Hipopotamların(su aygırlarının) derilerindeki bezlerden salgılanan pembe bir sıvı, onları güneş yanıklarından korumaya yarar. Derinin altında, su aygırının vücudunun soğuk suyun altında bile sıcak kalmasını sağlayacak 5 cm. kalınlığında bir yağ tabakası bulunmaktadır.
su aygırlarını göstererek;
- peki bunlarla ilgili özel bir şey var mı ?
- bildiğim yalnızca ağızlarından gaz çıkarttıkları. çok fazla öpüşmediklerine eminim. !
(val kilmer'la adını bilmediğim bir oyuncu arasında geçen bir diyalog. the ghost and the darkness filminden)
her sene özellikle afrika'da kedigillerden bile daha çok insan öldüren hayvandır. Barışçıl değildir. kendileri-bölgeleri-yavruları tehlikede ise, ya da böyle sanıyorlarsa düşünmeden saldırırlar.
3 ton ağırlığındadırlar. karada da oldukça hızlı koşabilirler. derileri o kadar kalındır ki hemen hemen hiçbir hayvan tarafından avlanamazlar.
ağızlarını 150 derece kadar açabilirler, dişleri kurşunlara karşı koyacak kadar sağlamdır. o kadar kuvvetli ısırırlar ki 5 metrelik timsahları ikiye böldükleri kayıtlara geçmiştir.
o cüsseyle saaatte 56 kilometre ile koşabilen hayvan.ayrıca derilerinin antibiyotik özelliği bulunmaktadır o boklu derelerde bile yaralar çok zor enfeksiyon kapar.
ormanlar kralı aslan bile tahtından edecek kadar güçlü ve cüsseli bir hayvandır. diş saysı az olmasına ramen iddia edildiği gibi bir timsahı ya da aslanı ortadan ikiye bölecek kadar güçlü bir çene yapısına sahiptir. hatta yaşam alanlarına tecavüz eden insanları bile öldürdükleri olmuştur.
Yaklaşık 30-40 yıl kadar yaşarlar. Yaşamını suda geçirmesine rağmen iyi yüzemez. Suyun altında burun deliklerini kapatır ve genellikle yüzmek yerine yürümeyi tercih eder. Geceleri karaya çıkarak otlarla beslenir. Arka dişleri neredeyse bir beyzbol sopası kadar kalın ve uzundur. Bu büyük dişler 68 cm uzunluğunda ve 8 cm kalınlığında olabilir. Dişin büyük bir bölümü diş etinin altında yer alır.
en sert deriye sahip hayvanlardan biridir. aslan'a bile oyle kolay kolay yem olmaz. ayrica yaz aylarinda derisinin rengi onu gunes isinlarindan korumak icin pembeye doner. genelde 15 kisilik gruplar halinde dolasirlar.
--spoiler--
Hakim suçluya sorar:
- Bu adamı niçin dövdün?
- Bana su aygırı dedi efendim.
- Ne zaman?
- Tam bir yıl önce.
- Ama sen onu yeni dövmüşsün!
- Ben hiç su aygırı görmemiştim, geçen gün gördüm de!
--spoiler--
Bu koca hayvan bütün gününü, ekvator Afrikasının nehir veya göl sularında tembel tembel yüzmekle geçirir.
Kendini suyun kaldırma kuvvetine bıraktığı için, üç veya dört tonluk bir et, kemik ve yağ yığını olan vücudunu taşıması daha kolay olur.
Eski Yunanlılar bu hayvana, -nehir atı- anlamına gelen -hippospotamos- adını vermişlerdir. Aslında, attan çok, dört veya beş metre uzunluğunda bir domuza benzer. Bacakları çok kısadır. Bütün gövdesi yağla kaplı olduğundan suda çok rahat yüzer ve yalnız burun delikleri, küçük yuvarlak gözleri ve kulakları suyun üstünde kalır. Böylece ekvatorun kavurucu güneşine daha kolay dayanabilir.
En ilgi çekici yanı, suyun altında nefes almadan uzun süre kalabilmesidir. Bütün besini nehir veya göl kenarında yetişen otlar, sazlar ve bitki kökleridir. iri köpekdişlerinden her biri birkaç kilo gelir ve üzerlerindeki fildişi tabakası çok değerli sayılır. Su aygırı çok sık esner; bazen o koca ağzını açınca hayvanın dişleri arasında kalmış bitki artıklarını toplamak için küçük kuşların gelip korkusuzca ağzına girdikleri görülür.