merhabalar burada bu saatte ve gerçek anlamıyla ne demiş bu adam diye bunu okuyan insanlar.
size sözünü ettiğim film konusunda düşünüp bir anlam getiremediğim ya da sonuca gidemediğim birkaç şey anlatacağım.
öncelikle konuya suriye iç savaşını tanıtmakla gireyim:
"suriye'de 15 mart 2011 tarihinde 1963'den beri iktidar olan ve 1971'den günümüze kadar iktidar olan liderin* görevi bırakması adına muhaliflerce eylemler yapılmasıyla başlamıştır. arap baharı'nın bir uzantısıdır aynı zamanda. şöyle ki hükümet çoğunluğu sivil halktan oluşan muhalifleri sindirmek adına kendi halkına ciddi zararlar vermiştir. koltuk sevdası resmi rakamlara göre 120.000 üzeri olarak kayıtlardadır. ve onbinlerce gösterici hapislere atılmış, işkencelere maruz bırakılmıştır. savaşta kimyasal silahlar birçok kez kullanılmıştır. sırf bir görüşü pretosto ettikleri için. insanlık ayıbı olarak tarihe geçecek."
ne olacak biliyor musunuz peki? en fazla 3 kuşak hatırlayacak bunu. en fazla 3 kuşak kin tazeleyebilecek. suriye ne bir holocaust olur ne de bir hiroşima, nagazaki. bir ikiz kuleler de olamaz elbette. sadece hükümete karşı ayaklanma olur. sırf avrupa ortadoğuyu sevmiyor diye. duygusallıktan kaybeder suriye.
almanya'nın yahudi soykırımı gibi yankı uyandırmaz. filmlerde anlatılmaz en küçük ayrıntısına kadar.
suriye adına çekilen bir film ne schindler in listesi olur ne piyanist ne de hayat güzeldir.
suriye ya da türkiye dünyanın üvey evlatlarıdır. görünmez olurlar. bir çıkarı yoksa dünyanın bundan isimleri bile duyulmaz.
bundan 50 yıl sonra kim kalkıp da cürretkar bir film yapar? kim suriye'nin kırmızı mantolu küçük kızını anlatır?
biz çıkarı arkadaşlıkta yererken, insanlar büyük düşünüyor çok büyük.