mehmet tezkan gibi yazarlar tarafından türkiye'deki terör olaylarına sebep gösterilen ülke. bir çok sözlük yazarı da dillendirmiş. suriye bak senin de teröristin var diyerekten pkk'yı azdırmış olabilirmiş.
açıkcası ben bu ihtimale hiç şans vermiyorum. pkk tamamen abd güdümünde bir terör örgütüdür. yaşaması abd'ye bağlıdır. abd'nin tek emri ile arkalarında destek verecek, para yardımı yapacak bir tane avrupa ülkesi bulamazlar. suriye ise iran'ın da savaştığı bir terör örgütünü desteklemekten çekinir. ayrıca böyle bir yardım ve türkiye'ye saldırma teşviğinde türkiye'nin de haberi olacaktır. bence suriye buna cesaret edemez. terör sebebiyle türkiye ile 2. kez karşı karşıya kalmak isteyeceklerini sanmıyorum. türkiye zaten sunni toplum için saldırmaya bahane ararken, kalkıp bunu yapmazlar diye düşünüyorum. çünkü suriye ekonomik ve askeri olarak türkiye'nin müdahalesine dayanabilecek bir ülke değildir. türkiye'nin harekatı da bir amerikan harekatı gibi karşılanmayabilir. sonuçta müslüman bir ülke türkiye ve tayyip erdoğan arapların gözünde büyük bir lider imajı çiziyor.
o yüzden terör olaylarının suriye'nin değil tam tersi türkiye'nin suriye'ye girmesi için abd tarafından kışkırtıldığını düşünüyorum. zaten uzun zamandır türkiye'yi bir gaza getirme olayı var. amerika tekrar aynı bataklığa saplanmak istemiyor. ayrıca suriye'ye yapacağı bir müdahale ile iran'la da karşı karşıya kalmak istemiyor.
sonuç olarak türkiye bence giderek daralan ve seçim yapmaya zorlanan bir yola giriyor. bir yanda abd'nin ortadoğu'daki adamı olup suriye'ye girecek, askerlerini bu uğurda şehit verecek ve iran ile karşı karşıya gelecek, ya da iran'ın da askeri olmasa bile stratejik desteği ile görünür tek düşmanı pkk ile mücadeleye devam edecek. bir yandan da esad'ın tavrı bu konuda belirleyici olacak. bekleyelim görelim.
mart ayında isyan başlamadan önce yere göğe sığdıramıyoduk suriye'yi.başbakan ve esad birbirlerine: "kardeşim" diye hitap ediyolardı. yerel basında "kardeş suriye" şeklinde veriliyordu haberler. ama isyan başlayıp ölü sayısı artmayha devam edince kardeş suriye' ye: "sabrımız taşıyor" notaları verilmeye başlandı. evet yaşananlar korkunç ama suriye'ye karşı bu kadar cephe alınmasının nedeninin sivil kayıplardan ziyade batı ile ters düşmeme gayesi olduğu da ortada. malum
bölgede batıyla geçinemeyenlerin akıbetinin ne olduğunu gördük. işte siyaset. dün kardeşti,bugün kalleş.
baas yönetim, resmi rakamlara göre 3000'den fazla insanı katletti. bunların 90'ı çocuk.
hürriyet ve adalet istedikleri için üzerlerine kurşun yağdırılan suriyeliler "türkiye, türkiye" deyip duruyorlar, ama türkiye kamuoyundan baas diktatörlüğünün katliamlarına karşı güçlü bir ses henüz yükselmedi.
emperyalist devletlerin türkiye'yi savaşa sürüklemek istediği ülke. çok istiyorlarsa buyursunlar kendileri müdahale etsinler sivil ölümlerine. ileride bir zamanda başka bir ortadoğu ülkesini bizim üzerimize salarlar artık "orada sivilleri öldürüyorlarmış" diye.
dokuz ay sınır karakolunda kendisine karşı şort terlik çay sigara, votka sigara içtiğim, dürbünle köylerini dikizlediğim, kırk yılda bir denk gelen askerlerine el kol hareketi yaptığım, sınır boyunda kaçakçı kovaladığım ülkedir. geldik karıştı bi buçuk senede.
o değil de özellikle hataydaki o sınır karakollarındaki -hele ki asteğmen arkadaşlara- allah hayırlı tezkereler versin, şırıngayla kan çekiyolardır şerefsizim. gerçi ben mi yapıcam bu saatten sonra di mi.