suriye de çok ırak mıdır dersiniz

entry1 galeri0
    1.
  1. merhaba. uzun yıllar önceydi, hatırladığım kadarıyla. komşu ülkelerimizden ırak'ta "saddam hüseyin" tarafından ülkeyi yöneten siyasi iradenin "kendi halkına zulüm" ettiği gerekçesiyle ve son haddinde "ya kimyasal silah olabilir bunlarda hee" şeklindeki paranoya ile bilmemkaç deniz mili öteden amerikan askerleri gelip ırak'ta "demokratik müdahalede" bulundular.

    çocuklar dahil olmak üzere ve hala ölümler devam etmek suretiyle yüz binlerce insan öldürüldü bizzahiti amerikan askerleri tarafından. tecavüze uğradılar, inançları başta olmak üzere bütün bir yaşantıları ile dalga geçildi ırak halkının ve en çok da yaşamalarıyla dalga geçildi. aynı amerikan askerleri hızını alamayıp da eşek, kedi ve köpek yavrusu ne buldularsa uçurumlardan aşağı atarak "gündelik eğlence" anlayışlarını da yaşattılar bir şekilde. ama en çok da rafineri yangınları çıktı o dönemler, bilhassa da erbil yakınlarında.

    yukarıda da demiştik ırak ile sınır komşusuyuz ama gerek toplumsal olarak gerekse de "siyasi" olarak çok da bir halt edemedik. zira biz o dönemde seçim hazırlıklarındaydık seçimlerin üzerinden zaman geçtikten sonra da en yetkili merciden siyasi bir tepki geldi "ırak'taki abd askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ediyoruz" diye. bununla ilgili şu anda yorum yaparsam yasal açıdan bazı sıkıntılar doğurabileceği için yorumsuz geçiyorum.

    ırak'taki sivil halk için "duacı" olanlarımız da vardı. hele o orospu çocuğu bush'a ayakkabı fırlatan gazeteci yok mu? odasında kur'an ve che posteri vardı sonrasında yapılan bir araştırma sonucu olarak geniş yer bulmasa da yansımıştı medyaya.

    gene de tüm bunlara karşın ırak bize o kadar ırakta kalıyordu ki bir türlü kendimizi veremiyor, bir şeyler yapamıyorduk bu uğurda.

    şimdi benzer şeyler suriye için söz konusu ve o zamanlar kendi göbeğini kesmek zorunda olan uzaklardaki "müttefik" amerika, şu anki siyasi yavşaklığın da yardımıyla "suriye'de kimyasal silah olabilir" diye kendisi dahi demiyordu. çünkü artık kendisine, bu tip ufak işleri paslamak için bir taşeron bulmuştu. kullandı, yarın da kullanacak. ve hatta öyle güzel bir tiyatro sahneleniyor ki amerika resmen "türkiye'nin zoru" ile bugün suriye'ye müdahalede bulunuyor görünen tabloda. türkiye, bir siyasi yavşaklıktan ibaret değil ama türkiye'yi temsil edenlere baktığımızda ve tebaya indiğimizde "amerikan götü yalayacak" kıvamda oldukları aşikâr.

    şu "türk ırkının üstünlükleri" türünden geyikleri bir kenara bırakarak "toplumsal karakter" üzerine bir kaç kelam etmek gerekli bu noktada.

    türkiye'de yaşayan insanların bir araya geldiklerinde ortaya çıkan yegâne karakteristik özellikleri "direnç" derim ben. nasıl yani? hemen belirtelim türkler olarak çok planlı, programlı bir millet değiliz, sinsi değiliz, çok çok çalışkan değiliz, çok stratejik düşünebilen insanlar da yetişmiyor bizde. genelde "dirençli" olmayı başarıyoruz biz. belki de "sabır" ve "sebat" ile de alakalı bir durum olabilir, emin değilim.

    şimdi bölge ile ilgili "büyük" planlar yapan her kim olursa olsun, türkiye ve bu coğrafyada yaşayan insanların genel "karakter" özelliklerini gözönünde bulundurmak, buna göre davranmak zorundadır. ben size söylüyorum suriye'ye ilk adım atıldığı anda rusya ve iran'ın da dikkati bu husus üzerinde yoğunlaşmış olacak. ki şu anda bahsi geçen her iki devlet de suriye ile doğrudan kontak halindeler. kelimenin tam anlamıyla "alışveriş" yapıyorlar.

    oluşabilecek aksi bir durumda sergilenecek olan tabloda, türkiye'de yaşayan sivil insanlar her şekilde zararlı çıkacaklar. dün reyhanlı'da olduğu gibi. devlet, kendi vatandaşlarını katledecek ve hatta çok ciddi uğraşlarla yetiştirdiği pilotlarını yem edecek gene bu siyasi yavşaklığa.

    ama çok açık olan bir şey var benim gördüğüm suriye hadisesi ile ilgili;

    obama'nın, "barışçıl" bir pozu var. "ırak'tan çekildik" türünden bir barışçıllık hem. o sebeple obama'nın kendisi çıkıp da "suriye'ye müdahale edeceğiz" demek yerine, türkiye'nin "hadi"(veya come on) demesi lazımdı.

    fazlasıyla dedik biz de.

    yoksa kimse bana reyhanlı'daki patlamanın ardından amerika'ya uçmanın mantığını anlatamaz. kimse bana saat 00:02 itibari ile gerçekleşen bir hadisenin, yandaş medya kuruluşlarının 00:00 itibari ile başlayan gece bülteninde "cart" diye sunulmasının mantığını anlatamaz.

    bilmiyorum suriye de çok ırak mıdır?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük