mesut yılmazı gönderdiler yüce divana yalandan bir tiyatroyla çıktı gitti.kenan evren referandum öncesinde esip üfürülen onca lafdan sonra dün itibariyle fiilen kurtuldu. dosya masalarda sürünecek şans yaver gider de arada paşa ölürse "tüh lan ölmeseydi mahkum edecektikk biz onu denecek" , ölmezse zaman aşımına falan bir şekilde uydurulacak. sakın ha başsavcının karar vermesi gerekiyor bıdı bıdı laflarına inanmayın. turgut özal öldüğünde ailesinin kurduğu çete ve bu çetenin suç ortakları bizzat demirel tarafından verilen garantilerle ile bir rahat nefes aldılar. kaset koyucu, neşe buldurucu semra hanımın bavullarını topladığı bile söylenmişti . süleyman demirelin , erdal inönünün , bülent ecevitin çocukları yoktu belki ama onların da uğur mengenecioğulları, hüsamettin özkanları, cavit çağlarları vardı.
özellikle son 35 yılın iktidarları suistimal sözkonusu olmasa bile ( ki tamamında hep bir haltlar olmuştu) sadece görev zararları yüzünden bile mahkum edilmeleri gerekirdi. koca bir ülke on yıllar boyunca yoksul , çaresiz , emniyetsiz bırakıldı. öyle bir ülke düşünün ki , çok basit tedbirlerle 20 senede 200 bin insanını yollarda koyun gibi ölmekten kurtarabilecekken yıllarca bürokratları, politikacıları hiçbirşey yapmadan seyretti , kalkınmayı sadece oraya buraya beton binalar dikmek gibi gördüler , ilçeden gelen partililer ricacı oldular diye her adıma işlevsiz okullar, spor salonları , hastane binaları diktiler. partili müteahhit yapıyor , 5 misli kazanıyor ama yapılan okulun ne düzgün hocası, ne laboratuvarı oluyordu. açılan okula kalem dosya göndermekten acizdir devlet bu ülkede. hastane binalarına yatak yorgan dışında malzeme koymadı, içine uzman koymadı bu böyyük devlet adamları. bina yapılsa yeterdi müreahhitle taşralı partilinin kesesi doldukça dert değildi.anadolunun bir çok ilçesinde bazıları hiç suyla doldurulmamış yüzme havuzları var , içinde 20 senede 20 maç oynanmamış spor salonları var bunların personelleri var işe gitmesine bile gerek olmayan...
tiyatro yapmadılar hiç, yerel basının ezilip yok edilmesi konusunda bir fikirleri de olmadı. düşünmediler kadın erkeğin beraber gidebileceği bir restaurant veya bir sinemanın eksikliğinin türkiyenin toplumsal yapısına açacağı yarayı. ama kapansın diyen meczuba "keraneleri kapatalım da vatandaş bizi mi siksin diyecek" zeka vardı birisinde. camiye bedava verdiği elektriği suyu hastaneye, okula parayla verdi hepsi sözbirliği etmişçesine. ne morrison süleyman ne de halkçı ecevit buna karşı çıktı. yıllarca bu topraklarda her hastalığın ilacı olmadı bazı ölümlerin çaresinin ithal yasağı vardı. imam okullarına milyar dolarlar vardı ama 500 km demiryoluna para yoktu. cemaat yurtlarına, vakıflarına bedavaya peşkeş çekilen azınlık vakıflarının malları kanla yıkanmıştı ama vicdanlar ayşe ile beraber tatildeydi.
sokaklar kan gölüne döndüğünde asayişi sağlayacak polise laf geçiremediler, basmadı akılları ya da işlerine gelmedi. şehir merkezlerinde maraşda , malatyada, sivasta bebekleri ortalarından ikiye keserlerken laf salatası yaptılar. hamile kadınların karınları satırla yarılıp çıkan çocuklar parçalandı bu ülkede. detaylarını çok bilemediğimiz katliamlarda süryaniler biçildi , yezidilerin karıları çocukları köle edildi çok değil 25-30-40 yıl önce. oturdular meclisdeki koltuklarında , çok şey bilirmiş gibi etrafa pozlar attılar. devlet her yandan çökerken bi tekme de onlar attılar üniversiteleri köy kahvelerine döndürdüler. tıp ve mühendislik fakülteleriyle doldurup memleketi allaha emanet doktorlar ve işsiz mühendislerle boğdular ülkeyi . memleketin öğretmeni, maliyecisi, avukatı yoktu doğru düzgün bunun sonu ne olacak diye düşünmediler hiç... asker komutayı direkt amerikadan alıyordu onlarınsa umrunda bile olmuyordu. müflis tüccarlar gibilerdi alacaklı gelince her geleni yarın , öbürgün diye yollayıp günü kurtarıyorlardı sanki televizyonda düzelticez, yapçaz etçez diye ahkam keserken. oysa erteledikleri her dert döne döne tekrar ve daha da büyüyerek milletin sırtında patlıyordu.
