elma şekeri yiyen kız tiplemesiyle, elma şekerinin çok matah harika bir şey olduğu izlenimi vermiş sokaktır. koşa koşa alınan elma şekerinin aslında pek de bir halta benzemediğinin anlaşılmasıyla inandırıcılığını yitirmiş programdır.
ya neresinden başlayayım bu büyük programı anlatmaya neresinden.
karar verin, 80' lerin sonunda ve 90' ların başında Sesame Street isimli programın türkçe uyarlaması olarak yayın hayatına başladığında trt programın bu kadar tutacağını bilmiyordu ve iki sezon yayınlandı ve biz daha 80 kuşağı olarak 6, 7 yaşlarında görmeye başladığımız gibi şansımız o ki ilkokul hayatımızın çoğunda bu büyük yapımı izleyebildik.
Alp Öyken' i Sabiha Teyze' nin eşi Tahsin Usta olarak, Güven Hokna' yı Zehra Teyze olarak, Alpay izbırak' ı Nihat Amca olarak,
Tevfik Tolga Tecer' i Hakan Abi olarak, Betül Arım' ı Sabiha Teyze olarak ve Aslı Öyken Taylan'ı da Zeynep abla olarak izledik. Ve biz onları gerçekten nihat amca, zehra teyze, zeynep abla olarak düşündük. minik kuş, kurbağacık, edi ile büdü, kont, kırpık, kurabiye canavarı çocuğun dünyasına girmek için oluşturulan unutulmaz karakterlerdir.
bizim neslin ve bizden sonraki neslin hemen hemen çoğu bu programla okumayı-yazmayı öğrendi. o gün deseler ki git zehra teyzeyi sokak arardık, minik kuş gerçekten var mı diye düşündüğümüz olurdu, zeynep abla acaba yan komşumuz muydu diye hep aklımıza gelirdi?
okuldan döndüğümüzde ödevimizden ya sonra ya da önce bu program vardı kardeşim. ya yaparız ya yapmayız ama bunu kesin izleriz. kont sana sayı saymasını öğretir, edi ile büdü arkadaşlığı, kurabiye canavarı işe şaşırmayı.
bu program eğiticimlerin ve psikologlarin okul öncesi ve erken dönem okul çocukları icin son derece yararli buldugu program olarak kayda geçmiştir, ankara üniversitesi iletişim fakültesi' nde susam sokağının çocuklar üzerindeki etkisi adında bir tez çalışması vardır.
bugün bile bu kadar yararlı bir çocuk programı daha yapılamadı eğer yapılsaydı tv. nin hala yararlı bir makine olarak kullanılabileceğini düşünebilirdik.
peki bu yapımın diğerlerinden farkı, geçmişle bağı neydi?
Efendim okuyanlar bilir la fontaine nasıl hayvanları kişileştirme sanatı uygulamışsa eserlerinde bu yapımdaki karakterler de aynı kişileştirme sanatına uğramıştır, minik kuş, kurbağacık, kırpık. Ve isimleri de ince zihin barındırmaktadır ayrıca gerçekten öyle bir uyarlamadır ki hakikatten bizdendir ya.
Bugün gidin kendi yaşıtınız bir kürt kardeşimize, bir çerkezimize, bir türk kardeşimize sorun susam sokağı denilince ne hissediyor diye, gözleri dolar adamın, bu programda ırk ayrımı yoktur, yöre ayrımı yoktur sadece trt' nin tüm çocukları kucaklayan içten bir programı vardır, bizim dönemdeki diğer tüm programları gibi.
Bugün ayrıldıysak susam sokağı tarzı programlar çıkartamadığımız içindir efendi. şimdi çocukluktan başlıyor ayırmaya programlar sonra o nesilden ne hayır beklersin?
programın yayından kaldırılma sebepleri olarak öne sürülenler de şunlardır :
Bir sürü emekçi mahallesinde yapılan çalışmalar sonucu çocukların bilişsel yeteneklerinde büyük ilerlemelere neden olduğunun görülmesine rağmen manav kadın olduğu -evet sadece bu yüzden- için yayından kaldırıldığı iddia edilen programdır bu program. çocuklarda cinsel rol kimliği karmaşasına yol açıyormuş.
bir ekleme daha yapalım :
şimdi yayınlanan kanald çocuk' ta susam sokağı varmış orada manav, terzi, tamirci yoktur tırt bir üründür, bizim aslında özdeşleştiğimiz biraz da bizim gibi canlı kanlı insanların da orada olmasıydı o yüzden bundan yıllar önce yapılan trt susam sokağı her zaman bir adım öndedir. şimdiki seslendirmeler de karaktere oturmaz trt seslendirmesi ise tam oturur.
