--spoiler--
gazzeye yardım götüren mavi marmara gemisindeki hadiseyle ilgili iki haftadır çok şey yazıldı çizildi. kimi, israilin topyekûn ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi, kimi israildeki aşırı sağcı iktidarın olaylara sebebiyet verdiğini ifade etti; kimileri ise geminin israil makamlarından izin alması gerektiğinin üzerinde durdu. ama tarihte yaşanmış bir trajedi vardı ki kimse bunu dile getirmedi. geçmiş bilinmeden şimdinin yorumu hakkaniyetle yapılmaz.
hatırlara dahi gelmeyen bu olay struma gemisi faciasıydı. tam 770 talihsiz insan hitlerin zulmünden filistine kaçıyordu. aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların olduğu bu insanlar dünyanın gözü önünde katledildiler. insanlığın yüz karası bu durum dünya insanlığının tekrar tekrar hatırlaması gereken durumdur.
tarihler 14 aralık 1941i gösterirken struma gemisi, marmara açıklarında türkiye karasularında arızalandı. gemidekiler arızanın giderilmesini ümitle beklediler. nazi almanyası da öbür taraftan gemidekilerle ilgili olumsuz propaganda yürütüyordu. hatta hitleri ziyaret eden dönemin kudüs müftüsü hacı emin hüseyinin bu ziyareti acaba hitlerin katliamlarına zemin teşkil ettiğini söyleyebilir miyiz? benim zulmüm meşrudur türünden bir manzara yaratan bu acı tablo ileriki yıllarda zulüm kamplarıyla ne yazık ki yüz binlerce, milyonlarca masum insanın hayatına mal olacaktı.
naziler, bir ara bu 770 yahudi insanını türk makamlarından istediler. türkiye yolcuları bir gerekçeyle hitlere teslim etmedi. ancak, türk makamları prosedürde kaçak görünen bu gemidekileri karaya alsa, yardımcı olsa suçlu konuma düşüp almanya ile savaş tehlikesine girebilirdi.
struma gemisindeki tedirgin bekleyiş sürerken dünyanın hâlâ kılı kıpırdamıyordu. bu zavallı insanlar ne karaya çıkartılıyor ne de gemi motoru tamir edilip gönderiliyordu. yolcuların hepsi sağlıklıydı. fakat günlerce denizin ortasında aç susuz beklemekten ve tuvalet ihtiyaçlarını güverteye yapmaktan dizanteri hastalığına yakalandılar.
istanbuldaki yahudi cemaati lideri rıfat karako ve simon brodun gemiye çıkmasına izin verildi. yahudi cemaatinin iki lideri gemiye çıkınca gemidekiler ağlamaya başladılar. bu iki insanın etrafına doluştular, kimisi ise onları öpmek istedi. rıfat karako ve simon brod da gördükleri manzara karşısında gözyaşlarını tutamadılar.
türk dışişleri bakanlığı ankaradaki ingiliz büyükelçisine, bu insanların filistine ulaştırılması noktasında ilgilenmelerini söyledi. ancak, ingiltere büyükelçisi knatcbull huggesen bunun mümkün olamayacağını bildirdi. avrupa hâlâ suskundu. aynı şekilde arap ülkeleri de.
türkiye, ingilterenin red cevabı karşısında harekete geçme kararı aldı. 65 gün boyunca yolcular iyice kırıldılar. gemi kokudan geçilmiyordu. türk makamları 70 günün sonunda sarayburnundaki karantinalı gemiye römorkör yaklaştırıp çekme kararı aldı. arızalı motor tamir edilmek üzere söküldü. gemi karadenize doğru çekildi. bunun üzerine yolcular büyük bir çarşafa şöyle yazdılar:
yaşasın türkiye cumhuriyeti!... kurtarın bizi!...
tarihler 24 şubat 1942yi gösteriyor. saat sabahın 9u...
struma, hüzünlü görüntüsüyle karadeniz açıklarında bekliyor. kapkara, paslı, metalik geminin üzerinde çöküntü halinde, bükülmüş insan gölgeleri göze çarpıyor.
ressam salvador daliye, hüznün resmini çiz dense, işte çaresiz hüzün. küçücük çocuklar, yaşlı insanlar kara gölgelere dönüşmüşler. koca dünya üç aydır ağlaşan aç susuz insanlara çare olamıyor bir caninin elinden kurtulmaya çalışan insanlar dünyanın acımasızlığına terk ediliyor.
bu arada kudüs müftüsü hacı emin hüseyin hitlerle görüşmesini sürdürüyor resmi iyi okumak lazım. dünya insanlığı benim zulmüm meşrudur anlayışından kurtulmadığı sürece tanrıya hesap verecektir.
