başlarda bağımlılık yapan ama sonradan sıradanlaşan oyun. hep aynı oynanış, aynı zorluklar, aynı görevler sıkıyor bir süre sonra. sadece vakit geçirmelik geçici bir oyun.
henüz 3 yaşındaki yiğenimin benden daha iyi oynadığı oyun.
tabi bunu anlayınca deli gibi kasıyorum. bekle küçük hain demek amcanı geçersin ha az kaldı yetişecem sana.
Zevkle oynadıĞıMız subway surfers in nasıl meydana geldigini biliyor muydunuz? programlamacı olan bir babanın oglu grafitiyle ilgilenmekteydi ve ailesi bu durumdan hiç hoşlanmamaktaydı. cünkü bunun ogullarının başına iş acıcaklarını biliyorlardı. ama cocuk onları umursamıyordu. bir gün cocuk bir tren istasyonunun karşısında bina bulur gayet uygun oldugunu düşünür. cantasından spreylerini cıkarırken binanın güvenligi cocuga dogru koşmaya başlar napıyorsun orda! cabuk gel buraya! diyerek bagırmaya başlar. cocuk koşar ve karşıdan gelen trenin altında kalır. babası hatıra olarak böyle bir oyun yapar. oyunda şehir şehir dolaşıyor olmamızın sebebi cocugun en büyük hayalinin dünyayı gezmek olduguydu. bunu biliyormuydunuz? bilmiyordunuz cünkü ben uydurdum ama iyi uydurdum dimi bari okuyun 2 saattir yazıyorum.
akıllı telefon moda akımına hiç kapılmamış biri olmama rağmen uğruna telefon almayı düşündüren oyun.
ne bileyim, belki çok saçma bir oyun ama sevdim, böyle sağa sola filan.. *