gösterisinin reklam metniyle beni benden alandır...
"ilkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu. gece geç dönüyordu evine. avluya açılan bir kapı bir şato kapısından farksızdı. çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu. yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya da sarhoşun geçmesini bekliyordu. zaman makinesi icat ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir. 'abi ben terzi çırağıyım. ustam işten geç bıraktı... gücüm yetmiyor... şu kapının mandalını açsana! ..' gülümserdim... saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır! açardım kapıyı... o da 'sağ ol abi' der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... ben de derdim ki ardından:
"sen sağ ol baba! .. hayatta bana açtığın tüm kapılar için sen sağ ol! .."
Ortancasıyım üç kardeşin
hiç tatmadığı için
acırken ağabeyime
kıskanç gözlerle bakarım
iki insan sıcaklığı üstünden
dünyaya gelen
kardeşime
Kutsal kitaplarda
aramam boşuna
bir işaret
bilirim ki kuşların
silah sesinden
ürkmediği gün kopacak
kıyamet
Bilemezsiniz yüreğime neler olduğunu
nasıl ki bir korsanın
denize attığı rom şişesini
limana demirleyen geminin
çapasıyla kırdığından
hiçkimsenin haberi
olmuyorsa
Birbirinin üstüne
ters çevirerek içimdeki iskemleleri
uzaklaşırım aranızdan
çarşıda kaybolan bir çocuğun
elinde soğuyan
anne sıcaklığı
hızıyla...
muhteşem konuşması ve şiirleri ile beğendiğim fakat stand up yapmaya başlamasıyla biraz hayal kırıklığına uğradığım şair...
belkide sadece topluma söylemek istediklerinin söylemek için bu gösteriyi yapıyor fakat komedi amacıyla yapılan hali,yani meddahlık çok başka bir şey bence...
henüz oyunu izlemediğim için bir yorumda bulunamam fakat eğer niyeti meddahlık denemesiyse izlemeden yanlış yapmış olduğu bellidir çünkü herşeyden evvel böyle bir kültür seviyesindeki bir adam herkesin kendi işini yapmasının gerektiğinin farkındadır,farkında olmalıdır çünkü dünya ancak ve ancak böylece düzenli olabilir...
kral sırf soytarıya özendiği veya nazire olması için soytarılık yaparsa soytarı bile isyan eder...
edit:yaşamdan dakikalarda muhteşem,sezarın hakkı sezara.
Aslında ben daha güzel ölürdüm
arka bahçede askercilik oynarken
tahta tüfeğimle toprağa uzanır
annemin sesiyle doğrulurdum hemen
-Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
Yerdeyim yine bak anneciğim
n'olur kızma adımı çağır
şiirini okuduğumda gözlerimin dolmasına neden olan şair ...
Her kitabı sindire sindire okunmalıdır. Hele ki hayatta ufak detaylara değer veren biriyseniz başucu yazarınız olmalı.
Sunay akın size hikayeler anlatmaz. Yaşanmışlıklar anlatır. Kahramanları sadece insan değil, şu dünya üzerindeki her nesne kahraman olabilir. Hatta yazdıklarından görsellerle ve canlandırmalarla süslenmiş çok güzel bir program ortaya çıkabilir.
Kendisi bana şunu öğretti: hayatın kendisi koskaca bir tesadüfler ağıdır.
Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana
Kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken
Öpüşme sahnesinin tam ortasında
içeri girdiğin yazlık sinemanın
yer göstericisiyim
yürüyorsun fenerimin ışığında
yer:Kız Kulesi
ve sonu ayrılıkla bitecek
hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
beyaz duvarında
Bir kez olsun çıkmazken ağzından
seni sevdiğimi
her gün söylememi yadırgama
bil ki bu şehirde
iskelenin verilmesini
beklemeden atlarım vapurlara
Son karesi gibi Red Kit'in
batan güneşe doğru
sürerken atımı
gitme kal demeni bekliyorum
ama yalnızca
rüzgar çekiştiriyor atkımı