hükümetin suriye konusunda tezkere çıkarması, aslında; gereksiz bir durum.
şöyle ki; ülke topraklarına olacak silahlı bir saldırı için bizzat cumhurbaşkanı tarafından gerekli talimat ile çözümlenecek bir konu. bu durum anayasada işlenmektedir.
hükümetin tezkere çıkarması, teknik olarak uluslar arası hukuk ve meşru müdafa hakkını kullanmak dışında değerlendirilebilir ki; komşu ülkenin içinde yaşadığı iç savaş nedeni ile kontrol altında olmayan bölgesinden ülkemize olan bir saldırı-bombalama bahane edilerek bu ülkeye askeri müdahale yapmak amaç edilmiş olabilir.
zaten suriye tarafından konu diplomatik olarak bizlere bildirilmiş ve konu inceleme altına alınmış olduğu deklare edilmiştir.
sınır bölgelerimizde olan suriye topraklarında denetim isyancılarda olup, çatışmalar devam etmekte ve suriye devleti tarafından bölge hakimiyet altına alınmamış olup, buralardan ülke toprağına yapılan saldırı-bombalama için sorumluluk teknik olarak suriyede olsa da, bulunduğumuz durum gereği bunu bahane ederek suriye için savaş çığırtkanlığı yapmak hiç akıl karı değil.
zaten, suriyede olan isyanlara ve ölümlere destek verdiğimiz düşünülür ise; hem suçlu hem güçlü durumuna düşmekteyiz.
suriyede çarpışan isyancılara kamp açmak ile, pkk kamplarının ırak da olması arasında teknik olarak bir fark yoktur. suriye, bizdeki kamplarda eli silahlı isyancılar için hava harekatı düzenlese kim ne diyecek? uluslar arası hukuk ve toprak bütünlüğü, karşılıklılık ilkesi, meşru müdafa hakkı suriye için geçerli olmaz mı?
örn; bizim içimizde böyle bir ayaklanma olsa ve iç savaş yaşasak, isyancıların bölgesinden veya çatışmaların olduğu ve devlet kontrolü olmayan bölgemizden atılan top mermisi irana düşse, iran da bize savaş ilan etse ne diyeceğiz ki, içimizde ki çatışmalara ve isyancılara her türlü yardımı yapsa biz kendimizi nasıl hissederiz?
siyaset-diplomasi-çıkarlar vs. bir yere kadar.
insan olmayı ve empati yapmayı da denemeliyiz. adalet ve hak birgün bize de lazım olabilir. suriyeden sonra bölgede parçalanmamış 2 ülke kalacak.
türkiye ve iran.
akıllı olmalıyız.
bir arada yaşadığımız komşularımız israil ve abd değil. bölgede petrol bittikten sonra olabilecek senaryoları düşünür iken, yaşamsal su havzaları ve doğalgaz gerçeğini düşünmeliyiz.
ambargo nedeni ile elinde enerji kaynaklarını işletemeyen ve hazar gerçeği ile iran,
daha araştırılmamış kaynakları olan türkiye rahat bırakılmayacak.
ırak,
libya,
suriye üzerine oynanan oyun bize de oynanacak.
bunun denemesi, bosna ve kıbrıs da yapıldı.
satırbaşları ile değinilen bu konular ışığında suriye ile savaşmak, ayağımıza kurşun sıkmaktır ki; iran gibi bir ülke ile de savaşmak zorunda kalırız. ülkemizin ve kaynaklarının israil yayılmacılığına direnmesi için tek destek olan ülke iranı kaybederiz.
sonuç olarak tek parça bir türkiye torunlarımıza bırakamayız.
not: başlık da olan hata için; klavyemde "r-t" harfleri sorun çıkarıyor. bazen, "t" harfine basınca "rt" klavyede yanyana olduklarından takılarak "rt" çıkıyor.