Ortancasıyım üç kardeşin
hiç tatmadığı için
acırken ağabeyime
kıskanç gözlerle bakarım
iki insan sıcaklığı üstünden
dünyaya gelen
kardeşime
Kutsal kitaplarda
aramam boşuna
bir işaret
bilirim ki kuşların
silah sesinden
ürkmediği gün kopacak
kıyamet
Bilemezsiniz yüreğime neler olduğunu
nasıl ki bir korsanın
denize attığı rom şişesini
limana demirleyen geminin
çapasıyla kırdığından
hiçkimsenin haberi
olmuyorsa
Birbirinin üstüne
ters çevirerek içimdeki iskemleleri
uzaklaşırım aranızdan
çarşıda kaybolan bir çocuğun
elinde soğuyan
anne sıcaklığı
hızıyla...
cemal süreya nın öğrencisidir..hatta onun için cemal süreya bir zar attık altı niyetine demiştir..ancak ömürünün son yıllarından o zarın bir geldiğini düşünmüştür hep...
dün akşam; sakarya'da sunay bey tarihi gösterisi ile döktüren muhterem zat.
gösteri sonrasında gidilen çorbacıda da; çorbasının soğuma pahasına ender bilgilerini oradakilerle paylaşan, televizyonda, sahnede nasıl görüyorsanız normalde de öyle olan adam. samimi insan...
türkiye'nin geleceği hakkında oldukça karamsar özellikle önümüzdeki 10 yıl için... inşallah bu sefer yanılırsın üstad ne diyelim...
Bilemiyorum hangi gökdelenin
tuğlaları arasındadır
elele yürüdüğümüz
ve seni
ilk kez öptüğüm
o kuytu kumsal
Ama duyarım
bir mısır tarlasının
yüreğindeki telaşı
görülünce dağın ardından
kentin ilk gökdeleni
Daha kamyonlar dolusu
kum elenir
inşaat önlerinde
ayıklanır deniz kabukları
yok edilir gibi
bir cinayetin izleri
ilköğretim 7.sınıftayken, değerli öğretmenimiz Emel Eser (Allah rahmet eylesin) aracılığıyla okulumuza söyleşi yapmaya gelmiş olan yazar insandır.
(Not:Söyleşiden önce okulun bahçesinde Sunay Akın ve asistanlarının da katılımıyla çift kale maç yapılmıştır. Maçın sonunda Sunay Akın'ın kalecilik yeteneğinin bulunmadığı, futboldan anlamadığı tespit edilmiştir.)
(Anektod:Nihat Dinleten,Şehit Fazıl Bey i.O,izmir,2004)
dişi kuş
kuru bir ot
gibi yaşıyorum
gözlerden uzak
patika bir yolun
kıyısında
tek suçum
sap olmamak
baltanın
kanlı oyunlarına
ama yine de
umut dolu kalbim
belki bir dişi kuş
taşır beni diye
daldaki yuvasına
Sunay Akın anlatırken güldürür, düşünce kapısını gülümseme anahtarıyla açar beyinlerde..Şaşırtmayı yaşama bambaşka pencereden de bakılacağının altını çizmeyi çok sever..
anıları hiç bitmeyen,dinlenilesi şair ve yazar. biraz fazla konuşur ama hiç kimsenin şikayeti yoktur. ''iki rayı gibiyiz bir tren yolunun,yakın olması neyi değiştirir son istasyonun'' cümleleri olan ''ayrılık'' şiiri şiirlerinden bir tanesidir.yeni nesile eski istanbul geleneklerini yeniden empoze etmek için canla başla savaşan,hatta bu uğurda bir oyuncak müzesi bile kuran,oyuncak sevdalısı kaliteli insan. çok zengin olursam bir kamyon dolusu oyuncak hediye etmeyi düşündüğüm sempatik geveze.