eğer bu özelliğinden haberdar değilseniz rezil kepaze olmanıza sebep verir.
erkeklerin en büyük övünç kaynaklarından biri çok içki içip devrilmemektir. "ben onun içtiğini kulağıma damlatırım" sözü bu durumu gayet güzel anlatıyor. sanki çok içmek maharet gibi algılanır ama yanlış. çok içmek, yanınızda eğer sizden daha çok içip sağlam kalabilen biri varsa, tam bir salaklıktır.
askere gitmeden altı ay önce "arkamda kimseyi bırakmayayım" tribine girdiğim için kimse ile bir ilişki kurmamaya çalışıyordum. ama gelin görün ki yakınımızdaki bir yere yeni başlayan bir afet aklımı başımdan aldı. genelde aynı yerlerde yemek yediğimiz ve orada çalışanların tamamını tanıdığım için bağlantı kurmak zor olmadı. zaman içerisinde arkadaşlığımız aşka dönüştü ve mutlu mutlu yaşamaya başladık. zaman zaman dışarı çıkıyoruz, içiyoruz ama öyle çok değil. genelde iki bira ve muhabbet ekseninde sürüyor alkol maceramız.
ilerleyen dönemlerde askere gitmeme yakın ondan ayrılacak olmanın verdiği ıstırapla yanıp kavrulurken son günlerimi tamamen ona ayırmaya başlamıştım. arkadaşlarımız sağolsunlar bir gece dışarı çıkmak için plan yapmışlar. tabi bu sürede ben hep kendimi çok iyi içerim diye lanse ediyorum kıza. sürekli bunun muhabbeti geçiyor. biz bir gün şu kadar içtik, ölümüne içtik, küple içtik, içtik de içtik...anlata anlata bitiremiyorum. o gece sağolsun kız arkadaşım sanki beni denemek için plan yapmış gibi hem kendi içti(ama ne içmek) hem de bana içirdi. en son hatırladığım sahne pitbull şarkıları eşliğinde tek başıma ibrahim tatlıses gibi halay çektiğim sahneydi. o da hayal meyal. bir de kız arkadaşımın beni koltuk altıma girip taşıdığını ve etraftan kahkahalar yükseldiğini hatırlıyorum.
epey geç olduğundan eve gitmemiş kimse. arkadaşımızın evinde kalmışız. uyandığımda çıplaktım (sadece donla bırakmışlar beni) ve üstümdeki yorgan yarıya kadar inmişti. beynim çatlıyordu. kız arkadaşıma aktım üstünü başını giyinmiş saçlarını tarıyordu. "uyandın mı prenses" dedi gülerek. "harbiden deli içermişsin" diye de ekledi. yanıma oturup saçımı okşadı, "korkma seni kötü emellerime alet etmedim ama gördüm ki ben senin içtiğini kulağıma damlatıyormuşum" diye devam etti. o konuştukça ben kızardım, bozardım.
"çok rezil oldum mu" diye sordum. "eh oldukça!" dedi.
o gün ve devamında tüm arkadaşlarımın diline düştüm, yıllarca bir destan gibi üstüne koya koya herkese anlatıp gülmekten çatladılar. ki hala devam eder bu muhabbet. ondan bana kalan tek hatıra bu. onu iyi hatırlamam ve gülümsemem için tek sebep.
bir yerlerde hala deli gibi içiyordur belki. ama ben de geliştirdim kendimi, sizin içtiğinizi kulağıma damlatırım, o derece! iddiaya giren var mı?
geçen ay olympos tatilinde kadirin yeride kalmıştık üstteki odanın ismi 'dingonun ahırı'ydı.
herhalde kız çok içmiş olacaktı ki sevgilisiyle tartışmaya başladılar. işte.. ben sana demedim mi bu kadar içmiceksin'ler, beni rezil ettin'ler (erkek kıza söylüyor) velhasıl baya baya hakaretler havada uçuşuyor.
kız en sonunda kapıya öyle bir tekme attı ki ' al sana dingonun ahırı' diyerekten odanın kapısını pert etti. diyeceğim o ki kız milleti içince daha bi seksi oluyor
iki şişe jeam beam içip de hala danseden bir kız tanımıştım da şimdi diyorum ki allah düşmanıma vermesin... iyi ki evde içmişti dışarıda içse para pul da yetmezdi.