Fakir bir genç olan Raskolnikov, başarılı olmasına rağmen hukuk fakültesini maddi sebeplerden ötürü yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Paranın, parayla ne yapılacağını bilmeyen, insanlık ailesine parazit olan aşağılık insanların elinde iken, toplumun gelişmesine büyük katkılar sağlayabileceklerin para sıkıntısı çekmesinin yanlış bir düşünce olduğunu düşünmektedir. Bu yanlışlığı düzeltmek üzere yaşlı ve zengin olan bir tefeciyi, ve onun kız kardeşini görgü tanığı bırakmamak için öldürür. Kimsenin kendisini görmediğini ve geride çok büyük bir olasılıkla bir iz kalmadığını bildiği halde, bazı tesadüflerin sonucunda Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşer. insanlığını, masumiyetini yitirmiştir. Temiz kalpli Sonya'ya suçunu itiraf eden Raskolnikov, polise de teslim olur ve cezasını çekmek üzere Sibirya'ya gider. [ kitap kurdu ]
efsane bir kitap eğer dostoyevski ile hiç tanişmasaydim hayatım çok farkli olurdu mutlaka okuyun. onlar rus ben ruslari sevmiyirum onu da okumam diyen arkadaşima da selam olsun burdan.
Raskolnikov'un 19. yüzyılda üniversite giderlerini karşılamak için ders vermek zorunda olması çok ilginçtir. Zira o dönemde Rusyanın sisteminin Osmanlı'nın biraz ilerisinde olduğunu gösterir.
Raskolnikov "ve artık şunu biliyorum sonya, güçlü, sağlam bir kafa ve ruha sahip olan kişi insanların efendisidir. kim daha cesaretli ve gözüpek ise, onların gözünde o haklı ve doğrudur. kim daha çok şeyi ayakları altına alır, çiğner geçerse onların yasa koyucusu olur ve en arsız en cüretkar olan, muhakkak ki en haklı olandır. bu hep böyle gelmiş ve böyle gidecektir."
Yıllar öncesinden günümüze ışık tutmuş gibi. insan psikolojisini tüm derinliği ile ortaya koyan kitap.
Bugün bitirdiğim bir baş yapıttır. bu kadar geç kaldığım için kendimi defalarca kınadım.
"bazı hareketler vardır, istediğimiz kadar iyi niyetli düşünelim, unutamayız onları. her şeyde aşılması tehlikeli olan bir sınır vardır. o sınır bir kez aşıldı mı, bir daha geri dönüşü yoktur."
Realist romanları sevmeye bu kitap ile başladım. Suç ve ceza'dan sonra betimleme içermeyen kitaplar hep eksik kaldı. Direkt konuya giren kitapları bi köşeye attım. Dostoyevski'nin romanları çıtanızı yükseltir. Lisede arkadaşlarım Canan Tan okuyup överlerdi bi romanını okudum sadece yazmak için yazılan cümleler ve tüm karakterlerin aşık olduğu doğaüstü kız. O zaman suç ve cezanın bize uzak bir kültürde yazılmış olsa ne kadarda bizi anlattığını anladım.
Kötü bir kitap. Öyle ki ruzgardan kapi kapanmasın diye takoz olarak kullanıyorum. Konusuna gelirsek. Raskolnikov diye bir eşkıyanın yaşamını anlatıyor.
sırf adı yüzünden okuyacaksanız hiç okumayın. öncesinde okunması gereken başka dostoyevski kitapları var. dostoyevski okumayı seviyorsanız zaten sayfa sayısının hiçbir önemi yok, her türlü okursunuz. ama "ben suç ve ceza'yı okudum" diyebilmek için hiç kasmayın, gereği yok. zaten bu şekilde okusanız da kitabın temasını yakalayabilir misiniz, hiç sanmıyorum.