trt seslendirmelerini yapan sanatçılar :
edi altan erkekli
büdü köksal Engür,
Kırpık Erdinç Doğan,
Kurbağacık Sungun Babacan,
kurabiye canavarı savaş tamer
ve daha sayamadığım karakterler ve seslendirenler *
bu seslendirme işi önemlidir azizim mesela hala alf karakterini seslendiren rahmetli müşfik kenter' i kim unutabilmiştir içimizde. *
bu programın bizde bir etkisi de itici gücüdür mesela ben kurabiyeyi hiç sevmezdim hala da sevmem ama kurabiye canavarı bunu yediği için kurabiyeyi her elime aldığımda ''bu kurabiyede canavar ne buluyor da yiyor ya'' deyip yememdir, komşunun çocuğu benden beterdi ''anne kurabiyeleri sakla kurabiye canavarı yiyecek'' deyip annesine haber vermesiydi. böyle bir yapımdır bu yapım.
burdan şu sonucu da çıkartıyoruz kardeşim, abd' de tutan herhangi çizgi film veya filmin açık hava müzesi olarak platosu inşa edilir, yıllar önce o yapımları izleyen çocuk yıllar sonra büyüdüğünde o platoyu gezsin, görsün diye. Örnek jurassic park, disney land vb.
bizde şimdi aramaya kalksan bir susam sokağı bulamazsın çünkü plato oluşturma anlayışı oluşmamıştır hala.
(bkz: göremediklerinizi gördüm), (bkz: ince detaycı yazar) *
bu program devlet-çocuk ilişkisinde derstir, bu program 69' ların Sesame Street' inin bence türkiye' deki en iyi uyarlamasıdır, şimdiki uyarlamalar bir tırt.
rahmetli babamı aklıma düşürendir.
program başlamadan önce caddelerde ve sokaklarda gezen insanların görüntülerini müzik eşliğinde gösterirken tesadüftür ki babamda kadraja girmiş, eller arkada, baş yukarda (karşıyaka ya da konak civarları olması lazım) öylece gezerken 4-5 saniyelik bir görüntüsü vardı.
susam sokağını susam sokağı olmasından ziyade en çok babamı görmek için sevmiştim. o görüntüleri çok aradım ama bulamadım.yinede çok sağol susam sokağı...
yıllar evvel maç yaparken yediğimiz bir golde kalecimiz kaleyi bırakmış elindeki taşla bir tahtayı toprağa çakarak susam sokağının unutulmaz şarkılarından birini söylüyordu.
ben tek başıma bir iş yapamam ki iş birliği gerek...
herkese renkli günler
TiM Maslak Show Center'da 28 Kasım- 2 Aralık tarihlerinde Doğa Koleji'nin ana sponsorluğunda sahnelenecek. müzikalin karakterlerini Hakan Meriçliler, Oktay Kaynarca, Levent Özdilek ve Onur Kırış gibi isimler seslendiriyor.
--spoiler--
bu benim önüm önüm önüm
doğrudur yönüm yönüm yönüm
ve buda sırtım sırtım sırtım
--spoiler--
Sonra seksenli nesil kayıp nesil de, kaybolur tabi.*
sözlerine sahip 80 lerde doğmuş bir nesle öğretmenlik yapan efsane program. benim gibi nice insan bu program sayesinde okuma-yazma öğrenmiştir kim bilir ?
çocuk programı olan "Sesame Street"'in Türkçe uyarlamasıdır. Susam Sokağı programı Türkiye'de 1980'li yılların sonunda ve 1990'lı yılların başında TRT'de iki sezon yayınlanmış olup, o dönemde çocukların büyük ilgisini toplamıştır
O dönemde Edi ve Büdü biz zamane çocukların vazgeçilmez ikilisiydi. O dönemin bir nevi pepee'siydi. Kurabiye Canavarı ve jenerik müziği ise unutulmazlar arasında yer almaktadır.
yurtdışında yayınlanan 'suseam street' eğitici çocuk programının türkiye uyarlamasıdır.
trt'nin altın çağlarını yaşadığı dönemde yayınlanmıştır. orjinalinden çok daha ses getirmiştir. türk müfredatına uygun şekilde okuma öğretmemesi gerekçesi ile yayından kaldırılmıştır.
anlayacağınız, allahın her günü eğitim sisteminin değişmesinin kurbanı olmuştur.
o yıllarda müfredat, tümden gelim yöntemini benimsemişti. biz, 'ali ata bak' fişini kesiyorduk. keserken beynim hasara uğradı. çünkü solaktım ve fişleri, sağ elini kullananlar için üretilmiş makasla kesiyordum. hep a'nın yarısı da gidiyordu. neyse ki ilkokuldan yıllar önce susam sokağını izleyerek okumayı sökmüştüm.
susam sokağı, 'a' 'al' 'ali' şeklinde öğretiyordu. makas tutma yeteneğim olmasına gerek yoktu. çok basite indirgenmişti. bence çok güzeldi.
hakan ağabey vardı bir de. manavın oğluydu. çok yakışıklıydı. üniversitede okuyordu. ilk aşkımdı. studyo çekimi olduğunu anlamıyordum. gerçek sanıyordum. kırpık da gerçekti. kurabiye canavarı da.