bir ekleme daha yapalım :
şimdi yayınlanan kanald çocuk' ta susam sokağı varmış orada manav, terzi, tamirci yoktur tırt bir üründür, bizim aslında özdeşleştiğimiz biraz da bizim gibi canlı kanlı insanların da orada olmasıydı o yüzden bundan yıllar önce yapılan trt susam sokağı her zaman bir adım öndedir. şimdiki seslendirmeler de karaktere oturmaz trt seslendirmesi ise tam oturur.
trt seslendirmelerini yapan sanatçılar :
edi altan erkekli
büdü köksal Engür,
Kırpık Erdinç Doğan,
Kurbağacık Sungun Babacan,
kurabiye canavarı savaş tamer
ve daha sayamadığım karakterler ve seslendirenler *
bu seslendirme işi önemlidir azizim mesela hala alf karakterini seslendiren rahmetli müşfik kenter' i kim unutabilmiştir içimizde. *
bu programın bizde bir etkisi de itici gücüdür mesela ben kurabiyeyi hiç sevmezdim hala da sevmem ama kurabiye canavarı bunu yediği için kurabiyeyi her elime aldığımda ''bu kurabiyede canavar ne buluyor da yiyor ya'' deyip yememdir, komşunun çocuğu benden beterdi ''anne kurabiyeleri sakla kurabiye canavarı yiyecek'' deyip annesine haber vermesiydi. böyle bir yapımdır bu yapım.
burdan şu sonucu da çıkartıyoruz kardeşim, abd' de tutan herhangi çizgi film veya filmin açık hava müzesi olarak platosu inşa edilir, yıllar önce o yapımları izleyen çocuk yıllar sonra büyüdüğünde o platoyu gezsin, görsün diye. Örnek jurassic park, disney land vb.
bizde şimdi aramaya kalksan bir susam sokağı bulamazsın çünkü plato oluşturma anlayışı oluşmamıştır hala.
(bkz: göremediklerinizi gördüm), (bkz: ince detaycı yazar) *
bu program devlet-çocuk ilişkisinde derstir, bu program 69' ların Sesame Street' inin bence türkiye' deki en iyi uyarlamasıdır, şimdiki uyarlamalar bir tırt.
ya neresinden başlayayım bu büyük programı anlatmaya neresinden.
karar verin, 80' lerin sonunda ve 90' ların başında Sesame Street isimli programın türkçe uyarlaması olarak yayın hayatına başladığında trt programın bu kadar tutacağını bilmiyordu ve iki sezon yayınlandı ve biz daha 80 kuşağı olarak 6, 7 yaşlarında görmeye başladığımız gibi şansımız o ki ilkokul hayatımızın çoğunda bu büyük yapımı izleyebildik.
Alp Öyken' i Sabiha Teyze' nin eşi Tahsin Usta olarak, Güven Hokna' yı Zehra Teyze olarak, Alpay izbırak' ı Nihat Amca olarak,
Tevfik Tolga Tecer' i Hakan Abi olarak, Betül Arım' ı Sabiha Teyze olarak ve Aslı Öyken Taylan'ı da Zeynep abla olarak izledik. Ve biz onları gerçekten nihat amca, zehra teyze, zeynep abla olarak düşündük. minik kuş, kurbağacık, edi ile büdü, kont, kırpık, kurabiye canavarı çocuğun dünyasına girmek için oluşturulan unutulmaz karakterlerdir.
bizim neslin ve bizden sonraki neslin hemen hemen çoğu bu programla okumayı-yazmayı öğrendi. o gün deseler ki git zehra teyzeyi sokak arardık, minik kuş gerçekten var mı diye düşündüğümüz olurdu, zeynep abla acaba yan komşumuz muydu diye hep aklımıza gelirdi?
okuldan döndüğümüzde ödevimizden ya sonra ya da önce bu program vardı kardeşim. ya yaparız ya yapmayız ama bunu kesin izleriz. kont sana sayı saymasını öğretir, edi ile büdü arkadaşlığı, kurabiye canavarı işe şaşırmayı.
bu program eğiticimlerin ve psikologlarin okul öncesi ve erken dönem okul çocukları icin son derece yararli buldugu program olarak kayda geçmiştir, ankara üniversitesi iletişim fakültesi' nde susam sokağının çocuklar üzerindeki etkisi adında bir tez çalışması vardır.
bugün bile bu kadar yararlı bir çocuk programı daha yapılamadı eğer yapılsaydı tv. nin hala yararlı bir makine olarak kullanılabileceğini düşünebilirdik.
peki bu yapımın diğerlerinden farkı, geçmişle bağı neydi?
