sınav sisteminin gerçekte dayalı olması gereken yöntem olduğunu düşündüğüm çoğunluğa göre zor ödev aktivitesi. yalnız bir kere topluma hitap etmeyi öğrendiniz mi kimse tutamıyor sonrasında sizi. imkan çıksın diye dört gözle bekliyor insan ama o da her zaman olmuyor tabi.
Universite hayatım boyunca onlarca kez yaptıgım halde alısamadıgım olaydır. Her defasında titreyen sesimi farkettigimde kendimi tokatlamak isterdim. Dahası bu durum is hayatımda da pesimi bırakmayacak.
Eğer üniversitede hoca karsisinda yapilan sunumsa daha heyecanlidir. Eğitim Fakültesi'nde okuyorsaniz zevkli bile olabilir. Hocaniz sinifi size birakir ve sunum esnasinda asla müdahale etmez. Icinizden gelenleri döker rahatlarsiniz. Fakülteye ilk başladığımda sunum için zangir zangir titrerken son iki yıl yaptığım sunumlardan büyük keyif almıştım. Harika günlerdi.
üniversitede gram şey öğrenmediğim için istemeye istemeye yaptığım şey. (bkz: prezi) kullanmaya başladığımdan beri daha rahatım, öğrencilere şiddetle öneririm.
Üniversite öğrencisiyseniz, sunum konunuz Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli isimli kitabı ve aynı isimli filmse hazırlık aşamasında psikolojinize ağır tahribat vermesi olasılıklar dahilindedir. Zebercet'i düşünüp uyur, Zebercet'i hatırlayarak uyanırsınız zira.
Bugünkü isyan sebebim. Ya sen hocasın işin gücün yok mu da cumartesiye yedi saat ek ders koyuyorsun sunum yapalım diye? Hadi bizler hazırlanmışız zar zor gelmişiz iki kelam var aklımızda, sen niye sunumun ortasında durdurup da soru soruyon be adam? Görmüyor musun can çekişiyoruZ bitsin de gidelim diye hala orada tutmaya çalışmalar. Ayıp ayıp.
Sözlü anlatımda final sınavı yerine geçecekse o zaman çok dikkatli olunması gerekir.
Daha konu bile bulamadım.
Mimikten tutun da anlatım biçimi, konuya kadar değerlendirilip not verilecek.
mikro öğretim'den hallice.
işin püf noktası kimsenin bir şey bilmediğini, sunumunla ilgili detayları yalnızca senin bildiğini, bir sonraki adımının veya söyleyeceklerinin seyircin tarafından bilinmediğini akılda tutmak.
Bir kac ay sonra koca bir amfinin önunde yapacagim eylem. Hala bir sunum konusu bulamamamda cabasi. Normalde cok korkak ya da cekingen degilim ama o kadar kisinin icinde fazlasiyla heycan yapacagima eminim. Umarim Heyecanimi yenip ustesinden gelirim.
Edit: sunum konusu bakimindan yardimlariniza açigim.
Konuya çalışmanız ve hakim olmanız adına yeterli süre tanınırsa (ki konu da sizin içinize sinmişse) heyecanıyla ve stresiyle bile başlı başına güzel bir eylem.
Bir topluluğa karşı bir şeyler anlatmak, bütün o kalabalığın gözünün içine bakmak zorunda olmak başta kulağa hoş gelmiyor olabilir. Ancak hitabetiniz güçlü ve konunuz da ilgi çekici ise insanların sizi dikkatle dinlediklerini gördüğünüzde kendinize güveniniz artar ve bunun yanında sunuma hazırlanma sürecinde siz de pek çok şeyi bünyenize katar, öğrenirsiniz. Kısacası artıları eksilerinden daha çoktur bu işin.
Heyecanı ise tatlı bir heyecandır. Örneğin sunum yapan birinin hafif telaşlı hali ve biraz sesinin titremesi beni rahatsız etmez, aksine bu onun işini ciddiye aldığının bir göstergesidir bana göre.
Ve gece gece bana bu uzun yazıyı yazdıracak kadar özlediğim şey, sunum yapmak. Evet gerçekten vizyon sıfır*