bugün gidip gördüğüm kadıköy semti.
aman tanrım istanbulla alakası yok lan buranın buram buram elitizm kokuyo. sankinim bir paris bir londra. adeta kültür şokuna uğradım.
pis varoş halimle bu güzide semti kirletmiyim dedim lan sözlük. adeta kendimi hiç deniz görmeyip boğaza götürülen kürt çocuklar gibi hissettim.
sonra yeter dedim bu kadar bastım döndüm zeytinburnuna. 2 torbacı,döner bıçaklı kavga neyim gördüm de kendime geldim aq. canım semtim.
uzun süre yaşamışlık sonrası kentsel dönüşüm sebebiyle taşınıp ataşehir'e gittiğim, ataşehir'in bir beton yığınından ibaret olduğunu anlamamın akabinde de topuklarım götüme vura vura geri döndüğüm semtim.
yürüyüş için isterseniz 2-3 dakikada caddeye, 3-5 dakikada sahile inebilirsiniz. nüfus popülasyonu oldukça yaşlıdır ancak aynı zamanda türkiye'nin eğitim seviyesi en yüksek semtidir.
bu sıralardaki tek sıkıntısı kentsel dönüşüm sebebiyle dört bir yanının inşaatlarla dolu olması sanırım, 5 seneye bu sorun tamamen ortadan kalkacak ve türkiye'nin en güzel, en yaşanılası semtlerinden birisi olmaya devam edecektir.
huzurun adresidir. caddeden sahile inen iki yanı ağaçlı sokakları ayrı güzeldir. sabahın erken saatlerinle çimle toprak karışık bi koku yayılır. sahilde sabah sporu yapan tanıdık yüzler görürsünüz. tanımasanız bile her gün aynı saatte aynı kişilerle karşılaşınca bi garip mutlu olursunuz.
suadiye oteli 'ni de bünyesinde barındıran semt.
sahil şeridi de yürümek ya da bisiklete binmek için idealdir.
bu semtte bir de sinema bulunur (bkz: movieplex)