çürümüş bir devlet mekanizmasının üstüne kurulmuş türkiye cumhuriyetini osmanlı şöyle dursun,bizansa benzettiler. köyünde yönetemedikleri , hizmet veremedikleri kalabalıkları şehirlere yığdılar. eğitmediler , doyurmadılar şehirliyi bu bataklıktan çıkan haşerata karşı korumadılar. ülke ekonomisinin % 30u uyuşturucu parası ile dönmeye başladı utanmadılar. türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına afrika ülkelerinin vatandaşlarına bie vize uygulamayanlar vize koydular sorun olmadı beyzadelere. bakanları gümrükte aramaya kalktılar biz utandık bunlar utanmadılar.
yasayı uygulamadılar, kanuna aldırmadılar o mevkide o koltuklarda oturmak adına ulufeler dağıttılar. gencecik çocukları astılar kılları kıpırdamadı da zimmetten , irtikaptan , çete kurmaktan mahkum ve suçlu adnana ağladılar, olmayan itibarı iade ettiler.çünkü o da meslekdaştı ... solcusu geldi ilişmedi sağcıya, sağcısı geldi dokunmadı solcuya, dincisi kemaliste, ülkücüsü liberale ilişmedi. delik ayakkabı ile göreve başlayıp milyonlarca dolar sahibi olan adamların hiçbiri hakkında delil bulunamadı.
izmirden,adapazarından, konyadan, rizeden ana kuzularını kudurmuş köpeklerin önüne atıp parçalatırken kendi çocuklarına, bakanlarının çocuklarına askerlik yaptırtmadılar ya da villasının karşısında denizci diye tatil yaptırdılar. oralara gidip çatışmada kolunu , bacağını, aklını kaybedenler bir umut olmadılar. ama katillerin başı köpek gelince onu gebertmeye de yanaşmadılar. nice anneler,eşler,babalar, çocuklar hırsından günlerce ağladılar hayata , devlete , millete küstüler. onların yüzüne ben bile bakamam bunlar her fırsatta televizyonlara çıkıp sırıttılar.
bebeklerin mama parasını, dedelerin ilaç parasını, emeklinin nafakasını köşe başı yazarlara şarap parası yaptılar kimseden ar etmediler. onbinlerce çocuk yaştaki kız evladı köle maaşına tekstil atölyelerinde çürürken 2 metre bez parçasına "mesele" dediler.geldiler gittiler ama hiç çekinmediler. çünkü bu politikacı esnafı sermayenin de izniyle ( allah mallah yok o senin için icad edildi) bir tek suçu için bile ceza görmeyeceğini biliyordu. o , öncekileri kurtarmıştı, sonrakiler de onu kurtaracaktı. kenan paşa da zamanında yaptığı iyiliklerden dolayı bu çete tarafından mağdur edilmeyecek. 90 yaşında adamı asın demiyoruz ama televizyonun yayınladığı mahkemede tek bir soru sorun isterdim ...
"time dergisine bile çıkan dünyanın en zengin fayansçı generali kimdi" diye.
ben değildim deyip çakallık yapacak olursa da ekleyin isterdim
"sen misin diye sorulmuyor kenan bey kim diye soruluyor" diye
bu iktidar da geçmiştekilerden farklı olmadı. topluma karşı suçlarını yazsak sayfalar yetmez, bundan sonra gelecek olanlar da bunlara dokunmayacak artık biliyorum . ama bunların diğerlerinden tehlikeli tarafı barajı, yolu bilmem neyi satmaları değil. ülkenin milli güvenliğini satmış olmalarıdır. ayrılma olacaksa olsun artık bu halk güya kendini istemeyeni, hiç istemiyor. vergisiyle, huzuruyla, kanıyla bedel ödeyip sırtında taşımaktan sıkıldı koca bir millet kolay değil yılların yüküdür. ama köpeğin birini salıverip meclise sokmalarından ve bu aşağılanmadan ürküyoruz ve kanlı sonuçlardan. öyle birşey olursa bunların büyük başları yurtdışında yardakçıları da saklanabildikleri ağaç diplerinde olacaklardır. arenadaysa biz olacağız. dün korkmadık yarın da korkmayacağız.