ilk defa tanıştığı bir insana bile "merhaba dostum" deme samimiyetini gösteren, muhabbetiyle içleri ısıtan şair ağabey. göztepe'de evini restore ederek açmış olduğu oyuncak müzesi'nde hiçbir çıkar amacı gütmeden onca para verip yurtiçi ve yurtdışından topladığı oyuncakları sergilemektedir.
tv8'de yayımlanan bunu konuşalım adlı programda sıçıp sıvamış kişi. programın sunucusu sigara yasağının bir çok iş yerinde ihlâl edilmesinden sözü açar ve ekler:
--spoiler--
...son karesi gibi red kit'in
batan güneşe doğru
sürerken atımı
gitme kal demeni bekliyorum
ama yalnızca
rüzgar çekiştiriyor atkımı...
--spoiler--
"iki rayı gibiyiz bir tren yolunun, yakın olması neyi değiştirir son istasyonun?" diyerek iki farklı insanın bir arada olma ya da kalma çabasının ne denli boş olduğunu anlatabilmiş şair..
"sunay bey tarihi" adlı tek kişilik oyunuyla ne kadar mükemmel bir yazar olduğunu gösteren kişiliktir. gidilip görülmüş; hatta bir yarım saat sohbet edilme imkanı bulunmuştur. mütevazı, tatlı, sabırlı ve çok iyi bir yazardır. dudak payı şiirini bir okurunun isteği üzerine, onu yanına alarak okuyan nadir yazarlardandır. **
bu kadar bilgiyi nasıl saklayabiliyor ve nasıl bu kadar etkileyici anlatabiliyor diye düşündüren bir güzel insan. ayrıca oyuncak müzesi mutlaka gezilmelidir...
Bilerek mi yanina
almadin giderken
basinin yastikta
biraktigi
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin dogrulugu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmisti
ki göbegimde durur
onun yoklugundan
bana kalan
çukur.
Bir bavul dolusu cümle var defterimde. Yara bantı tutmayacak kadar derin tümcelerim. Sen yollarına 29 harfle acı döşeyen birine yara değilde, YAR diyebilir misin?