çivit mavisi tebessüme sahip, lûgat kertenkelesidir. tevin içinde öksüz bir yakarıştır suleyman bugra tanseheroglu. bırakıp giden tüm hüzünlere selam eder.
nâmı dillere pelesenk olmuş cengaver. üzüm hoşafındaki çekirdektir suleyman bugra tanseheroglu. acı ama kaçınılmaz. umutsuz ama maleyani. yek ile sûküt eder edepsizce.
kalb-i vuslatı, eceri tegannisiyle recm eyleyen yazar. fikir fırkateyninde, heptera üzüm sirkesi dökendir suleyman bugra tanseheroglu. kefillere maddi şerbet koymasını çok iyi bilir.
büyük usta, arsız gönüllerin sahibi. dünya-galaktik görüşmeler temsilcisi. gezegenler arası arabulucu. barış ve sevgi insanı. üç kelimeyle: suleyman bugra tanseheroglu.
kar altında sessizce, içindeki tohumla sevişen topraktır. akan kanın sıcaklığı kesik kesik yayılır kuş sesleriyle. eşraf-i kadim cevap verir gururla. bu silsilenin muhattabı suleyman bugra tanseheroglu'dur.
nefretin kiremitte bıraktığı yağımsı iz gibi saydamlık katar varlığı ile dünya'ya. doğduğu gün büşraydı bugünler için, geçmişten bir spoiler'dı. iyi ki doğdun suleyman bugra tanseheroglu.
tenindeki pırıltılar şarkı söylüyordu düşlerimde, gülme ne olur.
cılız bir rüzgar sessizce dokunurken perdelere, berzah değildi sema benim için sadece sen, sadece sen.
işte böyle bir yazar suleyman bugra tanseheroglu, yeni pişirilmiş limonata gibi tatlı ama tuğlayı hareketsiz bırakan beton gibi hırçın. derin ve yüzeysel, canlı ve ölü, aslında biraz da senden. aslında sen.
hani derler ya, sebepsiz sebeplerin sebebi diye, işte tam da öyle bir yazar, sırr-ı kadimin cevheri amberi. hayal edenlerin zihni çeşitlemeleri güzellemeden ibarettir der bir aztek atasözü. alameti teşbihlerin mırıldanmasını duyar gibi, sessiz bir o kadar da sessiz. aslında sepsessiz.