struma gemisi sabah saatlerinde dehşet bir gürültüyle patlıyor. insanların bedeni cesede dönüşüyor. ceset parçaları koca denizi bir anda kırmızıya boğuyor. gemi darmadağın oluyor. dünya rahatlıyor. çünkü artık kendilerinden yardım isteyecek kimsecikler yok. 766 insan denizin soğuk derinliklerinde gözden kayboluyor. bu arada insanlık vicdanı da
mavi marmara gemisindeki olayları yorumlarken resme iyi bakalım. ben bu yazıyı yazarken israilde on binlerce cesur israilli mavi marmara gemisine yapılan saldırıyı barış öncüsü ishak rabin meydanında protesto ediyordu struma gemisindeki çaresiz bekleyişe insanlık tarafından hiçbir protesto olmamıştı. resmi iyi okumak gerekmiyor mu?
mavi marmara gemisinde bulunan gazeteci bir arkadaşım anlattı... israil yetkilisi bu işin sonu ne olacak, şimdi şu olanlar iyi mi oldu, ne düşünüyorsunuz bu konuda deyince, gemideki aktivistlerden biri israil yetkilisine, israil haritadan silinmediği sürece bu devam eder, hepiniz ortadoğudan sürülmelisiniz diye bağırmış.
ahmet altan bu durumu şöyle ifade ediyor:
ben senin kökünü kurutacağım, seni bu topraklardan sileceğim dersen bu savaş bitmez, bitmediği gibi kendini sürekli tehlikede hisseden israilde korku büyür ve o korkuyla insanlar budalaların şiddetine sığınmak zorunda kalırlar. kendilerini yok etmek isteyen düşmanlarla kuşatıldığına, varlığını savunabilmek için sürekli şiddete başvurmak gerektiğine inanan israilliler, barışı, dostluğu, anlaşmayı savunan diğer israillilere kızıyorlar, onları suçluyorlar.
eğer insani değerlere, insan hayatına sahip çıkıyorsak, israilli insanların var olma ve yaşama hakkına da sahip çıkmalıyız.
öz eleştiri nedemek bilmeyen türkkiye profili sözlük yazarlarının en büyük kanıtını olay. hiç bir sözlük yazarının yorumlayamdığı olaydır. bir nevi behlül kaçar hereketi. arkadaş ermeniler kesilir kimsenin ağzını bıçak açmaz 20 ülke resmen soykırım olarak tanır inkar edilir. her avrupa kupası maçında hakem bizim hakkımızı yer. ondan sonra melek sanırız kendimizi susmakla melek olunuyorsa ben usmaya niyetli değilim.
yıllar yıllı osmanlı yahudileri sömürmüştür. o yahudileri ticareti zerre bilmeyen bir ülkede ticareti gliştirmek için ispanyada almıştır! hayvanlar gibi vergilerle adamalrın anasını bacısını sömürmüştür o osmanlı. yahudiler memur olamaz, asker olamaz, devlet idare edemez yasaktır hala bu gün bile sadece çalışın bize ticareti öğretin ve hayvanlar gibi ağır vergileri ödeyin!
mavi marmara gemisine yapılan hukuksuzluk ve vahşetle bir tutulmaya çalışılan gemi. öyle hıyarca yazılar ki insan şaşırıyor. gemi romen gemisi, mürettebat romen, gittiği yer ingiliz sömürgesi, romanya almanya'nın müttefiki ve gemiyi batıran ruslar iken türkiye'ye bok atılmaya çalışılması elbette manidar.
deniz hukukuna göre her gemi bayrağını taşıdığı ülkenin toprağı sayılır. bunu israilli köpekler görmezden geliyor tabi. burda da görüyoruz mavi maramara'da da gördük. gemi marmara denizinde bozulduğunda almanya iadelerini istemiş ve türkiye vermemiştir. bir gerekçeyle falan diye küçümsenerek yazılmış nankör köpekler tarafından ama baya vermemiş işte. türkiye tarafsız bir ülke olarak elbette tarafsızlığını korumak istemiştir. ingilizlerin toplu yahudi göçüne izin vermeme kararı ile bozulan gemidekilerin filistin'e (o zamanlar filistin tabi işlerine gelmiyor şimdi) gitmesine izin vermemesi (bunun nedeni hakları olmayan bir yere giden yahudiler ile araplar arasında olaylar çıkmasıdır) ve daha sonra bazılarına (çoluk çocuk hesabı) izin verse de gemi göndermeye yanaşmaması üzerine türkiye gemiyi karadeniz'e çekmiştir. türk mühendisler motoru tamir etmeye çalışmış ama başaramamışlardır. karadeniz'de ise bir rus denizaltısı gemiyi batırmıştır.
