Suriyelilerle alakası olmayan bir durum, malesef cahil toplumların kanayan yarası, Adam içgüdüsel olarak yaşıyor, korunma nedir bilmez, düşünmez bile, çünkü çocuk onun için büyür gider, malesef her zaman olduğu gibi olan çocuklara oluyor, çocukların tek suçu böyle cahil insaların çocukları olarak dünyaya gelmek.
"kalkan şeyin dini imanı savaşı katliamı olmaz" sözünü şiar bellemiş bir milletin eylemidir. bu iç savaş bir süredir devam ediyordu bizimkiler sınırları açtı tabi tüm haber kanalları orada çekim yapıyor sonra akşam haberlerinde bir izliyorsun sınırdan geçenlerin hepsinin karnı şiş kucaklarında da henüz daha yaşına girmemiş bebeler var. tabi buraya geldikten sonrada devam ediyorlar son sürat üremeye..
şimdi türkçe bilenlere falan soruyorlar orada neler oluyor diye ağlıyor eşşolusu ışid bize katliam yaptı esad şöyle yaptı muhalifler böyle yaptı diye sonra kamera yana dönüyor karısı yukarıda tarif ettiklerimden karnı şiş kucağında henüz yeni doğmuş bebe. o spikerin ağzına tüküreyim ki sormuyor "lan ağlıyorsun ama gebeş yan evde kafa kesilirken mi yaptın sen bu çocukları" diye..
şehirlere bombalar yağardı her gece biz durmadan sevişirdik, sözünün uygulamaya geçmiş hali. insan öleceğini düşündüğü durumlarda içgüdüsel olarak üremek ister.
şöyle bir durum var suriyede yıllardır iç savaş var zaten adamlar alışmış. mülteci olarak gelenlerin yüzde 80' i türkiye sınırına yakın olan yerlerden geldi onlar savaş içine girmediler direk zaten göç ettiler. kalsalardı ya pyd-abd ya deaş yada rus-esed tarafından öldürüleceklerdi. örnek olarak halep' i verebiliriz şuana kadar 300bin insan öldü sadece sivil.
Bu aralar dahada bir fazla gözle görülen durumdur. Suriyelilerin çoğu şuan karnı burnunda. Kışın ısınmak için yaptılar sanırım bu ayda karınlar kocaman olduğuna göre.
çok sayıda suriyeli ile konuşma imkanım oldu. her gün bir ikisi odama gelir.
gördüğüm kadarıyla bunlarda ulusal onur, millet sevgisi, vatan sevgisi, tarih bilinci gibi kavramlar yok. hiçbir ideoloji, yada felsefe mevcut değil. mücadele ruhu sıfır. yaşama amaçları beslenmek ve çiftleşmek üzerine kurulmuş.
suriyedeki otlaklar kuruyunca türkiyeye göç etmiş bir sürü gibi. avrupanın otlakları daha daha besleyici olduğu için oraya geçmeye çalışıyor. nerede karnını doyurursa orada üreme yapıyor. başka bir değer kavramı yok.
bu insanlardan ülkemize beş kuruş hayır gelmez, yıllar geçtikçe daha çok bela olacaklar.
yapılması gereken şey, bunları gemilere doldurup esada göndermek. kendi aralarında anlaşsınlar yada ne halt ediyorlarsa etsinler.