlar.
gerçekten dinleyip dinlemediği 5 dakika sonra anlaşılacak öğrencidir. az önceki çıkışının etkilerini görmek için yandan yandan etrafı kolaçan ediyorsa dersi dinlediği falan yok.
-susar mısınız? ders dinliyorum.
-susarız tabiki.
-tamam alın size şaşal su. buz gibi
-teşekkür ederiz, çok naziksin. sen dersi dinlemeye devam et, lütfen lütfen rahatsız olma.
bunu dedikten sonra sanki zafer kazanmış gibi önüne dönen, dişleri eline verilesidir.
vardı lisedeyken sınıfımda bu tipten birkaç tane. sınıf zaten 16 kişiydi. en öne oturmak için ben göremiyorum ama diye zırlarlardı. bok var sanki en önde ya. hoca sınıfı test çözmesi için kendi haline bırakıp gittiğinde, susturamayınca geveze sınıf arkadaşlarını tripten tribe girerdi mallar. en sonunda alırlardı testlerini giderlerdi etüt odasına hem hocayı görürüz de şikayet ederiz düşüncesiyle. harbici sürtüklerdi. işlerine geldi mi şarkı söylerlerdi, biz konuşunca ders yaparlardı.