slayt ve konuşma şeklinde yapıldığında konuşan kişinin ruh haline göre değişiklik gösteren durumdur.heycanlı ise dinleyicilerin üstüne üstüne geldiğini sanar ve sesi gittikçe anlamsız iniş çıkışlar yapar dersinis ki bir dakika sonra oturup ağlayacak ama anlarsınız onun ne hissettiğini ve dinlemeye devam edersiniz zor bir iştir cesaretlendirirsiniz onu.eğer biraz kendine güveni var ve konuya hakim olduğu düşüncesindeyse,dinleyicileri baymayacak bi anlatımı varsa en keyifli olanla karşı karşıyasınızdır.eğer artık konuşmaktan aciz bu olaydan sıkılmış biriyse vay halinize olabilecek durumdur.Sunumun hazırlanma şekli ve sunumu yapacak kişi dinleyiciler için önemlidir başarılı bir sonuç için.
arkada bisürü tablo,resim,tanım..vs den oluşan slaytlar.önde ise anlatmaya çalışan,titreyen eller ,titreyen bir ses ve de ultra heyecan ile sunum yapan insan.***
kimileri için karizmayi yerle bir etmek.
popülerlikte sınıfta bir numara olan kişi sunuma gelince tökezlerse olabilecek durum...
kimileri için de olmayan bir karizma oluşturmak.
şöyle ki hoca sunum ödevi vermiştir ve sınıfın en ezik öğrencisi herkesi şaşırtarak süper bir sunum yapar. *
sunum; her derste sevgili hocama 'yaaa hocam yaa ben soora yapsam' diye yalvarttıran bir işkencedir benim için. aslında cogu kişi için fobidir. heyecandan eliniz ayagınız dolasır, aa bir de kumas pantolon vs vs gibi normal sartlar altında giymekten nefret ettiğiniz seyler giymeniz gerekir. sunumdan sonra soru sorulması yok mudur, işte o an yok olmak istersiniz. heyecandan otomatiğe baglamıs oldugunuzdan, ne sorulan soruyu anlarsınız ne aklınıza cevabı gelir. **
(bkz: okuldan sogutan sebepler)
ing. presentation. özellikle formasyon sınıflarında sık sık yapılır. hazırlanması ve yapılması büyük bir derttir. asetat, resim, konuşma metni hazırlama işi çok zor gelir. sunum yaparken heyecanlanıldığında el titremeleri, sesin gidip gelmesi, söylenecekleri unutma vs gibi kotu durumlar ortaya çıkabilir. ayrıca sunumlardan sonra öğretmenler tarafından geri bildirim istenir ki bu da sunumu nasıl yaptığınızı, zaman kullanımı, doğru yerleri ve eksik yanlarınızı yazarsınız. atlattıktan sonra ise çok büyük bir rahatlama sağlar ama geçicidir bu çünkü sunumlar hiç bitmez.
güzel bişi değildir. hatta sen tıpçıya sosyoloji sunumu yap dersen , olay güzel olmamaktan çıkar ibneliğe doğru kayar. luzumsuzdur bi kere. dinleyenler de bişi sunucaksa , kendi sunumlarına hazırlanırlar , çoktan bitirmiş olanlar bunun rahatlığıyla yoğurt gibi yayılırlar , hocalar sürekli inceleme modundadırlar. geri dönümler , yorumlar "iyiydi , arkadaş hazırlanmış" şeklindedir. hani prof.lar seminerlerde bi konu üzerinde konuşsa , filan tamam bi nebze faydalı olucak da, kalkıp da böyle klişe konularda yapılacaksa şayet sunum , bi kaç güzel klişe laf , biraz fotoğraf biraz da, sevelim sevişelim mesaj kaygılı bi kompozisyon. budur. geyiktir , mamafih uzun süre hazırlanılması gereklidir.
107 sayfanın teker teker okunduğunu görünce nefret edilen tanıtım. hele o elli küsürüncü slaytta kameraya yakın çekim bakan gözleri pörtlemiş devekuşu resmini görünce iyice tiksindim. bide resmin üstüne yazmış "uyuyan var mı bakayım" diye.
tez bitti deyip rahatladıktan sonra o rahatlığın uzun sürmemesini sağlayan olay. resim, şekil, tablo vs. olan slaytlar hazırlanmasını gerektirdiğinden hallaç pamuğuna dönüştürür. hele bir de jüride sizin sevmediğiniz ve onun da sizi sevmediğini bildiğiniz hoca varsa kolay gelsin şimdiden.**
sunum akademik hayatın en nefretlik hadisesidir yine de hocaların en sevdiği ızdırap verici olduğunu bildikleri için en fazla yaptırdığı da sunumdur .. (bkz: bu sunum belasını çok yaşadım biliyorum)
Hocaların, sırf öğrenciyi, sorularıyla sıkıştırıp göt ederek eğlendiği aktivitelerdendir. o sunumu yaptığınıza yapacağınıza pişman ederler bazen. en alakasız yerden sorular sorarak sizi, tüm sınıf arkadaşlarınızın karşısında ezik ve mal gibi göstermeye çabalarlar.
tamam, sunum yapılırken soru sormasın demiyorum da, her gördüğü kelimeyi sorarak sunumu bölmenin mantığı ne? sonra tekrar toplamaya çalışıyorsun ne dediğini filan. hayatımın son sunumunu -inşallah- 10 mayıs itibariyle yaptım ve bi daha sunum lafını duymak bile istemiyorum.
suna suna bi hal oldum be. ne sıkıcı + uyuz bi iş. tüm sunum yapmak zorunda bırakılmış ve de sunum sırasında ısrarla göt edilmeye çalışılmış öğrenci arkadaşlara allah yardımcı olsun diyorum. allah, bizi bir daha sunum yapmaktan korusun. amin!
kaç kere yapmış olursanız olun her nedense heyecanlandıran şey bir de bunu ingilizce yapıyor ve notlandırılıyor aynı zamanda da kısıtlı bir süre içinde yapmanız gerekiyor ise...
Gıda kulvarında şu günlerde revaçta olan, çocukluğunda yeterince oyuncaklarla oynamayan şimdiki evlilerin saçma boyuttaki davranışlarıdır. Tüm bu zırvalığı yeterince bebeklerle, legolarla oynamamış çocukluğa bağlıyorum. Dahil olabilmek için bir adet yeni geline, bilumum madam coco, english home etiketli çiçekli-güllü-böcekli vintage görünümlü araç gereçlere, bir adet instagram hesabına ve birer adet kocişko ve eltiye gereksinim duyulmaktadır.
Örnekleme açısından aşağıdaki link yardımcı olacaktır;
Hayatı zehir eden ödevler özellikle hazırlığı bala şansa geçmeyi düşünen bana işkence oluyor bu.O kadar siktir boktan ödevler veriyorlar ki verdiği ödev kendi kafanda ülke tasarla bayrak tasarla,popülasyonundan bahset yasalardan ve kültürden bahset.Özellikle üniversite sınavından sonra başlayan unutkanlık ile taslağı ezberleme sorunu çekiyorum konuşma da yarım yamalak olunca aşırı çile oluyor.
şirketimizin gönderilen tekliflerini sunum olarak hazırlamamız gerekiyordu. bu konuda tüm desteği aldığımız firmanın bilgilerini sizinle paylaşıyorum.
kaynak: https://www.proludus.com/tr