malum yaz aylarındayız, sıcaklar da kendini iyiden iyiye hissettirir durumda..
dondurma, karpuz, kola gibi çeşitli içecekleri ve yiyecekleri yaz aylarındaki hararetimizi biraz olsun aza indirmek için tüketmekteyiz..
ancak hiçbir şey suyun yerini tutacak nitelikte değildir..
2 sağa sola hareket edersiniz 'ay yandım' ya da 'yanıyom ulan' dersiniz, bu değişebilir,
ancak değişmeyen tek şey bir bardak sudur..
tabi suyu bardakta içmek o anki hararetinize ve üşengeç olup olmamışlığınıza kalmış bir şeydir belki de..
*
mesela arada yapmıyor değilim,
şöyle bi' gidiyorum mutfağa doğru, ortalığı bir ceylan gibi kolaçan ederken 'sekmeden' açıyorum buzdolabının kapağını..
hedef orada, tam bir şişe su, içi yanan bünyenin istediği su..
şişeyi alıp yavaşçana kapağını açar iken, ortalığa bir kez daha göz atıp şişeyi bardağa değil de ağzıma boşaltıyorum..
şükür yarabbi.
**
aslında bu eylemi gerçekleştirmenin en güzel yeri,
bu işi yaparken başkalarına yakalanabilme endişesi içinde olmanızdır.
hatta sırf bu yüzden suyun tadına bile varamazsınız..
üşengeçlik de, zevk de, allah'a sevk diyorum de, bla bla de..
ayakta su içmek sağlık açısından faydalı değildir, hatta zararlıdır. insan midesi otururken ve ayaktayken farkı pozisyonda bulunur. ayaktayken içilen su direk olarak onikiparmak barsağına geçer ama sıvı oturarak içilirse sıvı önce midede birikir, asitle karışarak midedeki mikropları ölür ve sonra onikiparmak barsağına geçer. tamam "tepeye su şişesini dikme" zevki de tartışılamaz ama karar sizin.