türkiye gemiye karşı hiç bir şiddet uygulamamış hatta savaşa girmeden gemidekilerin gidecekleri yere ulaşmaları için elinden gelen çabayı sarfetmiştir. burada köpeklerin silahsız insanları uluslararası sularda öldürüp kurtulanlara işkence yapmaları ile, dünya savaşına girmemek için gemidekileri topraklarına kabul etmeyip geçip gitmelerine çalışırken başka bir ülkenin gelip gemiyi batırması arasında benzerlik görebilenlerin zekasından ya da ahlakından şüphe etmek gerek.
turkiyenin belki de en kara tablolardan birisi struma gemisidir. romanyadan yola çıkan bu gemi içerisinde 780 tane yahudi taşıyordu. gemi normalde bir nehir gemisiydi ve hayvan taşımacılığı için kullanılıyordu. ancak bazı kafesler kamaralara dönüştürülmüştü. gazetelerde verilen ilanlarda, günde 3 öğün yemek verileceği, motorun yenilendiği ve israel toprakları için vize alındığına dairdi. bunları araştırmak için bir kaptan tutuldu, rüşvet alan kaptan gemi hakkında pozitif bilgi verdi.
gemi ortalama bir bilet için $1000 ödeyen 750 yolcuyla israele gitmek üzere yola çıktı. yolda bir sürü kez motor bozuldu. tamiri için yolculardan para toplandı. çok az gıda veriliyordu gemide. boğazlara vardığında, geminin motoru tamamen bozulmuştu. gemi karantinaya alındı. kimsenin inip çıkmasına izin verilmiyordu. hahambaşılık düzenli olarak gemiye yiyecek ve su sağlamaya çalışıyordu ancak destek yetersizdi. gemide tuvalet azlığından hijyen sorunları vardı ve salgın hastalıklar çıktı. ellerindeki tıbbi yardımlarla, gemide yolcu olan doktorlar hastalıkları tedavi etmeye çalıştı.
türkler gemideki insanların türkiyeye yerleşmek istediğini düşünüyorlardı. o zamanlar socony isimli bir petrol şirketinin sahibinin oğlu bu gemide israele gitmeye uğraşıyordu.şirketin türkiye distribütörü vehbi koçtu. soconynin sahibi vehbi koça türk yetkilileri ile temasa geçmesi için istekte bulundu. emniyet ile temasa geçen koç bir sonuç alamadı ve en sonunda içişleri bakanlığına kadar gitti, bakanın inisiyatifi ile mr. walkerin oğlu serbest bırakıldı. gemiden bir kadın kanama geçirdiği için, 3 aileye de vizeleri olduğu için izin verildi. jdc ingiltere'den israel topraklarına gitmek için 2000 tane vize aldığını ve bunların çoğunu strumadaki yolcular için kullanacağını açıkladı, ancak türk hükümeti yine de gemiyi terk etmelerine izin vermedi.
gemi türk musevi cemaati tarafından masrafları karşılanacak şekilde havuza alındı ve motoru tamir edilmek üzere çıkartıldı. havuzdayken, polisler gelip gemiyi römork ile çekmek istedi, ancak bir polis gemiyi karadenize götüreceklerini ağzından kaçırınca yolcular ve polis arasında kavga çıktı. kayıkla gemiye 80 polis daha geldi. yolcular odalarına kapatıldı, motoru tamir için çıkarılan gemi römorklar ile karadenize çekildi. şileden 5 kilometre açıkta römorklar gemiyi bıraktı. daha sonra bir rus denizaltısının vurduğu sanılan struma karadeniz açıklarında infilak etti.
gemiden 2 kişi kurtuldu. geminin ikinci kaptanı ve stolinar isimli 18 yaşında genç bir yahudi. geminin ikinci kaptanı daha sonra öldü. stolinar ise enkaz ile kıyıya yüzmeye çalıştı. başarılı olamayınca enkaza geri döndü, çakı ile bileklerini keserek intihar etmeye çalıştı. parmakları o kadar donmuştu ki, çakıyı açamadı. daha sonra yakınlarda gecen bir balıkçı teknesi tarafından kurtarıldı.
hastanede iyileştikten sonra 3 hafta boyunca sorguya çekildi. çoğu kişi patlamadan değil, sorgudan sağ olarak kurtulmasının mucize olduğunu söylemektedir. emniyet amiri, yardım gönderilmemesinin sebebinin denizde fırtına olması olduğunu söyleyince, kendisi, hayır deniz yağ gibiydi demiştir. bunu üzerine de amir ben ne konuştuğumu biliyorum demiştir. stolinar daha sonra tren ile israel topraklarına gitmiştir.
Struma gemisindeki zavalli insanlarla mavi marmarayi bir tutan zihniyete yaziklar olsun...
- Struma caresizlik gemisiydi, soykirimdan kacan 780 yahudiyi hayat kurtarmak icin tasiyordu... Mavi marmara provokasyon gemisiydi, amac yardim degil hir cikirmakti...
