Sokun evinizde besleyin o zaman. Sokaklarda felan gezdirmeyin. Gördüğüm yerde boğasım geliyor. Aslında suç onlarda değil bunları kamplara yerleştirmeyip ülkenin dört bir yanına dağıtan hükümette.
suriyeliler belki din kardeşimizdir lakin yıllarca içlerinde besledikleri türk düşmanlığını düşünürsek, hele hele pkk ile aralarındaki organik bağ hesaba katılırsa önermenin tek taraflı kalacağı aşikardır. kardeşlik çift taraflı olup bizim kıçımızı "biz kardeşiz" diye yırtmamız neticeyi değiştirmeyecektir. ilk fırsatta "domalınız" denmesi kuvvetle muhtemeldir.
bu ülke 1923 yılında hayrat olarak kurulmuş gibi davranıyorlar. tamam müslümandır kardeşimizdir ama sen gelip tepemize çıkacaklarını bile bile neden virüs gibi hepsini sokaklara salıyorsun ? bir biz mi varız ? ülkenin yarısından fazlası açlık sınırının altında yaşıyo sen bide bunları getirip sırtımıza yük yaparsan kusurabakma insanlar kardeşliği düşünmez bu saatten sonra. insanın içindeki güzel kardeşlik duygularının bile katilisin hırsız tayyip.
benim kardeşim falan değillerdir. kendi ülkelerinde sorun varsa savaşsın kendi ülkelerini kurtarsınlar. ingiliz ajanlarının çizdikleri bayrakları kullanmaya utanmayanlar benim kardeşim olamaz. suriye iç savaşı, suriye iç savaşıdır. pkk ile ilgili sorunlar avrupalı kendini demokrat sananları ilgilendirmediği gibi onların sorunu beni ilgilendirmez. beni sınır kapısından geri gönderilen uygurlar, kırım'da etnik ırkçılığa uğrayan kırım tatarları ilgilendirir. bu insanlarda müslüman fakat siz sadece müslüman arapları sevdiğiniz için sizin partinizide, politikalarınızıda sevmiyorum.
Kardeşimiz değildir lakin yaşadıkları durum üzücü ve insan olarak yardım edilmelidir. Bu kardeşiz politikasını hiç anlamam nasıl kardeşlik bu böyle? Öyle şey olmaz insani olarak yardım etmek yardım eli uzatmak hem insanlık görevimiz hemde inananlar için dini görevlediri ama bu gün kardeş diyorsan yarın o kardeş de büyüyünce hak iddia eder payını ister öyle bir şey yok.
sadece insan olduklarını düşünmek sebebiyle bile gerçek durumdur.
şimdi şöyle bir bakalım:
* suriye semavi dinlerin yıllardır birarada gayet güzel yaşadıkları bir ülke.
*alevi, sunni, yahudi, hristiyan, yezidi, türk, kürt, arap vb. birçok tebanın bir arada yaşadığı, köklü bir tarihi olan komşu ülkemizdi.
* su kaynakları sınırlı olmasına rağmen şehirlerine olimpik kapalı yüzme havuzları yaptıran, sporu ve sporcuyu da seven bir ülkeydi (mardin'in tam karşısında 50 km ötede 2 tane olimpik yüzme havuzu olduğunu biliyor musunuz? üstelik halk havuzu bunlar. mardin'de doğru dürüst içme suyu dağıtım şebekesi yokken karşı tarafta olimpik havuz olmasını çok manidar buluyorum)
* kendi komşuları ile çok büyük bir problemi olmayan bir ülkeydi (azıcık ırak'la ve biraz da israil'le atışmışlığı var ama baba esad her zaman bunları bertaraf etmiş, bir iç karışıklık oluşturmalarını engellemişti.)
* sonra bu ülkede birden iç karışıklılar cereyan etmeye başladı.
*bizim hükümetimiz bu iç karışıklıkları destekledi ve muhaliflere silah yardımı yaptı. üstelik biz bu silah yardımlarının ne zamandan beri yapıldığını ya da iç karışıklıktaki payımızın oranını da bilmiyoruz.
*bu iç karışıklıklar bir iç savaş şeklini aldı ve normalde vizesiz olarak iki ülke arasında devam eden seyahat etme özgürlüğünü ülkemiz suriyeliler lehine süresiz uzattı. üstelik herhangi bir gerekçe göstermelerini de hükümetimiz istemedi. (abilik taslıyacağız ya, erdoğan bop eşbaşkanı ya, gelin tabi ülkemize kaçın dedik.)
