sağa atlamak için 3'e basmış, sola atlamak için 1'e basmış, yandığında cama vurup "son hakkın amcık, iyi değerlendir" diyen tek dişi kalmış bir sevimlilik abidesini sabah akşam oynamış bir nesil için eğlenceli gelmeyen oyundur.
oyuna mega headstart ile başlasanız bile göbekli bekçinin her an arkanızda olduğu, havadayken sağa sola gitmenin mümkün olduğu, önünde engel olduğu halde son hız gelen trenlerin olduğu; fakat her şeye rağmen insanı bağlayan güzel bir oyun.
bagimlilik yapan oyun.yillardir dedikodudan gecilmeyen isyerimdeki defdikodulari bitirmistir. herkes bos vaktinde bu oyunu oynamaktan artik dedikodu yapmaya vakit bulamiyor.
bu arada ben 10 milyon puani asarak jubilemi yaptim.
rio güncellemesiyle kutu gibi trenlere, atletik ama şişko bir bekçiye sahip olan bağımlılık yapıcı -eğer bir de rekabet edebileceğiniz arkadaşlarınız varsa daha da bağımlılık yapıcı- oyun.
temple run'dan sonra dünyayı kasıp kavuran oyundur. milyonlu puanlara ulaşan arkadaşlarım bulunmakta, görevleri yaptıkça altın katsayınız artmakta ve çok çok yüksek puanlara ulaşabilmektesiniz.
an itibarliyle yeni rekor kırdığım oyun. o değil de sanki tek yanlış şey o küçümen veletlerin trenleri boyaması. arkadas önünde bariyer olduğunu bile bile gelen tren mi ararsın, şöförsüz penceresiz tren mi ararsın hepsi var. üç tane velet resim yaptı diye ne bu hırs bekçi amca? arkamdan bir milyon sekizyüzdoksansekizbin ikiyüzelli metre koşacak ne var?