Doğru davanıştır, o insanların gönlüne türkiye sevdasını soktuğunuzda eğer namert değillerse onlarca yıl boyunca unutmayacaklar hatta çocuklarına ve torunlarına bu olayı anlatacaklardır. Bu arada suriyenin özellikle kuzeyinde çok yoğun bir barak türkmen nüfusu yaşamaktadır- bu insanlara yardım etmek boynumuzun borcudur.
(bkz: suriye türkmenleri)
edit: ırak savaşında saddam kürtlere saldırdı türkmenlere değil ve bu olayda türkmenler bir zarar görmemişti.
çok büyük hata yapan türkiye'dir. zamanında pkk'yı misafir etmiş ülkenin vatandaşlarını almamız hata olacaktır. aynı hatayı daha evvelden yaptık gene yapmayalım.
YAPILAN ULUSLARARASI ANLAŞMALAR GEREĞi YAPILMASI GEREKEN YAPILMAKTADIR. YAPILMASAYDI DÜNYA KAMUOYUNDA BiZDEN ÖVGÜYLE SÖZ EDiLMEZDi, AYRICA HANi MiSAFiRPERVERDiK BiZ, NEDEN iSTEMiYORUZ SURiYEDE ZULÜM GÖREN iNSANLARI ENTERESAN.
an itibariyle göçmenler için 4 adet çadır tahsil edilmiştir sağlık bakanlığı tarafından. misafirperver bir millet olduğumuzu tekrar gösterdik. ama kendi yardıma muhtaç insanımıza yardım edemezken suriyelilere yardım edebilmekteyiz. kastımız kendimize galiba.
zamanında pkk'ya kapılarını açan hatta besleyen bir ülke olan suriye'ye jest yapan ülkedir bizim memleketimiz. kim bizim ağzımıza sıçar biz ona kucak açarız. bizden adam olmaz..
şimdi bakıyorum da hatay'daki mülteci kampında her halt var.
lunapark bile var anasını satayım...
bakın şöyle bir olay yaşadım bugün.
yanımda çalışan ahıska türklerinden birinin yeğeni türkiye'ye geldi ve o da bizim şirkette çalışmaya başladı.
yaklaşık 2 aydır çocuk oturma izni almaya çalışıyor.
ve bu çocuk öz be öz türk...
katıksız, safkan türk hem de...
dedeleri sibirya'ya sürgüne gönderilmiş, oradan da kazakistan'a.
sırf türk oldukları için. ve türkiye o günden bu güne kandaşlarımız için hiçbir girişimde bulunmamış.
neyse.
dediğim gibi öz be öz bir türk evladı 2 aydır oturma izni alamıyor, ankara'ya gitti tam 3 defa, dedesinin babasının doğum belgesini istediler...o da halledildi, noter ve mütercim ücretleri yaklaşık 600 tl tuttu, o da halloldu, 5 defa bursa yabancılar şubede ifade verdi, kendisine bir dünya saçma sapan sorular soruldu.
soran kim?
lise mezunu bir fethullahçı polis...
geçelim...
bunun gibi binlerce ahıska türkü var...vatandaşlık ve oturma izni bekliyor.
ama türk devleti, türkiye cumhuriyeti kendi öz evladına adilik yapıyor, işi yokuşa sürüyor.
bakın beyler.
bu adamlar kendi vatanlarında, kendi topraklarında yaşamak, çalışmak vergi vermek istiyor. devletten ne çadır, ne yemek, ne su, ne lunapark, ne kömür istiyor...
ama biz bu soydaşlarımızı yok sayıyoruz...
onun yerine herşeyi devletten bekleyen arap-kürt mülteciler için harcadığımız milyon dolarlar ortada.
bu ikiyüzlülük değil de nedir?
bu yavşaklık değil de nedir?
bu kansızlık değil de nedir?
götü sıkışan, başı derde düşen türkiye'ye sığınsın. amına koyayım biz yemeye ekmek bulamıyoruz, hayat şartları malum...
10.000 küsür insandan söz ediliyor olum boru değil. iş imkanı sağlayacan, yer verecen, verecen de verecen.
sen burada ahkam kes, sokakta mı kalsınlar ?
bundan 20 sene önce aynısını biz yine yaşadık. toprağına ses gitmesin rahmetli özal 450 bin kürt mülteciyi sınırlarımıza dahil etmişti. o dönem dönen körfez savaşı yine bir abd işknecesiydi ve en zararlı çıkan biz olduk. bugün yine suriye'de dönen oyunların da en zararlısı biz olacağız.
suriye konusunda bilgi sahibi olmak isteyen kimselerin akşam gazetesinde yayınlanan hüsnü mahalli'nin köşe yazılarını takip etmelerini öneririm.
Ayrıca suriye'den gelen kişiler ekonomik olarak devletin imkanlarını gerçekten zorlayacaktır. Eğer dikkatli takip ederseniz, bu gelen kişilerin %80'nin herhangi bir çatışmadan kaçmadıkları, aksine Türkiye'deki iş ve yaşam olanaklarının daha iyi olma düşüncesi ile bulundukları yerlerden hareket ettiklerini görürsünüz.
ipini koparan soluğu türkiye sınırında alsın, devleti alimiz yardım elini açsın; devletin yaptığı artislik, vergisini ödeyen namuslu vatandaşa akaryakıt, elektrik ve doğal gaz zammı olarak kitlensin. ne güzel istanbul ama...