isminin çamurluova olarak değişmesini dilediğim, tek bir cadde ve şeker fabrikası'nın bulundugu, ne yazık ki içinde yedi sene yaşamak zorunda kaldığım amasya ilçesi.
şeker fabrikası ve kömür fabrikası bulunan, üçüncü sınıf bir anadolu ilçesi. çevre il ve ilçelerden bu fabrikalarda çalışmaya gelen işçiler ve aileleri her ne hikmetse suluova'ya yerleşip orada kalırlar. yerli halk büyük baş hayvancılıkla uğraşır. sünni ve alevi mahalleleri vardır. sünniler genelde maarif mahallesi ve suluova lisesi etrafında toplanmıştır. ata ve fatih mahalleleri alevilerin yoğunlukta olduğu bölgeler. 12 eylül zamanında büyük çarpışmalar yaşanmıştır. bayramlarda gittiğim bu ilçe kesif bir hayvan boku kokusu eşliğinde canlanır zihnimde.evliya çelebinin seyahatnamesinde bu kokudan ve kara bulut gibi dolaşan sineklerinden bahseder suluovayı anlatırken.
gelelim zurnanın zırt dediği yere. suluova bağrında orta kendi ifadesiyle "karadenizin bugüne kadar gelmiş geçmiş marka yapmış tek ibnesini" barındırır. top recep biçiminde anılan bu zat-ı muhteremin youtube'da da bir videosu bulunmaktadır ki evlere şenlik, buyrun:
hayatı da ilginçtir bu zat-ı muhteremin, o ayrı.
velhasıl kelam ekmek ayvası, elması, kokusu, tavıhlarıyla aslında sıradan, sıradan olduğu kadar da romanlara konu olabilecek taşramsı ilişkileri yaşayan, yaşatan şehir. bu gece nedense düşüverdi aklıma. uzun zamandır yolum düşmez, bilmem nicedir.
amasya ya gidip gelirken içerisinden geçmek zorunda kaldığım amasya ilçesi.
daha önce benzer coğrafi yapıya sahip, benzer sosyo ekonomik düzeyde ve benzer etkinliklerin yapıldığı(tarım-hayvancılık) birçok orta anadolu kasabası gördüm ama...
allahım! biryer bu kadar mı kötü kokar ya....
sevilcek hiçbir yanı olmayan senede 10 günlüğüne babaaennemlerin yanına gittiğimden dolayı havasını solumak zorunda kaldığım fakat her nedense kendimi ona ait hissettiğim küçük ilçe. çok garip lan ilçede demirden basketbol potası bile yok ama seviyorum.
çocukluğumdur benim,
burnumda tezek kokusu,
toz, toprak,
yıkık, dökük, virane.
çocukluğumdur benim,
burnumda insan kokusu,
sevgi, muhabbet,
renkahenk, şırıl şırıl, divane.
kırış kırış ama pamuk gibi eller,
insanı, insanlığı, hayatı öğreten sözler,
çocukluğumu saran ak ve pak sakaldır,
dedemdir, candır.
ne yalan söyleyeyim,
elmasını sevmem;
tezek kokusunu sevmem;
viraneliğini sevmem;
avareliğini sevmem;
değişmeyen yüzü sıkar beni
ama dedemdir benim.
ne yalan söyleyim,
o kadar çok severim
ki hasret olur içimde,
esen rüzgar olur;
seven gönül olur;
muhabbet olur;
nihayettir, dedem olur.
yitip gider elimden, ayağımdan,
gözümden, kulağımdan.
işte o an ki hasret olur,
tozar gider rüyalarımdan.
Çok gelişmesi gereken amasya'nın ilçesidir. Hala suluova'da yaşarım. Bok kokusuyla ünlüdür. Gençler için yaşancak yer değildir pek, eğlence alanı diye bir şey yoktur açıkcası.
istanbuldan doğuya doğru giderken yani erzincan erzurum tarafına doğru giderken merzifonu geçtikten sonra amasya merkeze gelmeden önce geçilen amasya ilçesi.
amasyanın kendi ve diğer ilçeleri gibi küçüktür.
şeker fabrikasından dolayı kokusu meşhurdur.
insanı rii kıyımdır. güreşçi yetiştirirler.
başka da bi sikime yaramayazn bir yerdir.