Superman'ın sırf uludağ sözlük yazarlarına özel yaptığı açıklamadır.Aslında hiçbirşeyin gerçekte göründüğü gibi olmadığını anlatan süpürman dertlerini yazarlarımıza açtı.
işte o konuşmalar.
--spoiler--
-Sayın Kent abi şimdi lafı uzatmadan direk sorulara geçiyorum.
Bir uzaylı olarak sonsuz yaşamınız olduğu iddaa ediliyor ve bundan yola çıkarak hiç yaşlanmamanız lazım. Fakat biz görüyoruz ki superman 30 yaşına kadar durmadan yaşlanıyor, sonrasında hep 30 kalıyor. Burada bir mantık hatası yok mudur?
+Şimdi aslında var. Fakat senaristler kadınların süper kahramanlara olan ilgisizliğini farkettiğinden bu konuda kadınları baz aldı. Dolayısıyla superman da bir kadın gibi sadece 30 yaşına kadar yaşlanıp, orada kalıyor. En azından kaldığını iddaa ediyor.
...
Aslında ben uzaylı falan da değilim. Ben 86 manisa doğumlu bir türk genciydim.
O dönemlerde superman çizgiromanlarını takip eden büyük bir hayrandım. *
Yatıp kalkıp okurdum. Sonrasında bende bir takım değişmeler olmaya başladı.
5 sene boyunca motor, tesviye okudum. Eski sanayide kaportacılık yaptım. Tabi küçük bir dükkandı bizimkisi. Sürgülü bir tahtamız bile yoktu. Komando gibi sürünürdüm arabaların altında. Sonrasında bende romanların etkisiyle psikolojik olarak değişmeler başladı.
Birgün gene arabanın altındayken kaynak makinesi elimden kayıp üzerime düştü. Tam nanayı yedik derken. Etkilenmediğimi farkettim. Sürüne sürüne derim nasır tutmuş hiç bir haltı miklemez olmuştu. Sonrasında yaptığım denemelerle 4 kaynak makinası, 3 çivi makinası, 2 normal 2 motorlu testereyi harap ettim. Şerefsiz patron hem kendi denedi üzerimde hemde maaşımdan kesti.
ilk yeteneğim böyle gelişti. Sonrasında kaynak makinesine çok yakından bakmaktan miyop oldum. Lazer ameliyatlarının daha ilk deneyleri yapılmaktaydı o zamanlar. Bende hiçbir haltı olmayan her vatandaş gibi ya tutarsa diye attım kendimi ameliyat masasına. Bana öncesinde 2 tane lens verdiler tak bunları diye. Ben ne biliyim onların lens olduğunu attım ağızıma uyuşturucu falan diye. Neyse dediler sana bi ışık gelicek orda bi resim var ona bakıcaksın diye. Tabi ben miyopum nerden görüyüm resmi. Bunlar lazeri açıyo ben gözleri kısıyorum. Onlar açıyor ben kısıyom, onlar açıyor ben kısıyorum. Bir süre sonra gözler kendini otomatiğe aldı o günden sonra ne zaman gözlerimi kıssam resim görüyorum.
Bak mesela şimdi elime doğru kısınca...Ah! elim elim eliiiiiim!
....
-Peki bunlar dışında çok hızlı hareket etmek, ve koklama gibi güçlü duyuyarınız olduğu hakkında bilgiler edindik bunlar hakkında ne diyeceksiniz?
+Bu yetenekler çok abartılacak şeyler değil aslında. Misal koklama demişsiniz. Biz 7 arkadaş 1 evde yaşardık. Tabi kahvaltıyı da hep bana bırakıp giderdi şerefsizler. Tabi bende de dediğim gibi miyopluk var. Gözümü kısıp hangisi hangi kavanozu diye bakamıyorum kapaklara. Bende başladım koklaya koklaya kapakları bulmaya. Hatta size birkaç tiyo da veriyim kapaklar birbirine benziyorsa.
Daha keskin olan zeytin, hafif olan her daim peynir kapağıdır. Bunlar birbirine çok benzediğinden ayırt etmenizin tek yolu budur. Bunun dışında bal nerdeyse kokusuzdur. Koklayıp koklayıp plastik kokusu bile alamıyosanız. Bilin ki nezlesinizdir. Çünkü en azından bi plastik kokar o kapak. Sonra reçel kapağı olarak ayva dışında hepsi meyve kokar. Ayva kapağı bihalt kokmaz. Ama kokladıktan 3 saniye sonra kaşındırır. Ahanda o ayvadır işte.
Bunun dışında hızlı hareket kabiliyetimin çok türlü sebepleri var.
1.Her ay başında bizim pederler bankaya para yatırır, bize mesajla bildirirdi. Tabi 3 gündür aç kalan bünye olan bizlerde para lafını duyar duymaz bankamatik maratonuna başlardık. Hatta bazı filmlerde gördüğünüz hızlı koşan oyuncuların çoğu benim ev arkadaşımdı.
2. Mahallede ne kadar it varsa hepsi bana kıldı. Yolda fino görsem yol değiştirirdim. filmlerde niye tayt giydiğimi soruyorlar. Aslında adam gibi pantalon giyemediğim için. Paçamdan dötüme kadar köpek ısırığı dolu bacaklarım. Bir noktadan sonra zorlanıyor insan. Hem taytla koşmak daha rahat oluyor.
3. Köpeklerin dışında, bizde genç adamız şimdi. Manita olaylarına girdik, yeri geldimi 5 katlı binalara tırmandık. E tabi kızın babasıda yakaladımı acımaz. o 5 katı 15 dakka da çıkar 3 saniyede inerdim. Kaçarken bağ bahçe içindeki engelleri ve kızın eli sopalı abilerinin sizi kovaladığını düşünürseniz ki mahalleye kaçarsam bunlara köpekler de katılıyor. Siz benden hızlı gidersiniz.
Sonuç olarak artık öyle bir hale geldim ki. Köpek sesini 10 km'den kızın abilerinin sesini 15 km'den duymaya başladım. Adam otoban çıkışı gişeciyle konuşurdu. O eve gelene kadar ben çoktan öbür şehre varmış olurdum.
Hehehe az ekmeğini yemedik o duyuların. *
--spoiler--
Ayrıca özet geçiyorum: Bu herif aslında amelenin biri.
şimdi abicim sene 1986 ankaradan çıkmışız istikamet istanbul yol buz kar ama direksiyonumda bi tahir emmi var bulgar göçmeni beş buçuk saatte girdik boğaz köprüsüne yalanım varsa 0302s çarpsın..(akabinde çarpılmıştır da)
(bkz: superman turbo)