- Strumadaki insanlarin baska caresi yokut... Mavi marmarayi kiralamak icin verilen para arti yardimlar gayet kizilay tarafindan filistine ulastirilabilirdi...
- strumadaki insanlar hasta ve ac ve gucsuzdu... Mavi marmaradakilar silahli ve provokatifti...
- Strumaya hic bir sans verilmedi... Mavi marmaray binlerce kere asdod limanina geli uyarisinda bulunuldu...
- Struma'ya giden yardimlarin parasini Turkiye yahui cemaati odedi... Mavi marmaraya yapilan cikartmada etkisiz hale getirilen teroristler icin israel turkiyeden para istemedi...
- struma icindeki insanlarla beraber karantinaya alindi... Mavi marmaradaki teroristler israel hapishanelerinde rahatca konaklatildi, yiyecek ve su verildi (hatta bazi terbiyesizler ikram edilen salamli sandvici begenmedi...)
- Struma amacina ulasamadi, icindeki masum insanlar katledildi... Mavi Marmara amacina ulasti, israelle turkiye arasini bozdu, nitekim yardimlar da gazeye gitti (ironiktir ki giden yardimlarin kimse suratina bile bakmadi, 3 ay once suresi dolmus bir surur erzak yardimi gunlerc sokakta kaldi...)
Kisaca Strumayla Mavi Marmarayi karsilastirmak cehallettir, buna yeltenilmesi bile gulunctur...
dincilerle taşak geçme konumuz.he yafrum atatürk masondu, ismet pıtırım ingiliz ajanıydı, devlet siyonist yapılanmaydı ama 700 siyonisti-50 çocuk- açlıktan can çekiştirip en adi bi şekilde ölmesine izin verdi.gerçi her yahudi siyonist değildir, yarı yarıya desek rakam daha düşük ve sivil.
struma ve mavi marmaradan israille karşılıklı özür mantıklı olur.
tarihte götlerini defalarca kurtarmış olan bir milletin devletine bok atmak için debelenenlerin çok sevdiği gemicik.
genel geçer doğrularla yazdığım yazıya subjektif yorumlar ile cevap verildiği sanılıyor herhalde. tekrar ediyorum; gemi romen gemisi, mürettebat romen, gittiği yer ingiliz sömürgesi, romanya almanya'nın müttefiki ve gemiyi batıran ruslar. koduğumun nankörleri.
Struma'nın batırılması hadisesi Sovyet askeri arşivlerine şu şekilde işlendi:
' Sc-213 denizaltısı ... 24.2.1942 sabahı korumasız vaziyetteki düşman gemisi Struma'ya rastladı ... Gemi 1118 metreden başarıyla torpidolandı ve batırıldı ... Genç subaylar ... Gemi Komutanı ve astsubaylar ... ve torpidoyu ateşleyen Kızıl Filo denizcileri ... cesaret örneği sergilemişlerdir.'
2. Dünya savaşı sırasında nazilerden kaçan yaklaşık 770 yahudiyi taşıyan ve romanyanın köstence limanından kalkan gemi. Aralık 1941 yılında geçen olayda geminin motoru arızalanarak marmarada kalıyor. Gemiden kimsenin karaya inmesine müsade edilmiyor, geminin varıs noktası filistine müsade etmiyor ingiliz hükümeti. Romanyaya geri dönsün istiyor. Yaklaşık 70 gün boyunca yazısmalar görüsmeler derken gemi insanlar gıdasızlıktan hastalıktan kırılıyor sonra gemi karadeniz şile yakınlarına bir motorla çekiliyor. Burda bir rus denizaltısı gemiye once sinyal gonderiyir ama arızalı olan gemi yanıt vermeyince torpil atarak patlatıyor ve gemiden 1 kisi kurtuluyor sadece.
24 Şubat 1942 yılında vurulan gemi ile alakalı şöyle bir gelişme yaşanmıştır.
23 şubat sabahı komünist lider staline haber ulaşır ve gemideki insanların kurtarılması ile ilgili bilgi verilir.
lakin komünist stalin bu durumu şiddetle red eder ve ekler " nazilerden kaçanlar bizdende kaçacak" der.
o tarihlerde almanyadan korkusuna veya ırkçı sebeplerle, o insanlara yardım etmeyen yoneticilere lanet olsun,
insanlıktan 1 gram nasibini alamamış rezil herifler
edit: onları kurtarmaya çalışanları hariç tutuyorum
Kudüste olası bi yahudi devleti kurulmaması için ingiltere tarafından batırılmış gemidir. Fesli maymunun peşinden gidenlere sorsan israili ingiltere kurdu derler. Halbuki israil'in yoluna en büyük taşları daima ingilizler koymuştur. Ha şimdi durum başka o kadarı da normal elbette.