atanamayan ve ahlak polisliğine soyunan milli gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi'nin 2012 yılındaki beyanı. bunlar demode oldu. yobazlar baya level atladı:
bir camiye gidiyorsunuz ve camiye gitmeden yolda namaza başlayacak haliniz yok. çölde de değilsiniz etrafınız insanlarla dolu ve heryerden bir gürültü ve caminin içinde mini etekli başı açık kadınlar ve şortlu erkekler. cami orası ibadethane. bazıları oraya kutsallık addediyor. bir kiliseye aynı kıyafetlerle girmeye kalkın. beni beyoğlu'ndaki katolik kilisesinin önünden çevirdiler şortla gittiğim için.
Kim ne giyerse giyer. buna kimse karışamaz doğru. görmek istemeyen, bakmayan görmez bu da doğru. ahlak bedende aranmaz ama beynin içini göremeyeceğimizden beden vitrin oluverir ve tabidir ki vitrine ne koyulduğu önemlidir. tıpkı kendine "modern" diyenlerin çarşaflıları, cübbelileri ve sarıklıları "çağ dışılık"la itham etmeleri gibi açık giyinene karşı çıkmak da aynı şekilde yobazlıktır. ancak; bizzat gördüğüm için söylüyorum, camiler, kiliseler, havralar vs müze değildir. kafanın istediği gibi girip çıkamazsın. camiye giriyorsan bir yerlerini açmayacaksın. saygı göstereceksin. özgürlük bu değil...
neye dayanarak dediğini bilemem ancak her yerin bir adabı vardır. sultanahmet camii'nin içiyse kastedilen yer oraya vücudun herhangi bir noktası görüne görüne girilemez arkadaş. he onun dışında da size ne. kim ne isterse giyer. bakma.
yalnız istanbul'daki kutsal olarak sayılabilecek yerlere turistler daha çok saygı gösteriyor türklerden. bu da ayrıca üzücü bir durum.
bir kere benim gibi inançlı birini bile dinden soğutmayı başardığı için bu abuk sabuk yazının sahibinin kutluyorum öncelikle. benim inandığım din bu değil, bu adam müslümansa ben değilim zaten.
derdiniz ne lan? derdiniz ne? ben de namaz kıldım o camide ve yemin ediyorum etek giyen erkek turist gördüm o camide. insanlar fotoğrafını çekiyordu hatta. yine de o adam senin milli değerlerine saygı duyup altında şort var diye etek giyip girdi o camiye. bir daha gidersen ulu camiye kadınlara bakmak yerine namaz kılmayı dene hiçbir şey görmez gözün o zaman merak etme.
size ne metroda öpüşen insandan. kavga edeceklerine öpüşsün lan insanlar. adaba aykırı hareketler suçtur zaten sınır aşılıyorsa ya da aşıldığı düşünülüyorsa gider şikayetçi olursun hukuk karar verir hareketin adaba aykırı olup olmadığına. sen kimsin ya? sen kimsin ki benim kız arkadaşımla ne yapıp yapmayacağıma karar veriyorsun. ben reddediyorum senin inandığın dini ben inanmıyorum o dine. o din buysa bunu emrediyorsa inanmıyorum artık arkadaş. inanmadığım şeyle de yargılayamazsın beni.
isteyen istediğini giyer, istediği yeri açar gezer rahatsız oluyorsan bakma bu kadar basit. bazı geri kafalıların içine dert olmuş kimin ne giydiği. ha ayrıca insan ne görmek isterse onu görür, ne duymak isterse de onu duyar. demek ki görmek istediklerini görüyor bu zihni beş para etmez varlıklar. içi boş beyninizi de alıp defolun gidin bi mümkünse.
ne içtin de o hale geldin demek istiyorum bu zat- ı muhtereme. insanın fikri neyse zikri de o olurmuş. kimse kimsenin giyimine, yaşam tarzına, düşündüğüne karışamaz. ahlak kimsenin tekelinde olan bir kavram değildir.eğer işin dini boyutu eleştiriliyorsa o da allah'ın bileceği bir iştir, kimseye eleştirme hakkı düşmez.
ben de çıkayım o zaman, turistlerin giydiği parmak arası terlikleri eleştiriyim. giymeyin efendim o ne öyle, beş parmağın beşide dışarıda ıyyyy iğrenç. ayrıca ayağınız üşüyecek, çocuğunuz olmaz mazallah.
o değilde röportajın şu kısmında yarıldım resmen:
--spoiler--
Yılışıklık son haddinde. Kahkahalar, haykırışlar, hellolar mellolar.