sunay akın

    449.
  1. gösterisinin reklam metniyle beni benden alandır...

    "ilkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu. gece geç dönüyordu evine. avluya açılan bir kapı bir şato kapısından farksızdı. çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu. yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya da sarhoşun geçmesini bekliyordu. zaman makinesi icat ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir. 'abi ben terzi çırağıyım. ustam işten geç bıraktı... gücüm yetmiyor... şu kapının mandalını açsana! ..' gülümserdim... saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır! açardım kapıyı... o da 'sağ ol abi' der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... ben de derdim ki ardından:

    "sen sağ ol baba! .. hayatta bana açtığın tüm kapılar için sen sağ ol! .."
    23 ...
  2. 19.
  3. çay bardağında
    bırakılan dudak payı
    kadar bile
    uzak kalamam
    gözlerine

    yakın olsun isterim
    ellerime ellerin
    yanında beton binaya
    yaslanması gibi
    köhne bir evin

    seni bir çivi
    gibi çaktım
    çünkü beynime
    ve toplayıp
    bütün kerpetenleri
    attım denize

    - sunay akın
    21 ...
  4. 150.
  5. kedi kırıkları

    Ortancasıyım üç kardeşin
    hiç tatmadığı için
    acırken ağabeyime
    kıskanç gözlerle bakarım
    iki insan sıcaklığı üstünden
    dünyaya gelen
    kardeşime

    Kutsal kitaplarda
    aramam boşuna
    bir işaret
    bilirim ki kuşların
    silah sesinden
    ürkmediği gün kopacak
    kıyamet

    Bilemezsiniz yüreğime neler olduğunu
    nasıl ki bir korsanın
    denize attığı rom şişesini
    limana demirleyen geminin
    çapasıyla kırdığından
    hiçkimsenin haberi
    olmuyorsa

    Birbirinin üstüne
    ters çevirerek içimdeki iskemleleri
    uzaklaşırım aranızdan
    çarşıda kaybolan bir çocuğun
    elinde soğuyan
    anne sıcaklığı
    hızıyla...
    18 ...
  6. 1.
  7. muhteşem konuşması ve şiirleri ile beğendiğim fakat stand up yapmaya başlamasıyla biraz hayal kırıklığına uğradığım şair...
    belkide sadece topluma söylemek istediklerinin söylemek için bu gösteriyi yapıyor fakat komedi amacıyla yapılan hali,yani meddahlık çok başka bir şey bence...
    henüz oyunu izlemediğim için bir yorumda bulunamam fakat eğer niyeti meddahlık denemesiyse izlemeden yanlış yapmış olduğu bellidir çünkü herşeyden evvel böyle bir kültür seviyesindeki bir adam herkesin kendi işini yapmasının gerektiğinin farkındadır,farkında olmalıdır çünkü dünya ancak ve ancak böylece düzenli olabilir...
    kral sırf soytarıya özendiği veya nazire olması için soytarılık yaparsa soytarı bile isyan eder...

    edit:yaşamdan dakikalarda muhteşem,sezarın hakkı sezara.
    18 ...
  8. 22.
  9. Aslında ben daha güzel ölürdüm
    arka bahçede askercilik oynarken
    tahta tüfeğimle toprağa uzanır
    annemin sesiyle doğrulurdum hemen
    -Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
    Yerdeyim yine bak anneciğim
    n'olur kızma adımı çağır

    şiirini okuduğumda gözlerimin dolmasına neden olan şair ...
    16 ...
  10. 640.
  11. Her kitabı sindire sindire okunmalıdır. Hele ki hayatta ufak detaylara değer veren biriyseniz başucu yazarınız olmalı.

    Sunay akın size hikayeler anlatmaz. Yaşanmışlıklar anlatır. Kahramanları sadece insan değil, şu dünya üzerindeki her nesne kahraman olabilir. Hatta yazdıklarından görsellerle ve canlandırmalarla süslenmiş çok güzel bir program ortaya çıkabilir.

    Kendisi bana şunu öğretti: hayatın kendisi koskaca bir tesadüfler ağıdır.
    14 ...
  12. 599.
  13. çiçekli şiirler yazmış bir yazar.

    Kendi boşluğuna asılı
    birer asansörüz aslında
    ve ben elimde
    taze bir karanfil
    sıkışıp kaldım
    iki katın arasında
    13 ...
  14. 20.
  15. tek kelimeyle yürüyen bir ansiklopedi. Müthiş bir kişilik.
    11 ...
  16. 29.
  17. Hayranlıkla takip ettiğim şair güzel insan.

    Büyüklerle ben yapamıyorum
    çocuklar da almıyor beni oyunlarına
    devlet dairesinde
    yangından kurtarılmayacak
    sıkışmış bir çekmece gibiyim
    açılamıyorum sana

    Kardeşiyle sokaklarda hep
    bir örnek giydirilen sen
    nasıl sevmezsin eşitliği
    yürürken düşen çoraplarını
    aynı hizaya getirmek için
    annen değil miydi önünde diz çöken

    Öpüşme sahnesinin tam ortasında
    içeri girdiğin yazlık sinemanın
    yer göstericisiyim
    yürüyorsun fenerimin ışığında
    yer:Kız Kulesi
    ve sonu ayrılıkla bitecek
    hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
    beyaz duvarında

    Bir kez olsun çıkmazken ağzından
    seni sevdiğimi
    her gün söylememi yadırgama
    bil ki bu şehirde
    iskelenin verilmesini
    beklemeden atlarım vapurlara

    Son karesi gibi Red Kit'in
    batan güneşe doğru
    sürerken atımı
    gitme kal demeni bekliyorum
    ama yalnızca
    rüzgar çekiştiriyor atkımı
    11 ...
  18. 3.
  19. tek kişilik gösteriler sadece insanları güldürmek için yapılmazı ıspatlayan müthiş insan
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük