karantina yüzünden izlenmeye başlanmış ve karantina sona erip normalleşme sürecine girilince sanki insanların artık eskisi kadar izlemeyeceği fark edildiği için 11 yaşında çocuğun ( cemal can için yazıyorum bunu ) bile kurmayacağı bir takım ortaya çıkartarak dün itibari ile tüm albenisini kaybetmiş yarışmadır.
dün muhtemelen son kez keyif ile izledim. dedim takımlar kurulurken akıl oyunları döner akşam biraz keyiflenir. 2 kaptan çıkacaktı neyse yarıştılar falan. cemal can finalde o sarı ergen karşısında 3-0 yapınca aha dedim bu 5-0 biter cemal en başta nisayı alarak tabi canavar gibi bir takım kurar. sercan da 3-0 öndeydi o ara. sercan uyuzun önde gideni olsa bile profesyonel adam o da yardırır takım seçmek için denk 2 takım kurulur seçilen takımlarla son 1-1.5 ay boyunca gene izlerim falan dedim. ama işte hayaller ve hayatlar..
dedim ya karantina bitti artık izlenmez adamlarda hissetmiş gibi davrandılar resmen. ulan yarışmanın nisa ve cemal hariç en iyileri hep kırmızı takımda toplandı. mavilerde bir tek cemal ve nisa var karşı takım son 1 ayın en iyi performansına sahip yarışmacısı sercan + bu senenin en iyi yarışmacısı ki insanlar biraz magazinden sıyrılsa her hafta sms de uzak ara 1.çıkması gereken berkan + milli atlet ve parkurda erkeklere bile en az 5-10 saniye fark atacak olan elif + her ne kadar çok oynamasa bile genel performansta 2.olan ve oynamak isterse mavi takıma tek sayı bile vermeyecek olan barış. eee ne oldu olm şimdi ? acun ılıcalının gözlerinde gördüm "cemal yapacağın işi seveyim gitti reytingler amk" bakışını. müdahale etme şansı olsa mutlaka ederdi.
velhasılı kuvvet ile muhtemel mavi takım bu bir haftanın her gününü aç geçirir. olan zavallım nisaya olur. evrim zaten kafadan kırıktı açlıkla beraber kliniklere düşer o 45 kedi ile yaşayan teyzelere bağlar. ardahan ın göbeği gene gitmez anasını satayım. ağaç kabuklarını falan kemirir bir şekilde hayatta kalır. yasin açlıkla belki baş eder ama onun sonunu da evrim getirir zaten. cemale söyleyecek bir şey bulamıyorum kendi etti kendi bulacak gibi görünüyor. tabi bunların hiçbirisi çıkmayıp belki dengeli gider bu 1 hafta ama o da benim iyimserliğim anasını satayım..
barış = amerika (ne yaparsa yapsın haklı sayılan, kendi vatandaşları dışında kimsenin sevmediği bir ülke)
cemal = ingiltere (medeni takılan ama gizli gizli amerikanın ayağını kaymasını gözleyen ve buna uğraşan bir devlet)
nisa = fransa (ingiltere'nin dostu, güçlü bir devlet ama zaman zaman iç karışıklıkları var.)
evrim = çin (ortalığı velveleye veren tüm dünyanın nefret ettiği ama katlanmaya mecbur olduğu devlet)
yasin = rusya (amerika'nın düşmanı ama her açıdan amerika'ya göre geri kalmış durumda)
sercan = almanya (yüksek bir teknolojik ve askeri güç. şuanlık ekonomisi güçlü ama bir savaş durumunda yanlış tarafta kalırsa tekrar patlayabilir)
elif= japonya (güçlü bir ekonomi, ama ahlaki açıdan çok kasıntı. vatandaşlarının sıkıntıdan intihar ettiği bir ülke.)
ardahan= türkiye (kötü bir ekonomiye sahip kırılgan bir ülke. diğer ülkelerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyor. dostlarıyla çıkarları uyuşmazsa ilk satılacak devlet)
berkan= italya (jöle gibi, oldukça oynak. buna rağmen bir güç unsuru ve herkesin yanında isteyeceği bir ülke.)
yunus emre = kuzey kore (kafası kırık yöneticiler, nasıl olduğu belirsiz bir ekonomi, oldukça içine kapanık ama bir o kadar da saldırgan bir ülke.)
yarışmanın biteceğine en çok babuş üzülecek. baksana 80'ler partisi, havuzlar, kokteyler, her hafta obsessolar falan. Ardahan için gerçek hayatı daha bir zor bence.
Antalya sıcağından bildiriyorum, burası böyleyse dominik şu an nasıldır. Dün 2 tane yuvarlamış birisi olarak, obsesso caramel macchiato için parkurda kolumu bırakırdım herhalde. Bu sıcakta yemekten net daha büyük ihtiyaç.
Boş arkadaşlar. Eskiden survivor diyince açlık oyunları gibi bi şey canlanırdı gözümüzde. Şimdi bakıyorum o parti senin bu parti benim. Sürekli toklar, yok çardak köşeleri, yataklar, duş almalar. Nerde o survivorlar anacım.