Bir kere tuvalet meselesi başlı başına bir sorundur. Durursunuz durursunuz sular kesik bir zaman olur ve tuvalete çıkma zorunluluğu hissedersiniz. Bu vicdan azabı gibidir işte. ikincisi bulaşık belası. Bir sürü yığılır o ara sanki bölünerek çoğalıyorlarmış gibi birikir tezgaha. Arada da sırıtır kaldın mı len hadi yıkasana beni çakal der adeta. Üçüncü olarak banyo sorunu bu idare edilebilir ama ilk ikisi asla.
rezervuarın boş olması. gözlerin dolar boncuk boncuk olur. zaman ilerledikçe acaba suların hiç kesilmemesi sebebi ile camiye mi gitsem sorusu aklında belirir. biraz ters gelir şimdi bunun için gidilir mi diye. birazda üşenirsin gitmezsin. sonra dayanamazsın gideyim dersin ama bir bakarsın yatsı okunalı 2 saat olmuştur. cami kapalıdır. iyice yumurcağa dönersin yatağa yüz üstü yatar ağlarsın karnından gelen baskı ile beraber yoğun duygusal baskı neticesinde.