yaşadıkları sıkıntılardan dolayı başkalarını sorumlu tutmak. bunun bazısı elbette ki gerçekten başkalarının fiillerinden kaynaklansa bile. çoğu zaman hepimiz yaptığımız hataları veya başarısızlıklarımızı politikacıların, ebeveynlerimizin veya eşimizin vs üzerine atarak sorumluluktan kurtulduğumuzu düşünüp kendimizi rahatlatıyoruz. halbuki sebepler değişmiyor sadece biz gevşiyoruz. aynı sorunlarla karşılaşınca yine aynı şey oluyor ve döngüye girerek sorunlara çözüm bulamıyoruz.
tükaka edilen bir şeydir ama insanın suçluluk duygusunun yüksek olup hep kendisini mesul hissetmesi de özgüveninin düşmesine ve başarısız olmasına sebep olur. kendi hatalarını da görmekle birlikte başkaları suçlu olacak ki gücümüz eksilmesin!
çocukken çok işe yarayan bir yöntemdir. biraz uyanık olup, çocukken izlediğimiz korku filmlerinden de örnek alıp bu durumdan paçayı tamamen yırtabiliriz:
misafirliğe gitmişsindir. oradaki çocuğun -o dönem için çok kıymetli olan- oyuncağını kırmışsındır. annen ayıp olmasın diye ev sahibinin yanında söylenir:
+ kim kırdı bu oyuncağı?
(misafirlikteki çocuk korkarak)
- ben kırmadım.
(anne sana döner ve aynı soruyu sana sorar)
- ben kırmadım.
(anne sinirlenir.)
+ peki ya kim kırdı?
- o kırdı anne. (herhangi boş bir yer gösterilir)
+ o kim.
- bak orda. bize bakıyor.
(anne ve ev sahibi çok tırsar. paçayı yırtarsın.)