* sınır bölgelerinde kalacakları düşünülen ve giren çıkan sayısı, gelenlerin yatacakları yerler, verilecek hizmetler düşünülmeksizin her gelene geç dendi. (savaştan kaçan insanlara git memleketinde üstelik de benim desteklediğim bir savatşta öl demek olmazdı. bu konuda kabul edilmelerini normal buluyorum.)
* ancak bu insanlar bir kayıt sistemi dahilinde ve mülteci statüsünde ülkeye alınmadılar.
*şimdi istanbul'un çeşitli semtlerine kadar gelmiş ve kendilerinin suriyeli olduklarını söyleyen ve maddi bir geçim kaynakları olmadığından dilencilik yapan insanlar var.
* bu insanlar kimseye saldırmadılar. bu insanlar zaten çoğunlukla küçük çocukları olan çekirdek aileler.
*kamplarda kalacak yer olmadığından ve devlet onları kamplarda kalmaya mecbur bırakmadığından taşı toprağı altın diye istanbul'a kadar gelmişler.
* çok iyi geçindiklerini bir eli yağda bir eli balda olduğunu iddia edenleri görünce insan haliyle sinirleniyor. kimse 3 yaşında çocuğu dilencilik yapsın istemez ya da sokakta ayazda, karda yatmak istemez.
suriyeli insanları mülteci statüsüne bile sokmayan tayyip'e sormak lazım ''neden?'' diye. çünkü ülkemizde asgari ücret yerlerde ve biz asgari ücreti beğenmiyor bu paraya çalışılmaz diyoruz. o ise bu insanları ucuz işgücü yapıyor.
biz bu adama sana oy vermeyiz alavere dalavere peşindesin diyoruz. o ise 300 tl yardım yapıyor bir suriyeli aileye, gebe bırakıyor kendine, yarın bir gün bu insanları oy yapacak kendisine.
tayyip birkaç bin suriyeli bekliyordu oysa milyonlarca insan kaçtı türkiye'ye. hatırlayın gidip kamplarda konuşmalar mitingler yapmıştı aynı tayyip. cici görünmek istedi. ama artık suriyeliler de onun bu numaralarını yemiyorlar. tayyip suriyeliler arasında da kendisine karşı ciddi bir öfke oluştuğunu görüyor. yakında gözlerinin yaşına bakmadan gönderir hepsini geri merak etmeyin.
ancak şunu da unutmayın, bu insanlar bir diktatörün zulmünden kaçıp bize geldiler, yarın biz tayyip'ten kaçmak istesek nereye gidebiliriz?
komşularla arayı iyi tutmak lazım. gün olur külüne muhtaç oluruz.
sorun onları kardeş kabul etmemiz veya etmememiz değil. asıl sorun bu insanların buraya niye geldiği, kimin getirdiği, bundan sonra burada nasıl yaşayacaklarıdır.
bu insanlar kendi ülkelerinde iken biz onlara düşman değildik buraya geldiler yine düşman değiliz çünkü bu insanların buraya gelme amacı yerel halkı rahatsız etmek değil.
duygusal gerekçelerden dolayı onlara sadece kardeş demek hiç bir işe yaramaz.
kuklalarla değil kuklacılarla uğraşmak lazım dünya halkları zaten kardeştir.
sınıra yakın şehirlerde yaşamayan kişilerin beyanıdır. antepe, maraşa, urfaya, hataya gidin sorun bakalım halk memnun mu suriyelilerden.
bu ülkeye çeçen mülteciler de geldi. hiçbiri böyle rahatsızlık vermedi. istanbulda çeçen mülteci kampları kuruldu ruhumuz duymadı. çünkü adamlar edepliydi, yediği kaba pislemiyorlardı.
bu suriyelilere yardım ediyorsun adamlar niye daha çok yardım gelmiyor diye isyan çıkarıyorlar.
edit: tüm müslümanlar kardeştir ancak nankörler ve hainler hariç. yardım isteyen kim olursa olsun dinine, ırkına bakmadan yardım eder bu millet. yeter ki kadir kıymet bilsinler, yedikleri kaba pislemesinler.
daha dün su meselesi yüzünden savaşın eşiğine geldiğin, aynı dönemde senin sivil uçağını düşüren, pkk ya açık açık destek veren, az bir zaman önce savaş uçağını vurup 2 pilotunu öldüren, kasten sınır yerleşimlerine ateş açan vatandaşlarını yaralayan, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sadece 8 yıl kadar normal ve yine de soğuk ilişki sürdürebildiğin ülke ne zaman kardeşin oldu feriştahını sevdiğimin? hiç mi için acımıyor o ölenlerin ailelerini düşündükçe? olmaz olsun öyle dost, yesinler birbirlerini.