Sultan II. Abdülhamid Hân'ın Necip Fazıl Kısakürek'in hazırlamış olduğu "Ulu Hakan II. Abdülhamid Han" adlı kitabında geçen meşhur duasına A Haber ekranlarında yayınlanan "imparatorluğa Darbe 31 Mart" programında da yer verildi.
Helal etmiyorum!
Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere
hakkımı helal etmiyorum.
Beni, benim için lif lif yolsalar,
cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,
sarayımı yaksalar;
hanûmanımı, hanedanımı söndürseler,
çoluğumu gözümün önünde parçalasalar
helal ederdim de, Sevgili'nin (SAV) yolunda yürüdüğüm için
beni bu hale getiren
ve milletimi ateşe atan insanlara
hakkımı helal etmem!
Allah'ım!
Mukaddes isimlerine
kurban olduğum Allah'ım!
Yâ Adil!
Bana "Kızıl Sultan" adını takan
ve devrilmem için
ellerinden geleni yapan Ermenileri,
şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun.
Bu cellatları da kim bilir
kimlere parçalatacaksın?
Fakat yâ Rahman;
adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz.
Bize acı!
Resulünün, Sevgili'nin, Kâinatın Efendisi nurunu kaybeder gibi olduğu için
bu hale gelen millete,
rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et.
Yâ Kâdir!
Kundaktaki yavruyu,
almış kaçıran leş kuşunu düşürüp,
çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında
kundak çocuğuna dönen milletimi
kurtar Allah'ım!
Yâ Ma'bud;
ömrümde tek vakit farz namazı
kaçırdığımı hatırlamıyorum.
Ama tek vakit namazım olduğunu
iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum.
Huzurunda eğileceğime, kaskatı kalıyorum
ve duada ruh teslim edeceğime,
yatağımda kıvranıyorum.
Sana kulluk gösteremeyen
bu kulunu affet Allah'ım.
Eğer, yılları tesbih dizisince süren
hükümdarlığımda seni bir kere anabildim,
Resûl'üne bir kez bağlanabildimse,
duamı, o bir kere
ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et.
Yâ Sübhan!
Şu titrek elleri,
kıyamet gününde sana "ümmetim, ümmetim"
diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde,
şimdi "milletim, milletim" diye dilenen
bu ihtiyarın duasını geri çevirme.
Milletimi evvelâ, "Ba'sü bâ'de'l mevt"siz bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar
ve sahte kurtuluşlardan kurtar
ve O'na bir gün gelecek kurtarıcıları,
gerçek kurtuluşu nasib eyle.
Benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim
hiçbir saadet ümidim kalmadı.
Bari felaketi olsun
bana daha fazla gösterme Allah'ım.
Ayakta duramaz haldeyim,
vâdem ne gün dolacak Allah'ım!
necip fazıl gibi yalancı bir soytarının kaleminden çıkmış olan sahte duadır. abdülhamit böyle bir dua etmediği gibi, hatırat filan da yazmamıştır. geri zekalı, ebleh yobazlara "hatırat" diye yutturulan, süleyman nazif'in yazdığı sahte hatırattır.
hayır, neyin ne olduğunu anlamak için tarih bilmeye bile gerek yok... dua diye sayıklanan şu aşağılık dilenci ağızlarına bakar mısınız? abdülhamit iyisiyle kötüsüyle bir sultandı... hiçbir osmanlı sultanı hatırat yazmamış, halkı sokak politikacıları gibi etkilemeye, dil dökmeye kalkmamış, böyle dilenci ağızları yapmamıştır... vahdettin dahil, hepsi kendilerini "reaya"nın üstünde görürler, onlara laf anlatmaya "eyy...", "kardeşlerim..." gibi nutuklar çekmeye tenezzül etmezlerdi.
yobazlar böyledir işte... yalanlarla eğitilirler... bunların aldığı nefes bile yalandır, sahtedir...
Sallamasyondur. Ayrıca bugun "milletinin" ugraştıgı ermeni, kürt ve kibris sorunlarinin sebebi olması nedeniyle kime beddua ettigi de tam anlaşilamamakta. Yazan amca alkolluydu heralde.
helal etmiyorum!
şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere
hakkımı helal etmiyorum.
beni, benim için lif lif yolsalar,
cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,
sarayımı yaksalar;
hanûmanımı, hanedanımı söndürseler,
çoluğumu gözümün önünde parçalasalar
helal ederdim de, sevgili'nin (sav) yolunda yürüdüğüm için
beni bu hale getiren
ve milletimi ateşe atan insanlara
hakkımı helal etmem!
allah'ım!
mukaddes isimlerine
kurban olduğum allah'ım!
yâ adil!
bana "kızıl sultan" adını takan
ve devrilmem için
ellerinden geleni yapan ermenileri,
şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun.
bu cellatları da kim bilir
kimlere parçalatacaksın?
fakat yâ rahman;
adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz.
bize acı!
resulünün, sevgili'nin, kâinatın efendisi nurunu kaybeder gibi olduğu için
bu hale gelen millete,
rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et.
yâ kâdir!
kundaktaki yavruyu,
almış kaçıran leş kuşunu düşürüp,
çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. leş kuşlarının gagasında
kundak çocuğuna dönen milletimi
kurtar allah'ım!
yâ ma'bud;
ömrümde tek vakit farz namazı
kaçırdığımı hatırlamıyorum.
ama tek vakit namazım olduğunu
iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum.
huzurunda eğileceğime, kaskatı kalıyorum
ve duada ruh teslim edeceğime,
yatağımda kıvranıyorum.
sana kulluk gösteremeyen
bu kulunu affet allah'ım.
eğer, yılları tesbih dizisince süren
hükümdarlığımda seni bir kere anabildim,
resûl'üne bir kez bağlanabildimse,
duamı, o bir kere
ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et.
yâ sübhan!
şu titrek elleri,
kıyamet gününde sana "ümmetim, ümmetim"
diye yalvaracak olan habibinin eteğinde,
şimdi "milletim, milletim" diye dilenen
bu ihtiyarın duasını geri çevirme.
milletimi evvelâ, "ba'sü bâ'de'l mevt"siz bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar
ve sahte kurtuluşlardan kurtar
ve o'na bir gün gelecek kurtarıcıları,
gerçek kurtuluşu nasib eyle.
benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim
hiçbir saadet ümidim kalmadı.
bari felaketi olsun
bana daha fazla gösterme allah'ım.
ayakta duramaz haldeyim,
vâdem ne gün dolacak allah'ım!