sirkeci`de postanenin karsisindan girilen bi ara sokakta, bi han girisinde cig kofteci ali usta vardir. herkese degisik lakaplarla seslenir, en cok kullandigi 'sufi'dir. tabi kurt olmasi hasebiyle sofi'ye yakin telaffuz etmektedir. bana da 'cocuk abi' derdi.
gercek sufi, bu ismi cok nadir kullanir kendisi icin. mutasavvif`larin degindigi bir noktadir bu.
cunku sufi olmak, guzel bir sey olarak tanimlanagelmistir ve artik onurlu ve gurur verici bir sifat olarak biliniyor. bu yuzden belli bi sure sonra, mutasavviflar, kendi icin sufi diyende is yoktur tadinda yazmaya baslamislardir. riyadan kacinmada son noktaya dogru gider bu yol...
ille cesitlere ayiracaksak, sunu tavsiye ederim*:
-tarikat ehli
-tasavvuf ehli
felsefilesmis sufi, pek netameli bir ifade olabilir. felsefi ne demek?? felsefi denildiginde, ozellikle islam dusunce tarihi calisiliyorsa, belli kisilerce [farabi, ibni sina, ibni rusd gibi] temsil edilen bir metodun kastedildigini soyleyeyim. bu manada felsefilesmisse birisi, sufi degildir. ikisi birden olan yoktur.
benim tercih ettigim cesitlemeye gore, duydugumuz bildigimiz meshur mutasavviflarin hepsi ikinci kisimdadir. birinci kisim genellikle avam`dan bahsetmektedir.
aslinda ibn-i arabiye gore ikinci kisim da ikiye ayrilabilir ama o kadar derine girmeye gerek yok zannimca.
kökeni (bkz: suffa)!dan gelen kelimedir..suffa yün elbise giyen insan anlamına gelir ama önemli olan anlamı yün elbiseyi kötü görünmek ya da kötü kokmayı istemek amacıyla giymesidir bu zattın..bir de (bkz: ashabı suffa) ile ilişkilendirilir sufi kelimesi ama pek rağbet görmemiş bir teoridir bu..
ayrıca sufi kelimesinin yunancadaki sofia kelimesindende geldiğini söyleyenler vardır filozofun ayrımındaki filo-sofia .bilge kişi anlamındadır buradaki sofia
"Sûfî, pislikten arınan, tefekkür ile dolan, beşeriyetten Allah'a yönelen, yanında altın ile çamur eşit olan kişidir. Sûfî, kalbini Allah'ın saflaştırdığı, böylece kâlbi nurla dolan zikrullah lezzetini tadan kimsedir.
Sûfi (veya sofî) kelimesinin hangi kökten türediği hususunda çeşitli görüşler vardır. Bu kelimenin Hicretin ilk asrında kullanılmadığını da bilinir. ibn el-Cevzî'nin (öl. 597) ifadesine bakılırsa, bu kelimeden türetilen "Tasavvuf" tabiri, hicri ikinci asırdan itibaren kullanılmaya başlanmıştır (Telbisu iblis, s. 163, Mısır 1340).
Klasik kaynakların bir çoğuna göre sûfi ismiyle anılan ilk zât Ebû Hâşim el-Küfi'dir (vefatı 150).
Bilindiği gibi sûfî tabiri aidiyet (ism-i mensup) ifade eden bir kelimedir. Tasavvuf ve mutasavvıf kelimeleri de aslı "S-V-F" olan bu kelimenin "tefe'ül" kalıbına nakli ile elde edilmiştir."
risale-i kuseyride sufinin ve tasavvuf kelimesinin kokleri icin burada bahsedilen iddialarin hepsi ve fazlasi gecmektedir. ancak, kuseyri hicbirini digerine tercih etmemekte ve fakat bu manalarin herbirini sufinin nasil olmasi gerektigi hakkindaki retorik icin malzeme olarak kullanmaktadir.*
[bu bilgiyi, carl ernstin 'the shambhala guide to sufism' adli kitabindan edindim, kaynak isteyenler icin. ingilizcedeki en iyi sufisme giris kitabidir.]
bu baglamda, kokeni sudur demekten ziyade, sufi nasildir yahut nasil olmalidir sorusuna cevap arama cercevesinde degerlendirilmesi faydali olacaktir bu iddialarin. ki bu manada hepsinin hakikat payi vardir.
Sufilik sekiz peygamberle temsil edilen sekiz nitelik üzerine kurulmuştur: Oğlunu kurban eden Hazret-i ibrahim'in cömertliği; Allah'ın buyruğuna uyup aziz canını teslim eden ismail'in boyun eğişi; kurtların böceklerin eziyetine, esirgeyicinin kıskançlığına katlanan Eyub'un sabrı; Allah'ın "insanlarla üç gün süre ile işaretten başka yolla konuşmayacaksın"(sure 3/36) ve "rabbine gizli bir çağrıda bulunduğunda(sure 19/2) diye hitap ettiğinde Zekeriya'nın simgeciliği; kendi ülkesinde yabancı olan ve aralarında yaşadığı benzerlerinden kendini ayrı gören Yahya'nın yabancılığı; bir tas ve bir taraktan başka nesi var nesi yoksa hepsini terk eden, tası avuçlarıyla su içen birini gördüğünde tarağı da gene elleriyle saçını tarayan birini gördüğünde atan isa'nın hac yolcuğulu; giysisi sof olan Musa'nın sof giymesi; cenab-ı hak'ın kendisine yeryüzünün tüm servetlerinin anahtarılarını gönderip de "Kendine eziyet etmeyesin, al bu servetlerin sağlayacağı tüm rahatlıklardan yararlan" dediğinde " Ya Rab, onları istemiyorum, beni bir gün aç bırak bir gün doyur" diyen Muhammed'in fakirliği...
heyya heyya heyya
heyya heyya heyya
bir denize açılmış sufi
ne sonu var ne sahili
aşka aşık olmuş o besbelli
deli mi divane mi
dance dance su sufi sufi ya
aşka aşık olmuş sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
bu sesler bu sözler bizim değil
bunu aşıklar bilir
gül de bir bize diken de bir
bunu aşıklar bilir
dance dance su sufi sufi ya
aşka aşık olmuş sufi
dance dance su sufi sufi ya
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
gülen bir dünya olmaz mı dersin
insan insanı sevmez mi sufi
gül de bir bize diken de bir
bunu aşıklar bilir
bu sesler bu sözler bizim değil
bunu aşıklar bilir
dance dance su sufi sufi ya
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
hey ya hey ya hey ya
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi
"aşka aşık olmuş sufiiiii" kısmının melodisi insana oldukça güzel gelen, yıllar geçse de dinlemekten usandırmayan, modası geçmeyen, yıllara meydan okuyan hoş bir mfö şarkısıdır.
yavrularının şimdilik şanslı olabileceğini düşünmediğim safkan. kendisi canlı izlediğim en muhteşem mesafe atıdır ve eminim bu özelliği çocuklarına geçecektir. 2 yaşlı ingilizlerin ise şu sıralar koşup koşabileceği en uzun mesafenin 1400m olmasından kelli boşu boşuna bu atları yazıp kuponlar şişirilmemelidir.
bi dönem jeff buckleyin bile ilgisini çeken bir edebi akım. jeff buckleye ilham kaynağı olup kendisinin sesine de çok güzel yakişan hallelujah parçasına ses vermesine vesile olmuştur.
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır.Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz.her şey yerli yerinde kalır.merkezinde...hem de bir günden bir güne hiç bir şey aynı olmaz
ölen her sufi için bir sufi daha doğar...