Ekşi sözlük'te de olan biri olarak kaleyi iyi tanıyan birilerine ihtiyaç olduğunu gözlemliyorum. Bu yüzden uludağ sözlük'ün efendi yazAr rolüyle katılacağım.
yarışmanın sonlarına doğru ekşiciler ve uludağcılar artık aynı adada kalmaya başlamıştır.
ekşici: ''keşke bi' müzik seti falan olsa ya. beethoven falan dinlerdik.''
uludağcı: ''müzik değil de şöyle güzel bi' dvd player olacaktı aslında. bir de televizyon, ohh. o ses türkiye falan izlerdik, hadise'ye bakardık.''
-------
ekşici: ''arkadaşlar yoga programı yaptım kendime, katılmak isteyen varsa gelsin birazdan başlıyorum.''
uludağcı: ''siktir et yogayı bee. hindistan cevizinden top yaptım. biraz sert ama, fazla şaapmayın. neyse hadi gelin maç yapıyoz. kürtler vs. türkler. kızlar siz de gelin. aaa turnuva yapalım lan dur;
'kadınlar vs kezbanlar, 'türkler vs afedersiniz çok özür dileyerek söylüyorum kürtler' şeklinde. ne dersiniz lan yapalım mı?''
-------
ekşici: ''keşke bi' swiss knife falan getirseydik ya. bölemiyorum mangoyu.
uludağcı: ''ver amk salağı ver. amk beceriksizi seni. entel değil misiniz hepiniz aynısınız amk. alacan bunu, vuracan kafasına yaracan. ne uzatıyorsun yok sıvis nafy mıvis nayf entel entel hereketler...''
-------
ekşici: ''aaa bak normalde bugün katarina witt adına bir gösteri düzenlenecekti. tüh kaçırmamalıydım bunu yaaa. sahi, aramızda buz pateni ile ilgilenen var mı?''
uludağcı: ''konu kaymak ise eğer benden iyisini bulamazsın valla hafız hahahahağağğğaaaa.''
--------------------------------------
olum biz samimiyiz lan şaka maka bizim ortam daha güzel olurdu. harbiden yoga ne amına koyim. biz pet şişe bulsak hemen takımları kurardık. yoga nedir amına koyim!? (ikinci ''yoga nedir'' deyişim daha gür ve içten bir sesle)
biz sanki dinlemiyoruz müzik. moonlight sonata diye yazarımız var lan bizim. adamın nick'i zaten başlı başına şaheser. biz beethoven'ın kitabını yazarız. tamam biraz kısa yazarız ama olsun. *