Efendim okuyanlar bilir la fontaine nasıl hayvanları kişileştirme sanatı uygulamışsa eserlerinde bu yapımdaki karakterler de aynı kişileştirme sanatına uğramıştır, minik kuş, kurbağacık, kırpık. Ve isimleri de ince zihin barındırmaktadır ayrıca gerçekten öyle bir uyarlamadır ki hakikatten bizdendir ya.
Bugün gidin kendi yaşıtınız bir kürt kardeşimize, bir çerkezimize, bir türk kardeşimize sorun susam sokağı denilince ne hissediyor diye, gözleri dolar adamın, bu programda ırk ayrımı yoktur, yöre ayrımı yoktur sadece trt' nin tüm çocukları kucaklayan içten bir programı vardır, bizim dönemdeki diğer tüm programları gibi.
Bugün ayrıldıysak susam sokağı tarzı programlar çıkartamadığımız içindir efendi. şimdi çocukluktan başlıyor ayırmaya programlar sonra o nesilden ne hayır beklersin?
programın yayından kaldırılma sebepleri olarak öne sürülenler de şunlardır :
Bir sürü emekçi mahallesinde yapılan çalışmalar sonucu çocukların bilişsel yeteneklerinde büyük ilerlemelere neden olduğunun görülmesine rağmen manav kadın olduğu -evet sadece bu yüzden- için yayından kaldırıldığı iddia edilen programdır bu program. çocuklarda cinsel rol kimliği karmaşasına yol açıyormuş.
elma şekeri yiyen kız tiplemesiyle, elma şekerinin çok matah harika bir şey olduğu izlenimi vermiş sokaktır. koşa koşa alınan elma şekerinin aslında pek de bir halta benzemediğinin anlaşılmasıyla inandırıcılığını yitirmiş programdır.
oynadığı dönemlerde ebeveynlerle
anket yapan ve ebeveynlerin
azımsanmayacak bir çoğunluğundan
"hayvanlar milli ve dini değil"
eleştirisi alan çocuk programı.
o ebeveynler şimdi bakan, vekil,
hakim, savcı, emniyet müdürü. ve
o ebeveynlerin çocukları bakan,
vekil, hakim, savcı, emniyet
müdürü adayı.
80'li yılların çocuklarının hatıralarında önemli yer tutan yapım. son zamanlarda yapılan iddia fazla zorlama olmuş. genel olarak filmlerde subliminal mesaj verilebilir. susam sokağı abd kültürüne yönelik bir yapım da diyebilirsin. bunlara eyvallah. ama her yere sex yazmak fazla zorlama olmuş. yok abicim, yok! asıl saf bu adamın yaptığı çalışmayı delillerinin sağlam olup olmadığına bakmadan ekranlara getirmek.
bizim neslin sapık olarak yetişmesindeki en büyük etken. allahtan cesur yürekli, kendini subminimal mesajlara adamış aratırmacılarımız var da bu gerçeği ortaya çıkarmışlar. ah ulan minik kuş, ülen tahsin emmi şuan günün 20 saati seks düşünüyorsam hep sizin yüzünüzden lan.
minik kuş,edi ile büdü,elmo,kırpık ve daha fazlasını bir araya getiren,çoğunlukla küçük çocuklara hitap eden bir program. çizgi film diyemem çünkü hepsi kuklaya benziyor ya da bir çeşit animasyon. çimlere basmamalıyız, sağlıklı beslenmeliyiz gibisinden bilgilendirmeleri vardır.
80'lerin sonu 90'ların başı döneminin hiç unutulmayacak programı. o dönemin çocuklarının ne kadar şanslı olduğunun göstergesi. o dönemde yaşayan çocukların eğitimine katkısı inkar edilemez. maalesef şimdiki çocuklar çok şanssız. zamanında bu programın yayınlandığı saatlerde şimdilerde saçma sapan evlilik programları yayınlanıyor.