ölümüyle bana aynı anda hüznü, kalp kırıklığını ve utancı yaşatan insan...
varken, yaşarken hep varmış gibi gelen; varlığı çok önemsenmeyen ama kaybedince ardından methiyeler düzülüp sevgi sözcüklerine boğulan bir insan daha... şuraya yazdığım onca boş başlık içinde kendisine 2 kelime ayırıp "severim, sayarım" demediğim için utanç duyuyorum şimdi!
çocukluğumun türk filmlerinde, tiyatrosunda, dizilerinde gördükçe gülümsettiği halde aklıma gelmedi yazmak. 10 tanecik entrysi katlanacak şimdi ölüm haberiyle. popülaritenin gözü kör olsun! yine de vefa borcudur deyip, affına sığınarak "nur içinde yat" demek istiyorum. sen nankörlüğümüzü affet suna abla! mekanın cennet olsun...
yıllar önce Antalya'da liseler arası tiyatro yarışmasına onur konuğu olarak gelip 'tiyatro öyle birşeydir ki, sahnede ölmek istersiniz, aşktır' diyerek tüylerimizi diken diken eden mükemmel sanatçı.
yıldızlar kayıyor durmuyor yerinde...
Allah rahmet eylesin, toprağın bol olsun.
hepimizin damağında güzel bir tad, yüzümüzde buruk bir gülümseme bırakıp gittin suna abla..
ee suna abla hep böyledir zaten bilirsin ülkemizde sanatçıya verilen değer ölünce anlaşılır. öldükten sonra ne kadar televizyon kanallarında ve gazetelerde yer bulursan o kadar çok seviliyorsun demektir.
söylediklerini duyabiliyorum, haklısın ablacım...
ölmeden önce veremediğimiz değeri öldükten sonra vererek aslında sanatçıya ne kadar değer verdiğimizi gösteriyoruz.
göründüğü her sahneye kalite katmış, vefatıyla üzüntüye boğan oyuncu. kim tutacak yerini? imza günlerinde, hayranlarının izdihamıyla kapı, pencere kırılan, kıytırık dizilerdeki kıytırık oyuncular mı? inşallah, kalitesizlik biter de, verdiği emeklere değecek kadar iyi olur, oyuncular ve oyunlar. o da rahat uyur. allah, rahmet eylesin.
suna pekuysal'ın vefatı ile yıllar öncesinde adile naşit'in vefatını hatırladım. o küçücük halimle anneannemi kaybetmiş gibi hissetmiştim. suna pekuysal'da da yıllar sonra aynı duyguyu hissettim. allah rahmet eylesin.
ülkemizde gündemde olmayan büyük insanların sadece ölümleriyle yeniden hatırlandığına tekrar şahit olmamı sağlayan başlı başına bir değer. ölümünden önce başlığı altında sadece 6 entry varken ölümünün hemen ardından bu rakam 53'ü bulmuş, kimsenin aklında yokken kendisini akıllara getirmiştir. ama ne kadar acıdır ki bir ölüm haberiyle. popüler medya ve hayat tarzı, eski değerleri çabucak eskitme, olmamış gibi davranma ama mekanları cennet olunca yeniden hatırlama, üzülme dönemin en büyük hastalığı. sıradaki eski ünlü ama şu anda hasta olan tüm ünlülere acil şifalar, suna pekuysal'ın yakın çevresine başsağlığı dilerim. her zaman kambur ama dik duran başınla anılacaksın. bizde seni dik ama kambur kafalarımızla ve yaşlı gözlerimizle uğurlayacağız.
sol framede parantez içindeki 44 entry görüldüğünde inşallah yeni bir filme ya da diziye başlıyordur da ondan bu kadar çok entry girilmiştir diye ümit ederken ölüm haberiyle karşılaşılan büyük sanatçı. hepimizin başı sağolsun.
sabah uyurken içeride açık olan radyo sayesinde öğrendiğim üzücü haber. uyandığımda hala emin değildim, rüyamda mı gördüm, yoksa gerçekten mi duydum diye. kalktım baktım, ne yazık ki gerçekmiş. Çok sevdiğim bir sanatçıydı. Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun.
tarih 4 nisan 1999, yer gaziosmanpaşa sahnesi, oyun ahududu, meğer ilk ve son kez suna pekuysal'ı sahnede görüyorum. türk tiyatrosu için yeri doldurulamayacak bir kayıptır. üzgünüm.