Ülkemize mülteci sifatiyla gelen teröristlerdir. Hataydaki katliami yapanlardir. Kendi ulkesinde sirf başbakani alevi oldugu icin isyan eden ibnelerdir. Ülkemize gelip kamplarda klima ve buzdolabi verilmedigi icin olay cikardiklarida olmustur. Ankaraya kadar geldiler. Bizim mahallede en az 8 aile var. Mahalledeki kadinlarimizi taciz ettikleride söyleniyor. Ve mahallede devlet yardimiyla kaliyorlar. Elektrik su dogalgaz kira ve esyalari bile devlet karsiliyor. Mahalleye geldiklerinden beri inanilmaz igrenc bir kokuda var Marketlerde hirsizlik diz boyu. . Bu insanlari(!) gördükten sonra esad reisi bir kez daha anladim. Bu serefzleri ucaga bindirip esad reisin sarayina atmak lazim
"işgal" kelimesini bizzat mültecilerin yoğun olarak bulunduğu illerdeki vatandaş söylüyor.
urfada bir vatandaş: "eskiden fuhuş 100 liraydı suriyeliler gelince 30 a düştü." dedi.
bölgede suç oranları inanılmaz artmış durumda. Polis bunlara hiç bir şey yapamıyor. basın gerçekleri gizliyor.
sayıları 1 milyon civarında. ve urfa-mersin hattına yerleştirilmiş durumdalar.
bu bölgedeki kürt eksikliğini bunlarla tamamladılar. yolun sonu pek de iyi görünmüyor.
bu adamlar asla geri dönmeyecek ve tc vatandaşı yapılacak. sonra olaylar olaylar...
hatay'da tanımadığı insanların karşısına geçip '' sen alevi misin ? '' diye soru soran sözde yardıma muhtaç mültecilerdir.
bir de bunlara acımamız gerekiyormuş arap pipisi yalamayı seven ümmetçilere göre.
adamlar normal bir türk vatandışından daha fazla olanaklara sahip lan ! ne acıması ?.
yemek için restoran ve kafeler de kullandıkları özel devlet kartları var.
her türlü giysi, barınak vs ihtiyaçları bedava gideriliyor.
bir de üstüne mülteci parası alıyorlar.
benim dedem zamanın da kosova arnavutu olarak buraya geldiğin de, ailesine bakabilmek için oteller de yabancıların bavullarını taşıdı.
yemek kartı falan veren de olmadı öyle..
bunlar mülteci falan değil bildiğin akp lilerin oy yatırımı yaptığı araplar.
suriye sınırından giriş yapmış mültecinin ne işi var bursa da, istanbul da ?
çok kıymetli hükümetimizin gümrük yönetmeliğine ek madde ekleterek süre sınırlaması olmazsızın memleketimizde kalabilirler şeklinde kanun çıkardığı güruhtur.
sen almanya'dan gelen işçilere ek süreyi çok gör, oradan getirdikleri arabalarla yurda girmelerinin süresini sınırla ama suriyeli yavşakları sınırsız ülkende tut. ne güzel memleket yaaa.
Ülkeyi bölmek için burdadirlar, hatta bir grubu hakkaride bayragimizi indirmişlerdir. Gitmeleri vaciptir. Iş filan ayarlanarak temel atmamalari gerekir. Bu duruma biri el atsın.
isviçre, ailesinden herhangi birisi isviçrede ikamet eden Suriyelilere savaş süresi boyunca geçici oturum hakkı tanıyacağını açıkladı.
Yaralı veya tedaviye muhtaç olanların da yararlanabileceği geçici oturum süresi Suriyedeki duruma göre uzatılabilinecek.
Açıklamaya göre aile fertlerinden herhangi biri isviçrede yaşıyorsa ve B ya da C oturumuna sahipse, ya da vatandaş olduysa bunu ispatlayabilmeleri durumunda, Lübnanın başkenti Beyrutta, Ammanda, Türkiye'de Ankara ve istanbulda bulunan isviçre Konsolosluk veya Büyükelçiliklerine başvurduklarında, kendilerine vize verilerek isviçreye gelmeleri sağlanabilecek.
aralarında suriyeli kürt, türkmen, arap ve aleviler de vardır.
onlar suriye'de kardeş kavgası yaşamak istemedikleri için oradadırlar.
her ne kadar devlet olarak kendi evsizimize ev, kendi yoksulumuza bir çorba tas veremesek de bu insanları sıgınmacı olarak kabul etmek zorundayız. insanlığımızı korumak adına.
kamplarda gerçekleşen istenmeyen olayları tüm mültecilere mal etmek de yanlıştır.
bir kaç aile izmir otogarı çevresinde konuşlanmıştır. park ve bahçelerde çocuklu aileler kalıyor. trafikte seyir eden araçların önüne atlayıp para istiyorlar, yetkilileri göreve davet ediyorum. en azından barınacak, gözetim altına alınacak bir yer tahsis edilmeli.
elbette her ülkede mülteci vardır ama devlet bu toplumları sinirlandirmasini bilmiştir. burda önemli olan onları iyi derecede kontrol etmek ve denetlemektir. biz ise saldım çayıraevl kayıra mantığı olduğu sürece bu tır konuşmalar ve yazışmalar değişmez.
benim icin halklar falan hep uydurulmus kavramlar, bunu once belirteyim, ama her zamanki gibi devletin kayirdigi gruptur bunlar. devlet zaten budur, sirayla birilerini kayiran olusum.
bugun biriyle tanistim, adi mustafa, daha yeni otuzlarinda. amerika'da ucak muhendisligi okuyup irak'a, ulkesine donmus, calismaya baslamis, savas cikmis. bir sure turkiye'de kalip, savas bitince yurduna donmus ama bu defa el kaide tehdit etmis onu. muhendislik calismalarina devam ederse oldureceklerini soylemisler, ofisine roketatarla saldirmislar bir gece. o da o zamanlar yeni evlendigi karisini, annesini, kucucuk bebegini alip buraya gelmis. simdi turkiye'de. kizi buyudu, yedi yasina girecek, okula gidiyo. gecenlerde kizi hastalanmis, sigortasi yok diye saatlerce bekletmisler. cebindeki tum parayi sacip oyle girebilmis. bir muayene ucreti seksen lira. hastane muduru bir tanidigimi aradim ben de. "nereli?" dedi, "eger suriyeli'yse onlar ayricalikli, onlar ucretsiz tedavi goruyolar." konusamadim, utandim, mustafa abi'nin yuzune bakamadim.
hepsinden teker teker nefret ederim. %1 lik istisna hariç. ama her gördüğüm yerdede konuşup arkadaşlık kurmaya çalışırım. arapçamı geliştirmek için o kadarda ikiyüzlüyümdür yani.