3 Mayıs 1949'da dönemin italya şampiyonu Torino elde ettiği başarılardan dolayı dünyanın en iyi üç kulüp takımından biri olarak görülüyordu. Üst üste üç kez Serie A'yı kazanmışlardı, dördüncüye de yakındılar. WM sistemi ile oynadıklarından dolayı bol gol buluyorlar ve defans futbolunun önemli olduğu bir ülkede ofans ile rakiplerini vuruyorlardı. Sezonun sonlarına doğru Benficalı Francisco Ferreira'nın jübilesi için yapılması kararlaştıran maç için Lizbon'a uçmuşlardı. Maç seyirlik olmuş ve Torino'nun 4-3 yenilgisiyle bitmişti. Ama herkes mutluydu, sonuçta bu bir veda, bir gösteri maçıydı.
4 Mayıs 1949'da tüm takım italya'ya dönmek için Fiat G-212 model uçaklarına bindiler. Sisli havada gerçekleştiren seferde bir şeyler yolunda gitmemeye başlamıştı bile. Pilot Milano'ya inmesi gerekirken, aşırı kendine güven sergiledi ve Torino'ya inebileceğini düşündü belki de. Uçağın rotası Torino'ya döndü. Sis yoğunlaştı ve öğleden sonra beş sularında uçak Superga tepesine çakılır.
Bu olay italya'da büyük bir hüzün yaratmıştı elbette. Cenaze töreni için yarım milyon italyan toplanmıştı. Cesetlerin teşhisi için çağırılan isim ise italya'ya iki kez Dünya Şampiyonu yapan Vittorio Pozzo'ya kalmıştı. Pozzo milli takımdan öğrencisi olan 8-9 oyuncuyu teşhis edebilmişti, (milli takımının 11'inden 10'u Torino'luydu, sadece kaleci Baciagalupo yedekti) diğer oyuncuların cesetleri ise fazla yandığı için tanınmaz haldeydi. Faciada 18 Torino'lu oyuncu, teknik heyet ve masörler hayatını yitirmişti. Beş sene boyunca evinde hiç yenilmeden ilerleyen Büyük Torino bu facia ile neredeyse mahvoldu. Bu faciadan sonra kulüp Serie A'da sıkça mücadele etse de, sadece 27 sene sonra, 75-76 sezonunda bir kere şampiyon olabildi.
Bir düşünün bu facia olmasaydı, Torino bugün Juventus'un olduğundan daha kuvvetli olabilir, bugün Avrupa'da ismini duyurmuş Şampiyonlar Ligi'nde her sene mücadele eden, final oynayan bir takım olabilirdi. Juventus'tan daha iyi bir konumda olabilirdi. O günden sonra Torino toparlanamadı hiç, ama bu Juventus'un doğuşu oldu.
O günün Torino kadrosunda bir tek sakat olduğu için Lizbon'a götürülmeyen Sauro Toma kurtulmuştu fakat onun azabı da çok büyüktü. Ölenler arasında ünlü Inter kaptanı Sandro Mazzola'nın babası Vicenzo Mazzola da vardı.
ekşi sözlükte pek beğenilmeyen ayakkabı markası.görünüş olarak güzel ancak ekşide sözlükte yapılan yorumlarda dayanıksız ve rahatsız edici olduğundan bahsediliyor.kullananlar dayanıklılık konusunda bilgilendirirse sevinirim.
edit: şansıma mı bilmiyorum ancak bana gayet iyi dayanmıştır.rahatlık konusuna gelince rahatlık için alınacak bir ayakkabı değil.
ucuz, şekli şemali güzel, bol renk çeşitli ancak kalitesiz (birkaç aya yanlardan patlıyor) ayakkabı markası, bu aralar populer. vans kesinlikle bir numara.